Canavar ve cin minyatürleri çizen 14’üncü asırda yaşamış Mehmed Siyah Kalem’in çalışmalarını İstanbul’a gelip yeniden yorumlayan İngiliz sanatçı Richard Bartle, kendine has üslubuyla dikkat çekiyor.

Yavuz Sultan Selim tarafından İstanbul’a getirilen Mehmed Siyah Kalem’in imzasını taşıyan minyatürlerde göçebelerin gündelik hayatı cin ve canavar tasvirleriyle anlatılıyor. Türk minyatürlerinden daha farklı olan ve Hint ve Çin minyatür sanatından esinlenen Mehmed Siyah Kalem’in minyatürleri, Avrupalıları da etkilemiş durumda. İngiliz sanatçı Richard Bartle, katıldığı bir sergide Mehmed Siyah Kalem’in çalışmalarını görünce sanat hayatına yeni bir yön verdi. Bartle, Türk toplumunu yakından görebilmek için heyecanla 2005 yılında ülkemize geldi. Yüzyıllar geçmesine rağmen Türklerin hala minyatürdekilere benzediğini ancak “canavarların” değiştiğini gözlemleyen Bartle, büyük şehirlerdeki keşmekeş ile 14’üncü yüzyılda çizilmiş canavar tasvirlerini bir araya getirdi. Tekrar İstanbul’a gelen Bartle’ın yeni çalışmaları 13 Haziran’da ‘Halka Sanat Projesi’nde sanatseverlerle buluşacak.

Hayatı boyunca bir sanatçı olduğunu dile getiren Bartle, 2005 yılında Londra’daki “Türkler” isimli sergide Mehmed Siyah Kalem’in minyatürlerinin hayatında gördüğü en farklı şeyler olduğunu söyleyerek, “Çok ilginçti, etrafımızdaki her şeyden farklıydı, çok ilgimi çekti o tarihlerde Türkler hakkında pek bilgim yoktu. Daha sonra bir sergi için 2009’da Türkiye’ye geldim. Minyatürlere bakarak İstanbul’da dolaştım ve modern Türk insanına bakarken aynı şeyleri yaptıklarını ve aynı şeyleri hissettiklerini gördüm” dedi. Yüzyıllar geçmesine rağmen birtakım adetlerin hala korunduğunu görünce çok şaşırdığını ifade eden Bartle, “10 yıl boyunca Siyah Kalemin minyatürleriyle dolaştım. Siyah Kalemin çalışmalarını Türk toplumuna bakmak için bir ayna olarak kullandım. Yaptığım çalışmalar, Siyah Kalemin minyatürleriyle aynı şekilde ancak benim bu ülkede gördüğüm şeyleri yansıtıyor” ifadesini kullandı.

Etrafımızdaki canavarları kullandı

Mehmed Siyah Kalem’in şekillerini koruyarak içini boşalttığını ve kendi canavarlarıyla doldurduğunu ifade eden Bartley, “Hepimizin canavarları var. Ancak ben başlangıç noktası olarak kendi canavarlarımı kullandım. Sonra dünyada etrafımızı kuşatmış canavarlardan esinlendim. Özellikle bu sergide sokak dilini ve sokaklardaki yüzeylerindeki dokularla Siyah Kalemin şekillerini ve renklerini buluşturdum” ifadelerini kullandı.

"İstanbul sokaklarına bakarak yorumladım"

Bu sergisinde özel bir teknik kullanmadığına dikkat çeken Bartley, “Bu çalışmalar, sprey boyalar, model kalıpları ve sokakta bulduğum taraklarla yapıldı. Minyatürlerde kullanılan pazubentlerden esinlendim. Sanırım o dönemde varlıklı olmanın alametiydi. Bir süngeri halka şeklinde kestim ve çalışmalarımdaki tüm bu halkaları süngerle yaptım. Bu aslında bir şeyler bulup uygulamakla ilgili” dedi. Kendi çektiği fotoğrafları da Siyah Kalem’in minyatürlerine uyguladığını söyleyen Bartley, sokakta gördüğü şeyleri yorumladığını ve Türklerin korku hikayelerinden de esinlendiğini ifade etti.

Osmanlı sanatıyla ilgili detaylı araştırma yapmadığını ancak eserleri incelemeyi sevdiğini ifade eden Bartley, hem resim hem de şiir sanatıyla ilgili incelemeler yaptığını söyledi. Türkiye’nin de Osmanlı’nın devamı olduğunu ve Osmanlının da diğer Türk devletlerinin devamı olduğunu söyleyerek zengin bir kültürü olduğuna dikkat çekti.