Türk kadının göz nuru olan oyaları dünya modasına açan usta kreatör Ahmet Özceyhan “Geçtiğimiz sezonda Türk oyalarını dünyaya tanıtmak için bir çalışma yaptım. Ankara’dan başladık, Congresium’da çok büyük bir coşkuyla bine yakın oya çeşidi ve renklerle Türk kadının el emeği ve göz nurunu gösterdim” dedi.

1970’de MEB ile beraber düzenlediği ilk defileyi takiben birçok kurum, vakıf ve farklı kültür kuruluşları ile beraber yardım amaçlı defileler düzenleyen Ahmet Özceyhan, hayat hikayesini, başarı sırlarını ve moda ile Türkiye’yi temsil etmesinin mutluluğunu İHA muhabiriyle paylaştı.

“Türkiye her taşı yakut olan bir ülke”

Moda evinin Türk kültürüyle dolu adeta bir müze olduğunu ifade eden Özceyhan “Ben çok küçük yaşta babamı kaybettim, babam hep öğretmen olmamı isterdi, öğretmen okulunda bir büyüğüm ‘her zaman öğretmen olabilirsin ama sanata küçükten başlamak lazım. Sanatla bu ülkeye daha çok hizmet edebilirsin’ dedi. Ondan sonra karar verdim, bir terzinin yanında çırak olarak başladım ve çok iyi terzilik öğrendim. Eğitimimi tamamlayarak Paris’e gittim ve moda tasarım ve teknolojileri bölümünü okudum. Ardından geri Türkiye’ye geldim, çünkü Türkiye her taşı yakut olan bir ülke. Öğretmen olmadım ama bu alanda da pek çok öğrencim oldu, kimi atölye müdürü, kimi moda tasarım eğitmeni, bende onlara öğretmenlik yaptım. En önemli olanı sabır, karşılıklı saygı, büyüklerine ve hocalarına itaat ve gerçekten severek çalışmak. İşlenecek bir nakışı saate bakarak yaparsanız asla başarılı olamazsınız” şeklinde konuştu.

Çin Seddi’nde ilk kez defile yapan Türk modacı

Türkiye’nin tanıtımıyla ilgili bakanlıkların kanalıyla Çin Seddi’nde ilk kez defile yapan modacı ünvanını alan Özceyhan “Çin’e gittiğimde orada defile yapma fikri çıktı. Çekim yapılması yasak olmasına rağmen bir opsiyon doğdu ve defile yapma şansımız oldu. Çok müthiş bir duyguydu, dünyanın en önemli yerinde bir defile yapmak beni bahtiyar etti. Ayrıca dünyada Malili çocuklar için bir kampanya düzenlendi, bende bir defilenin gelirini bağışlayarak dünyada bir modacı olarak böyle bir şeye imza attım. Maliye ağrı kesici ilaçlar, pirinç gibi yardım gönderildi. Türkiye’nin tanıtımıyla ilgili şeylerden başka Türkiye’yi dünyada tanıtmak benim severek coşkuyla yaptığım şeylerden birisi. Türkiye bir cevher, öyle bir kültürümüz var ki dünyanın hiçbir yerinde rastlayamazsınız, mesela Mardin’deki taş nakışları dünyanın hiçbir yerinde görmedim ben veya Boğazkara’daki yaşam biçimi dünyanın hiçbir yerinde yok. Ben bu incelemelerimde gerçekten çok güzel şeyler yakaladım, önceden böyle muhteşem bir ülkede yaşadığımı bilmiyordum, böyle bir ülke dünyaya geç tanıtılmış aslında. Mutheşem bir ülkede yaşıyoruz, böyle kültür yüklü bir ülke dünyanın hiçbir yerinde yok” diye konuştu.

"Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz günler"

Yaptığı çalışmalarla ilgili bilgi veren Özceyhan "Geçtiğimiz sezonda Türk oyalarını dünyaya tanıtmak için bir çalışma yaptım. Ankara’dan başladık, Congresium’da çok büyük bir coşkuyla bine yakın oya çeşidi ve renklerle Türk kadının el emeği ve göz nurunu gösterdim. Podyuma çıkıp selam verdiğim zaman çok mutlu oluyorum, sanki bal yiyorum, yada ince belli bir bardaktan çay içiyorum. Yeni koleksiyonlar çok renkli, çok güzel. Kadın ve ilkbaharı birbiriyle karıştırdım. Kadını da zaman zaman ilkbahar gibi görüyorum zaten. Armut çiçekleri, püsküller, ponponların muhteşem renkleri, elle yapma kumaş çiçekler, neler yok ki. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde, birbirimize çok sıkı sarılırsak daima bahtiyar oluruz" ifadelerini kullandı.

Özceyhan, yeni hazırladığı koleksiyonundan da kısa bir defile sergiletti.