İsrail "büyük dönüş yürüyüşü" protestolarındaki ölümlerden HAMAS'ı sorumlu tutuyor. İngiltere Dışişleri Bakadı değil sadece, bütün Avrupa Birliği ülkeleri de durumu böyle kabul ediyor. Hatta içimizdeki "masum cumhuriyet çocukları" olarak bildiğimiz zihniyet, malum düşünce sistemi embesili nesil de HAMAS'ı masum görmüyor.

Dünya öyle bir halde ki, hırsız ve harami soyguncu her hakka sahip ama malı mülkü soyulanın, canı gidenin hiç bir hakkı yok... Ve Birleşmiş Milletler denen eşkıya örgüt, bu sistemin güvencesini oluşturuyor.

Nedir HAMAS? Kelime olarak Hareket el-Mukavemet el-İslamiye (İslami Direniş Hareketi) kelimelerin Arapça yazılışının başlarındaki harflerden oluşur. Sadece "hamas" olarak ta aynı zamanda kahramanlık anlamındadır.

İhvan yani Müslüman Kardeşler geleneğinden gelen direnişçi Müslüman Filistinliler, 1987 Aralık ayında Ahmed Yasin lideriğinde yeniden teşkilatlanmışlardır.Bir çok intifada olayında öncülük yapmışlardır. 8 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakılan ve 2004 yılında bir sabah namazı çıkışı, tekerlekli sandalyede bulunan Ahmed Yasin'in, hava saldırısı ile şehid edilmesinden bu yana da hareketin başında Halid Meşal vardır.

Amerika, Avrupa Birliği Ülkeleri ve Japonya, HAMAS'ı terörist olarak tanımışlardır. Şunu kesinlikle unutmayalım. El Kaide ve benzeri teröre bulaşmış yapılarla organik veya değil hiç bir bağlantısı yoktur. Öncelikle, bütün eylemlerini Filistin sınırları içinde yapmıştır.

Hamas ile Turgut Özal da irtibata geçmiştir. Aliya İzzetbegoviç'i aramış ve Müslüman Filistin Mücadelesinin başarısı için fikir teatisinde bulunmuştur. Başka ayrıntılar da vardır ve onları da tarih er veya geç gün ışığına çıkaracaktır. Şimdilik kabul görmüş bilinenleri yazıyorum.

İsrail terör kuvvetlerinin, 2000 yılında Lübnan'dan ve 2005 yılında Gazze'den çekilmesinde önemli rol oynayan askeri kanat Kassam Tugaylarının başarısı, siyasi kanada seçim kazandırmıştır.

HAMAS, Oslo Sözleşmesi ve diğer anlaşmaları kabul etmemektedir. Filistin Kurtuluş Örgütü ile bu konuda görüş ayrılığı vardır. Bu nedenle barış yanlısı görülmez.

Ancak savunduğu görüş şudur:

"İsrail'in bozmadığı bir tane anlaşma gösterin, o anlaşmaya uyalım."

El Fetih ile arasındaki fark ise Arap Milliyetçiliği fikrine katılmamasıdır. Aralarında sert bir de mücadele vardır.

Şimdi bizde bazı Filistin Davasını savunan ama HAMAS'a asla sahip çıkmayan sol ve devrimci cumhuriyet çocukları bu ayrıntıları hiç gündeme getirmez. Müslüman gençlik de artık iktidar olduğundan bu tarihi bilmeye gerek duymaz. Çünkü mücahidlik, müteahhitliğe terfi etmiştir.

14 Mayıs 1948 yılındaki 13 oya 33 oy ile kabul edilen İsrail'in, İngiltere'ye karşı bağımsızlığı hiç bir yönü ile kabul edilemez.

15 Mayıs da Nakba, yani büyük felaket günü olarak kabul edilir. Bugün Filistinliler Suriye ve Ürdün ve diğer irili ufaklı gruplarla beraber 13 milyona yakın bir insan sayısıyla dünyanın en büyük mülteci grubudur. Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Gazze'de toplam 5 milyon civasında Müslüman Filistinli yaşamaktadır.

Büyük Dönüş Yürüyüşleri artık bir halk hareketidir. Aynen bizim 15 Temmuz direnişimizi nasıl ki Ak Parti organize etmediyse bu yürüyüşleri de HAMAS organize etmemiştir. Gönül birliği, her zaman vardır.

15 Temmuz, Mavi Marmara, Rabia ve Filistin Direnişi şehidlerinin hepsi aynı davanın şehidleridir. Aralarında asla bir fark yoktur.

Filistin Meselesini, Türkiye'den başka adil bir şekilde çözebilecek ikinci bir ülke yoktur. Bu nedenle HAMAS başkanı cuma hutbesine çıkarken çoğu defa arkasına Türk Bayrağı da almaktadır.

Kudüs siyonist işgalden, Mekke ve Medine emperyalist işgalden kurtarılmadan, rahat uyuyan ve cihadı dert edinmeyen müslümana, iftarda içtiği su bile haramdır.

Böyle bilinsin. İslam, uğrunda canı ile malı ile teslim olmayanların ve mücadele etmeyeceklerin yolu değildir. Selam O'ndan ve dua O'nadır. Selam barış içindir, dua zafer içindir.

Selam ve dua ile.