Türkçeleştirme yalanıyla, yüce Allah'ın adını millete cebren tanrı olarak söyleten bir soysuzun sevgisi bir Müslümanın kalbinde giremez.

Zira zâlime karşı gösterilecek en zayıf tavır, ona kalben buğzetmektir!

Hele de Allah'a takma isim takan, Resulullah'a (S.A.V) Arap oğlu diyerek, onu yalancılıkla ve sahtekarlıkla anan, yani Allah'a ve Resulullah'a küfreden bir kafiri sevmek, bir Müslüman için izahı mümkün olmayan bir zelilliktir.

Mesela hangi adam, bırakın Allah'a ve Resulüne küfretmeyi, anasına dahi küfreden ve iftira atan bir adamı sevdiğini söyleyebilir? Sevdiğini söylese dahi ona demezler mi; "Lan şerefsiz köpek! sende hiç mi izzet yok?"

***

Alparslan Türkeş'de haddini aşmıştı...

Merhum Menderes'e yapılan darbe ihanetinin ataşlı albayı Alparslan Türkeş, verdiği bir röportajda Arapça ezan yasağının kaldırılmasını "M. Kamal'a ihanet" olarak değerlendirmiş ve bunla da kalmayarak; "Türkçecilik bu millete Mustafa Kemal Atatürk'ün en faydalı hediyelerinden birisiydi. Evvela ezanı tekrar Arapça okutmakla buna ihanet ettiler ve sonlarını hazırladılar. Türk camiinde Türkçe kuran okunur, Arapça değil! Atatürk İnkılapları yerinde saymış değildir, hatta aksine gerilemiştir. Din, kıyafet (izar) ve de en mühimi zihniyet sahasında bugün (1960) çok daha gerideyiz!" demiştir.

İşte ırkçılık bir Müslümanı böyle yoldan çıkarır. Allah her türlü ırkçılığı milletimizden ırak eylesin.

***

Kullandığımız bir çok kelimede olduğu gibi, "Cumhuriyet" ve "Devlet" kelimelerinin kökü de Arapça'dan gelmektedir.

Ne gariptir ki; devletimizin adını Arapça kelimelerle koyan zihniyet ile ezanda Arapça kelimeler var diye, özellikle de 'Allah' kelamı var diye, ezanı yasaklayan zihniyet aynıdır. Yani mesele ezanı Türkçeleştirme meselesi değil, alenen İslam düşmanlığıdır.