Uluslararası tıbbi insani yardım kuruluşu Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Yunanistan makamlarının geçen senenin ardından bu sene de binlerce erkek, kadın ve çocuğu Yunan adalarında kalmaya mahkum ettiğini, bu durumun mültecileri insani krizin eşiğine getirdiğini bildirdi. MSF, krize karşılık acil insani yardım çalışmalarını artırarak AB ve Yunanistan makamlarını adaları “açmaya” ve insanları derhal anakaraya nakletmeye çağırdı.

Kış mevsiminde Midilli Adası’nda yaşam şartlarının gittikçe kötüleştiğini belirten MSF Saha Koordinatörü Aria Danika, adadaki tıbbi ve insani duruma değinerek, “Midilli Adası’nda Suriye, Afganistan ve Irak gibi farklı ülkelerden gelen pek çok aile, ufacık çadırlarda mahsur kalmış durumda. Soğuk havalarda ve yağmur altında yazlık çadırların içinde ısınabilmek ve yağmurdan korunmak için mücadele veriyorlar. İnsanların içinde bulunduğu psikolojik durum ise son derece endişe verici. Ruh sağlığı kliniğimize her gün ortalama 10 kişi akut sorunlarla geliyor. Birçoğu intihara kalkışmış veya kendine zarar vermiş oluyor. Adadaki şartlar zaten korkunçtu, fakat şimdi insani durum ümitsizliğin de ötesine geçti” ifadelerini kullandı.

Ada koşulları yaşamı tehdit ediyor

İnsanları Yunan adalarında hapseden AB-Türkiye Anlaşması’nın getirdiği kısıtlamalar, Midilli’deki Moria Kampı’nı daha kalabalık ve tehlikeli hale getirmiş durumdayken 2 bin 300 kişi kapasiteli kampta 7 binden fazla kişi kalıyor. Türkiye kıyılarından ise her gün çoğu kadın ve çocuklardan oluşan ortalama 70 kişi Midilli Adası’na geliyor. Duş ve tuvaletlerin yetersiz olduğu kampta suya erişim son derece kısıtlı. İki kişilik yazlık çadırlarda hep birlikte kalmaya çalışan aileler, soğuktan ve yağmurdan korunamıyor. Sisam Adası’nda ise 700 kişi kapasiteli kampta bin 500 kişi, ısıtması olmayan çadırlarda ve olumsuz hijyen koşullarında yaşıyor. İnsan hayatı açısından ciddi bir risk oluşturan yaşam koşulları, geçen yıl Moria Kampı’nda beş kişinin ölümüne neden oldu. Ağır kış şartlarıyla baş etme gücü daha düşük olan küçük çocuklar, adalarda daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Tahammül sınırlarını zorlayan yaşam koşulları, sığınmacı ve göçmenler arasında gerilimler yaşanmasına ve ümitsizliğin büyümesine yol açıyor. Ada sakinleri ve yerel makamlar ise adanın hapishaneye dönüştürülmesine karşı çıkıyor.

Hamile kadınlar ve 16 yaş altı çocuklar için Moria’da bir gezici klinik açan MSF, burada hassas durumdaki insanlara birinci basamak sağlık hizmeti veriyor ve zatürre, hipotermi gibi soğuktan kaynaklanan hastalıkları tedavi ediyor. Yunanistan makamlarıyla görüşmelerini sürdüren MSF ekipleri, aynı zamanda Midilli ve Sisam’da su ve sanitasyon şartlarının düzeltilmesi için çalışmalar yürütüyor. Ayrıca Moria’da kalan insanlara 8 bin battaniye, 8 bin hijyen seti, 4 bin uyku tulumu ve 4 bin yatak temin edilecek. Sisam Adası’nda ise MSF ekipleri hijyen şartlarını iyileştirmek, tuvalet ve duşları onarmak ve haşereyle mücadele etmek için Yunanistan makamlarıyla görüşmelerini sürdürüyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan MSF Yunanistan Program Direktörü Emilie Rouvroy, “Yunanistan ve AB makamları, insanları bu ağır koşullarda hapsetmenin başka mültecilerin gelmesine engel olacağına hala nasıl inanabiliyor? Çaresiz kalan insanlar hayatlarını tehlikeye atarak Ege Denizi’ni geçip Yunan adalarına gelmeye devam ediyor. Güvenli bir yere sığınmaya çalışan hassas durumdaki insanlara karşı uygulanan bu zulüm politikası başarısız oldu. Bunun artık son bulması gerek. Yunanistan makamları kısa süre önce 10 Aralık’a kadar 3 bin kişinin adalardan anakaraya nakledileceğini bildirdi. Bu sınırlı tahliye planı gerçekleşse bile durum birkaç hafta içinde yine şimdiki haline dönecek. Adalardaki çevreleme politikasından vazgeçmenin zamanı çoktan geldi. Mülteci ve göçmenlerin korunma başta olmak üzere insani ihtiyaçlarının karşılanabileceği, insan onuruna yaraşır bir şekilde karşılanacağı yerlere gitmeleri