Kadın olmanın "süper güç" olmakla eş değer tutulduğu zamanlardan geçiyoruz.

Reklamlar, filmler, kitaplar hep birlikte öyle algı yönetimi yapıyor ki bir kadın hem güzel, hem fit, hem hamarat, hem titiz, hem şefkatli, hem çalışkan, hem iyi meslek sahibi olmalı hedefi konuluyor.

Reklamları açıyorsun kusursuz kadınlar kusursuz tasarımları tanıtıyor. Dondurma ısırırken "haz peşinde" olan kadının çıkardığı o sese ancak salatalık ısırırken ulaşabilen yurdum kadını ayarları ile oynanınca bi delleniyor tabi.

Batı’nın önümüze koyduğu "alın bunları okuyun edebiyat öğrenin hayvanlar" diye gözümüze gözümüze soktuğu dünya masalları farksız mı peki?

Rapunzel'den, Külkedisine, Pamuk Prenses'ten, Uyuyan Güzel'e hayattaki tek gayesi zengin yakışıklı prens tavlamak olan kadın figürü ile kadınlara hangi ideali aşılayabiliriz?

Masallara ile "iyi kadınların hepsi çok güzeldir eğer bir kadın çirkinse kesin kötü kalplidir" algısı yerleştirildi.

Yaşlanmış ve buruşmuş kadınların mutlaka kötülük yaptığı masallar "tonton nine" algılarımıza yapılmış en büyük tecavüzdü. Oysa yaşlı erkekler hakkında böyle bir algı operasyonu hiç yürütülmedi.

Neden kadınlar üzerinden gidiyor bu algı operasyonu?

Bugün dünyada sadece Loreal'in yıllık cirosu 100 milyar dolar. Bunun 12 milyar dolarını Türkiye'de kazanıyorlar.

Loreal bir Fransız şirketi.

Hani ermeni sözde soykırımını tanıyan, YPG'ye yardım sözü veren, dünyanın en büyük sömürü devletlerinden biri olan Fransa varya orası işte.

Neyse...