Türkiye’de Sapkın İslami Faaliyetler ve Yeni SenaryolarDoğru İslamiyet’in anlaşılarak yaşanmasını istemeyen güç odakları veya başka bir ifadeyle İslam’ı bulantılı hale getirerek perdelemek isteyen senaristler, çok farklı İslam yorumlarını piyasaya sürerek cilalamaya devam ediyor. Araştırma eksikliğimiz de bu bulandırma çalışmalarının zeminini zihinlerimizde maalesef hazırlıyor. Öte yandan din alanında herkesin söz sahibi olması fakat söz sahibi olan kimselerin değindikleri meseleler de fikirsel alt yapıya sahip olmaması, durumun İslam aleyhinde seyrine kuvvet veriyor.
Türkiye’de öbeklenerek, İslam dininin algılarda bulanık hale gelmesi için bazı gruplar türetildi ve bu gurupların yeni “İslam karşıtı çalışmaları” parlatılmaya çalışılıyor. İşte onlardan bazıları;
Mezhepsizlik: Ehl-i sünnet anlayışına mensup Müslümanları hedefleyen “Mezhepsiz İslam” çalışmaları ile Eşari ve Maturidi olarak bilinen itikadi mezhepleri ortadan kaldırmayı hedefler. Hanefi ve Şafi mezhepleri başta olmak üzere, hak kabul edilen amellere ilişkin mezhepleri sürekli kusurlu ve yanlış göstermeye hatta gereksiz göstermeye yönelik bir harekettir.
Çağdaşlık (Protestanlık): Adeta İslam’ı günümüze uyarlayarak yeni bir şekle çevirip “İslam günümüzde rahatla yaşanabilir” diye pozitif mesajlar veren fakat İslam geleneği ile çelişen bir hizmet anlayışını Müslümanlara empoze etmeye çalışır. Tesettürü gerekli görmeyen kadın hocalardan tutun da dini hükümlerin değiştirilerek günümüz insanının arzularına uygun şekilde sunulmasına kadar, İslam’ın şekilden şekle sokulduğu bir yaklaşımdır.
Peygambersizlik: İslam dininin ve Kuran’ın hak olduğu ve İslam için Kuran’ın yeterli kaynak olduğu sloganlarıyla çalışırlar. Öte yandan, Hz. Muhammed’in (s.a.v) bir postacı gibi vahiyi getirdiği ve görevini tamamlayarak gittiğini empoze etmeye çalışırlar. Hz. Muhammed’e (s.a.v) yönelik eleştirilerde bulunanları dahi görmek mümkündür. Peygambersiz İslam anlayışının en belirgin özelliği, hadisleri ve sünneti kabul etmemeleri ve ortadan kalkması gerektiğini açıkça savunmasıdır.
Bilimsellik: Bilimsel gelişmeler ile İslam’ı açıklamaya çalışan bir akımdır. Bilime endeksli olarak Kuran-ı Kerim’in geleceğe dair mesajlarını bilimsel gelişmelere bağlayarak, İslam’ın hak din oluşunu savunurlar. Elbette İslam aklı tatmin edebilecek donanımda bir dindir. Ve bilimsel buluş ve bilgilerin de İslam dinini tasdik etmesinden bahsetmek doğrudur. Bu nedenle bu akım Müslümanlar tarafından ilgi görür. Fakat bu akımın asıl amacı, bilim alanında ki bazı gelişmelerin İslam’ı tasdik etmesini vurgulamak değil, Müslümanların manevi yönlerini körelterek zihinlerini maddeci bir bakış açısına yöneltmek ve İslam’ı “bilim gözlüğü” ile yeniden tanımlamaktır.
Bireysellik: Toplumda İslam’ın yaşanmasının düşmanıdırlar. İslam’ı bireysel olarak yaşamanın gerekliliğine vurgu yaparak, cemaat ve tarikatlar başta olmak üzere tüm İslami toplu faaliyetlerin gereksiz olduğu yönünde algı oluşturmaya dayalı bir yaklaşımdır. Camilere kısmen tahammül etseler de, zaman zaman camileri bile tehlikeli görürler. Toplumda veya bir grupta İslam’ın yaşanmasından veya İslam birliğini hatırlatan her şeyden ürkerler. Bu akımın savunucuları için İslam, yalnızca “Allah ile birey arasında” kalması gereken işlevsiz fakat gerekli bir olgudur.
Devamını okumak için tıklayın.
Haberin Devamında Ne Var?
- İslam Birliği ve Müslüman Dirliği (6. sayfa)
*Bu Analiz haberin ilk sayfası için tıklayın.
Kaynak: Beyaz Gündem (Analiz)