Bakanlar Kurulu tarafından TBMM’ye sevk edilen ve komisyon görüşmeleri devam eden ‘Sanayi, Geliştirme Kanunu Tasarısı’na göre,  zeytinlik sahalarına sanayi yatırımı yapılmasına izin verilmesi tepkilere neden oldu. İspanya’nın 9’da biri, Türkiye’nin ise ancak bir vilayeti büyüklüğündeki Yunanistan’ın bile yarısı kadar zeytin üretebilen Türkiye’nin, 2023 hedefleri bahanesiyle zeytinlikleri sanayi alanlarına açmaya dönük kanuni düzenleme yapması toplumda şaşkınlığa yol açtı.
ZEYTİNLİKLER TORBA'YLA HEBA EDİLECEK

Bakanlar Kurulu, 15 Mayıs 2017 tarih ve Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla TBMM'ye, ‘Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı' isimli bir torba kanun sevk etti. Zeytinlikleri sanayi alanına çevirecek olan Kanun tasarısı önceki gün TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu başta olmak üzere komisyonlarda görüşülmeye başlandı.

KANUN TASARISI NE GETİRİYOR?

3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunu'n 20'inci maddesindeki “Zeytincilik sahaları daraltılamaz” hükmünü ortadan kaldıran hükümet tasarısı, zeytinliklerde sanayi tesisi kurulmasına izin veriyor. Söz konusu kanun tasarısının 4'ncü maddesi aynen şöyle:  “Kurulun uygun görmesi şartıyla bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu yetkisini gerektiğinde valiliklere devredebilir.”

DÜNYANIN TESİSLERİNİ TAŞISANIZ HÂLÂ YER KALIR

Tüm kamu binaları, yerleşim alanları, yollar, barajlar, köprüler, sanayi alanlarının tümü ülkenin sadece yüzde 4'ne ulaşabilen 783.562 km² yüz ölçüme sahip Türkiye'de sanki sanayi tesisi kuracak yer kalmamış gibi, hükümetin zeytinliklerin talanına izin verici bir düzenleme yapması toplumda tedirginliğe yol açtı. Milyarlarca sanayi tesisi kuracak kadar dev alanlara sahip, hatta Avrupa'daki sanayi tesislerini tümünü Türkiye'ye taşısak daha beş Avrupa'yı daha barındıracak boş yeri kalan Türkiye'nin zeytinliklerini sanayi alanına dönüştürmesi bazı mülk sahiplerine yönelik özel bir kanun mu çıkarılıyor sorusuna yol açtı.

‘ZEYTİN VE İNCİRE YEMİN OLSUN'

Kur'an-ı Kerim'de Tin Suresi'nde “İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Yalnız, inanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır. Onlara kesintisiz ecir vardır” şeklinde Allah (c.c.)'ın adına yemin ettiği zeytin bir yandan meyvesi ve yağı ile şifa kaynağı, diğer yandan da 4 bin yıla yaklaşan ömrü ile benzersiz bir bereket kaynağı olarak görülüyor.

TBMM TALANA İZİN VERMEMELİ

International Olive Oil Council'in verilerine göre İspanya, Türkiye'nin 9 katı bir hacimle zeytin ve üretiminde dünya birincisi. İspanyayı İtalya, Yunanistan ve Türkiye izliyor. Türkiye'yi ise Suriye ve Fas takip ediyor. Zeytinyağı üretiminde ise Türkiye, Suriye'nin bile gerisinde kalıyor. TBMM'nin izin vermemesi istenen yeni talan kanunu 1950'lerdeki ‘Marshall Yardımı' ile Ege'de kestirilen milyonlarca zeytin ağacını akla getirdi.

MENDERES'İN HATASINA DÜŞMEYİN

ABD'nin telkinlerine, FETÖ'nün siyasi ve gladyo ayağını başlatan Rockefellerin kulu Kasım Gülek'in de fiili durum oluşturma icraatlarıyla büyük bir hataya düşen Menderes hükümeti, şayet o gün bu oyuna gelip binlerce yaşındaki devasa zeytin ağaçlarını kestirip heba etmeseydi, bugün Türkiye zeytin ve zeytinyağı üretiminde dünya birincisi olmakla kalmayacak, hem daha zengin olacak hem de daha sıhhatli bir topluma sahip olacaktı. Zira bir Yunanlının onda biri kadar zeytinyağı kullanan Türk halkı, ABD'nin mısırözü, soya, kanola ve Ayçiçek gibi rafine sözde yağlarına alıştırılarak kalp damar hastalıklarında zirveye çıktı, ülkemizdeki ölümlerin ilk sırasına ise kalp damar ölümleri yerleşti.

ZEYTİN YOKSA SIHHAT YOKTUR

Yağların şahı olarak görülen, fert başına zeytinyağı tüketimi ile sıhhatin kalitesinin ölçüldüğü günümüzde Türkiye, Marmara, Ege, Akdeniz ve hatta Doğu bölgelerinde başlatacağı zeytin ve zeytinyağı üretimi ile hem işsizliği önleyebilecek, hem zirai üretimini artırabilecek, hem toplum sağlığını düzeltebilecek, hem sosyal güvenlik harcamalarını azaltabilecek, hem de rakip ülkelere karşı ciddi bir güç elde edebilecekken, “Zeytincilik sahaları daraltılamaz” hükmünü ortadan kaldırarak sanayi alanlarına dönüştürülebilmesini kanunlaştıran bir anlayışın akıl hocalarının bu ülkenin iyiliğini düşündüğün iddia etmek söz konusu bile olamaz. Buna rağmen, millete ‘zeytinlikler sanayi alanı olarak kullanılmayacak' demek alay etmek değilse nedir?

MİLLETVEKİLLERİ İSYAN ETTİ

Komisyon, Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısını, tali komisyon olarak görüştü.  Toplantıda söz alan milletvekilleri tasarıya ilişkin görüşlerini dile getirirken, muhalefet milletvekilleri, tasarının; "kamu yararı kararı alınan yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca izin verilmesi" maddesine yoğun eleştiri getirdi. Milletvekillerinin eleştirilerine yanıt veren Bakan Özlü, zor anlar yaşadı. Sözde sanki ülkede yer kalmamış da tek yer zeytinliklermiş gibi zeytinliklerdeki sanayi üretimini savunmaya kalktı.

BAKAN ÖZLÜ'DEN GÜZELLEME

Konunun sahibi olan ve tüm bakanlar gibi zeytinlik talanına izin veren kanun tasarısının altında imzası bulunan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik sessizliğini korurken, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ise "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile istişare edeceğiz ve ortak bir karar vereceğiz. İlla böyle olsun diye ısrarcı olmayacağım. Çünkü spekülasyona doğru gidiyor. Çıkarabiliriz o maddeyi, sorun değil" dedi. Komisyon Başkanı Beşir Atalay ise söz konusu maddenin tasarıdan çıkarılması konusunu raporlarında yazacaklarını aktardı.

Kaynak: Yeni Söz (Kemal Özer)