Cumhurbaşkanı konuşmasınıda İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi Olağanüstü Toplantısı vesilesiyle Türkiye’ye gelen ve Kudüs mitingine katılan misafirleri selamladı ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile siyasi partilerin temsilcilerine teşekkür etti.

“TÜM İNSANLIK KUDÜS İMTİHANINDAN KALMIŞTIR” 

“Kalbi Kudüs için atan, öfkesi Kudüs için kabaran, yüreği Kudüs için yanan, yüz milyonların sesi olarak bugün Yenikapı’da bulunan tüm kardeşlerimi en kalbi duygularımla selamlıyorum” sözleriyle miting alanında bulunan vatandaşları da selamlayan Cumhurbaşkanı “İsrail zulmü karşısında sadece ve sadece yüreklerindeki imanın gücüyle mücadeleyi veren Filistinli kardeşlerimizi özellikle selamlıyorum. İnançlarını ve vatanlarını savunurken hunharca katledilen şehitlerimize Rabbimden rahmet diliyorum. Bu kutlu mücadelede yaralanan gazilerimize Rabbimden acil şifalar diliyorum. İnsanlığın ve Müslümanların haysiyetini koruma görevini üstlenen mazlum Filistin halkına şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.

Konuşmasında “Kudüs, sadece bir şehir değildir. Kudüs, bir semboldür, bir imtihandır. Kudüs, kıbledir” ifadelerine yer veren Cumhurbaşkanı, “İlk kıblemizi koruyamazsak, son kıblemizin geleceğine güvenle bakamayız. Açık konuşmak gerekirse İslam dünyası, Kudüs imtihanından kalmıştır. Sadece İslam dünyası değil, tüm insanlık da Kudüs imtihanından kalmıştır” dedi.

“MÜSLÜMANLARLA BİRLİKTE HRİSTİYANLARIN KUTSALLARI DA İSRAİL’İN TEHDİDİ ALTINA GİRDİ”

Cumhurbaşkanı Osmanlı Devleti’nin dört asır boyunca Kudüs’ü diğer dinlerin mensupları için de barış, huzur ve esenlik şehri olarak yönettiğini hatırlatarak, “Birinci Dünya Savaşında yenilen tarafta yer alan Osmanlı, diğer pek çok coğrafya gibi Kudüs’ü de terk etmek zorunda kalmıştı. İşte o günden beri Kudüs huzur yüzü görmedi. Şehrin tüm dinlere saygılı yapısı hızla bozuldu. Müslümanlarla birlikte Hristiyanların kutsalları da İsrail’in tehdidi altına girdi” ifadelerini kullandı.

 “Birleşmiş Milletlerin 1947 yılındaki kararına göre Kudüs özel statülü uluslararası bir şehir olacaktı. Bu karar, Filistin’in hızla işgali ve bölgenin binlerce yıllık sakinlerinin zorla tasfiyesi sonucunu doğurmaktan başka bir işe yaramadı. 1967 yılında Kudüs’ün işgaline sessiz kalan Birleşmiş Milletler, İsrail’in gerçekleştirdiği haksız, hukuksuz, vicdansız, ahlaksız tüm eylemleri sadece seyrederek bu zulme zımnen ortak olmuştur. Bugün de Amerika’nın attığı adıma karşı etkili bir tavır koymayan Birleşmiş Milletler, zaten yıpranmış olan meşruiyet zeminine bir darbe daha vurmuştur.”

“MESCİD-İ AKSA RADİKAL SİYONİSTLERİN ÇİZMELERİYLE KİRLETİLİYOR”

Cumhurbaşkanısözlerinin devamında Kudüs’ün İsrail tarafından işgalinden iki yıl sonra bir grup Yahudi tarafından Mescid-i Aksa’nın yakılmasının bardağı taşıran son damla olması gerekirken, böyle bir felaketin dahi Müslümanları kendilerine getirmeye yetmediğine dikkat çekti. Siyonistlerle Musevileri birbirinden ayırdığını ifade eden Cumhurbaşkanı , asıl mücadelenin Siyonizm ve Siyonistlerle olduğunu vurgulayarak, “Onların Müslümanlara olan düşmanlığı hiç affedilir gibi değil. Dönemin İsrail Başbakanı bu yangının yaşandığı günkü hissiyatını ‘Sandım ki Müslümanlar dört bir yandan Kudüs’e gelecek. Sabaha kadar korkudan uyuyamadım. Lakin sabah oldu ve hiçbir şey yaşanmadı. İşte o zaman anladım ki, biz dilediğimizi yapabiliriz’ diye anlatıyor. Acı, ama durumumuz işte budur” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı İsrail’in 1947’den beri dilediğini yaptığını, bugün de aynı pervasızlıkla yoluna devam ettiğini söyleyerek, “Bu gerçekleri görmezden gelemeyiz. İşte Amerika’nın aldığı son kararla Kudüs’ün mahremiyetine bir kez daha el uzatıldı. Mescid-i Aksa giderek sıklaşan bir şekilde radikal Siyonistlerin çizmeleriyle kirletiliyor. El Halil Camii hala işgal altında ve biz Müslümanlar kınamaktan başka bir şey yapmıyoruz, yapamıyoruz. Hâlbuki önümüzde Müslümanların Kudüs’ü nasıl eman yurdu hâline getirdiğinin örnekleri var” dedi. Hazreti Ömer Kudüs’ü neredeyse kimsenin burnunu bile kanatmadan fethettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı sözlerine şöyle devam etti: “Ama Hazreti Ömer’in arkasında gerektiğinde bu uğurdu canını vermeye hazır dev bir ordu vardı. Asırlar sonra Kudüs’ün üzerine yürümek için çok büyük ordular toplayan Haçlılar Kudüs’e girdiğinde, şehirde Müslüman, Musevi kimseyi bırakmadan hepsini katlettiler. Selahaddin Eyyubi şehri yeniden fethettiğinde ise teslim olan herkesin gitmesine izin verdi. Kudüs ve Allah’ın evi Mescid-i Aksa esaret altındayken evinde yatmayı kendisine zül sayan bu büyük komutanın verdiği mücadele imanın ve cesaretin zulme karşı direnişinin sembolü oldu.”

“BİZİM İÇİN ÇANAKKALE NEYSE KUDÜS DE ODUR”

Daha sonraki Haçlı seferlerinde de benzer hadiseler yaşandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı “Ama asla tereddüt yoktu. Karşı taraf zulümle, vahşetle, kıyımla Kudüs’e yürürken, Müslümanlar imanlarının, bileklerinin gücüyle onları yenmiş, ama masum hiç kimseye de zarar vermemiştir. Dikkat ediniz, bu örneklerin hepsinde zalimler tüm güçleriyle saldırırken, Müslümanlar sadece dua etmekle, sadece gözyaşı dökmekle yetinmemişlerdir. ‘Zulme rıza zulümdür’ diyerek karşılarındaki güçlerin sayısına, silahına, teknolojisine bakmadan Allah’ın vaadine güvenip tüm güçleriyle, tüm imkânlarıyla mücadele etmişlerdir” şeklinde konuştu.

“Bizim için Çanakkale neyse Kudüs de odur” diyen Cumhurbaşkanı “Yüreklerin, bileklerin ve canların ortaya konduğu bir mücadele elbette zaferle sonuçlanacaktır. Bugün neyimiz eksik diye baktığımızda, işte bunu görüyoruz. Dualarımıza ve gözyaşlarımıza yüreklerimizin bileklerimizin gücünü eklemediğimiz sürece zalimi durdurmayız” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Hak-hukuk tanımayan zalim, laftan, sözden, nasihatten zaten anlamaz. İçindeki korkuyu zulüm çıtasını sürekli yükselterek bastıran, ahlakı olmayan zalimin anladığı tek dil güçtür. Şayet tüm dünya, tüm Müslümanlar bir olup bu zulmün karşısına dikilirse, inanın bana, sırtını dayadığı lobilerin desteği tek başına İsrail’in pervasızlıklarını sürdürmesine yeterli olmaz”

Cumhurbaşkanı, sözlerinin devamında İslam dünyasının içinde bulunduğu bu hâlden çıkartmanın tüm Müslümanların boyunlarının borcu olduğu söyleyerek “Önce biz kendi aramızda birliğimizi, beraberliğimizi, uhuvvetimizi temin edeceğiz ki, zalime karşı gerektiği şekilde güçlü durabilelim” dedi.

“KUDÜS TÜM MÜSLÜMANLARIN KURTULUŞUNUN VESİLESİ OLACAKTIR”

Cumhurbaşkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Müslümanlar aralarındaki çatışmalarda, çekişmelerde, ihtilaflarda birbirlerine ne kadar şeditse, ne kadar tahammülsüzse, hatta ne kadar vicdansızsa, hasımlarına karşı da o derece pısırık, cesaretsiz, korkak bir görüntü içindedir. Öyle ki, içimize sokulan proje terör örgütlerini dahi engellemeyi başaramıyoruz”

Cumhurbaşkanı, bölgede türeyen DEAŞ örgütünün sadece Müslümanların kanını döktüğünü, Müslümanlara zulmettiğini ve sadece İslam coğrafyasının mirasına saldırdığını vurguladı. “El Kaide’den Boko Haram’a, PKK’dan FETÖ’ye kadar diğer örgütler de aynı amaca hizmet ediyor. Bunlar proje örgütleri” diyen Cumhurbaşkanı ortaya çıkan tablonun bu tür örgütlerin tek amacının Müslümanların birliğini ve dirliğini bozarak, kurumsal yapılarını yıkarak, bölgeyi işgale hazırlamak olduğunu gösterdiğinin altını çizdi. “Eğer bugün Kudüs’ün mahremiyeti bu kadar kolay çiğnenebiliyorsa, Filistinli kardeşlerimizin canları, kanları bu derece hiçe sayılabiliyorsa, gerisindeki sebeplerden biri de işte budur” diyen Cumhurbaşkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben Müslümanım diyen herkesin Peygamber Efendimizin şu tavsiyesini çok iyi kavraması gerekiyor: ‘Sizden herhangi biriniz bir kötülüğü gördüğünde onu eliyle değiştirsin, buna güç yetiremiyorsa diliyle değiştirsin, buna da güç yetiremezse kalbiyle buğz etsin. Bu ise imanın en zayıf mertebesidir.’ Bugün Müslümanlar olarak bırakınız kötülüğü elimizle değiştirmeyi, çoğu defa dilimizle bile karşı çıkma konusunda ortak karara ne yazık ki varamıyoruz. Müslümanların bu gaflet halinin tecessüm ettiği husus, işte Kudüs meselesidir. Kendi topraklarını İsrail saldırılarına karşı savunan Filistin kardeşlerimizi ayrı tutacak olursak, acaba Kudüs meselesinde hangi Müslüman kötülüğü eliyle düzeltme şuuruna sahip? Müslümanların çoğunun dillerinin dahi lal olduğu böyle bir meseleyi sadece kalplere hapsetmek, Allah korusun bizi o zayıf iman ikazıyla yüz yüze bırakır.”

Sözlerinin devamında “Gelin, ayaklarımızdaki Kudüs gücüyle bu zulme karşı hep birlikte yürüyelim.” diyen Cumhurbaşkanı “Gelin birlik olalım ve zalimlerin karşısına tek bilek, tek yürek olarak çıkalım. Kendi içimizdeki gafillerin üstesinden geldiğimiz gün, zalimin kalbine korkuyu saldığımız gün olacaktır. Kudüs, inşallah, tüm Müslümanların kurtuluşunun vesilesi olacaktır. Üzerimizdeki ölü toprağını, Kudüs davasına sahip çıkarak atacağımıza inanıyorum. Peygamber Efendimizin Mirac’a çıktığı bu kutsal şehri, Hazreti Ömer’in ve Selahattin-i Eyyubi’nin mirasını sahipsiz bırakmayacağız. Filistinli kardeşlerimiz bugüne kadar görevlerini, vazifelerini yerine getirdiler. Bundan sonra bir milyar 750 milyon Müslüman olarak Kudüs nöbetini devralma sırası bize gelmiştir” ifadelerini kullandı. 

“MESCİD-İ AKSA’NIN MAHREMİYETİNİN İHLALİNİ KABUL ETMEYECEĞİZ”

“Bir kez daha Kudüs’ün işgalini, Mescid-i Aksa’nın mahremiyetinin ihlalini, Filistinlilerin haklarının gaspını asla kabul etmeyeceğimizi ilan ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı, “Amerika, büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararıyla, bölgede arabulucu değil taraf olduğunu, hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde, bir kez daha göstermiştir. Birleşmiş Milletlerin icrai organı olan Güvenlik Konseyini tıkayan tek ülke Amerika’dır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun kararları ise, 1947 yılından beri İsrail tarafından tanınmamaktadır. Kudüs konusunda alınacak yeni bir Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararı, elbette kimlerin hangi safta durduğunu göstermesi bakımından önemlidir” şeklinde konuştu.

İsrail’in uyguladığı devlet terörünün durdurulmaması hâlinde, dünya hızla hiç kimsenin kendini güvende hissedemeyeceği bir noktaya doğru gidecektir. Bunun için gerek Birleşmiş Milletler, gerek İslam İşbirliği Teşkilatı, gerek diğer uluslararası kurumlar, gerekse de tek tek tüm devletlerin, İsrail zulmüne karşı fiili bir duruş ortaya koymalarının zamanı gelmiştir. Buradan, İstanbul-Yenikapı Meydanından tüm Müslümanları ve tüm insanlığı, kendi dini fanatizmlerinin eseri kararlar ve katliamlarla bölgemizi ve dünyayı felakete sürükleyenlere karşı harekete geçmeye davet ediyoruz. Mazlumların yanında yer almayan bir küresel düzen, zalimlerin oyuncağı olmaya mahkûmdur. Hiçbir ülkenin, hiçbir uluslararası kuruluşun kendini İsrail’in oyuncağı konumuna düşürmeyeceğine inanıyoruz. Tüm dinlerin kutsal mekânlarına ev sahipliği yapan Kudüs’ü, fanatik Siyonistlerin yerle yeksan etme niyetine karşı, Müslüman’ıyla, Hristiyan’ıyla, sağduyulu Musevi’siyle, hep birlikte mücadele edeceğiz.

“DÜNYADAKİ TÜM MÜSLÜMANLARI YENİDEN AYAĞA KALKMAYA DAVET EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanı sözlerinin devamında İsrail halkını yönetimlerinin kendilerini sürüklediği felakete karşı harekete geçmeye davet etti. Holokost mağduru bir halkın kendi devletlerinin bir başka halka karşı işlediği insanlık suçlarına rıza göstermeyeceğini ümit ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı, “Amerikan halkının da bu uygulamaların anlamı konusunda yeteri kadar bilgilendirilmediğini düşünüyorum. Yönetimin terör örgütleri konusunda olduğu gibi terör devleti İsrail hususunda attığı adımların bir gün geri dönüp Amerika’yı vurması da kaçınılmazdır. Bu vesileyle Amerikan halkına da yönetimin yanlışları konusunda seslerini yükseltmeleri çağrısı yapıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı konuşmasının sonunda Kudüs konusunun kendileri için önemini bir kez daha vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Bu mücadelede Müslümanlara öncülük etmekten şeref duyarız. İsrail’i bu yanlış adımlarından geri çevirene, akıtılan masum kanlarının hesabını sorana kadar mücadelemiz sürecektir. Buradan bir kez daha İsrail zulmüne karşı direnen Filistinli kardeşlerimize desteğimizi ifade ediyoruz. Dünyadaki tüm Müslümanları silkinişe, yeniden dirilişe, yeniden ayağa kalkmaya davet ediyoruz. Ve insanlığı herkes için büyük bir tehdit oluşturan bu saldırılara, haksızlıklara, şımarıklıklara karşı harekete geçmeye davet ediyoruz.”