Türk ve Rus akademisyenlerin, iki ülke edebiyatının geçmişini ve günümüzdeki gelişmelerini ele aldığı uluslararası sempozyum Rusya’nın St. Petersburg şehrinde yapıldı.

Kıbrıs Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu (KİBATEK), St. Petersburg Devlet Üniversitesi, St. Petersburg Yazarlar Birliği ve St. Petersburg Rus-Türk Kültür Merkezi’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği “Doğu ve Batı arasında zarif bir köprü: Türk ve Rus Edebiyatları” konulu Uluslararası KİBATEK edebiyat sempozyumuna 50 akademisyen katıldı.

St. Petersburg Devlet Üniversitesi'nde gerçekleştirilen sempozyumun açılışında konuşan Türkiye Cumhuriyeti Liyakat Nişanı Sahibi Rus Türkolog Prof. Dr. Viktor G. Guzev, üniversite bünyesindeki Türkoloji bölümünün tarihi hakkında kısa bilgi verdi. Fakültede aralarında; Arapça, Farsça gibi dillerin yanı sıra Türkçenin de öğretildiğini ifade eden Guzev, Göktürk ve Uygur Türkçesinin de fakültede ders olarak öğretildiğini söyledi.

St. Petersburg Yasama Meclisi Dış İlişkiler Sorumlusu Yagya Vatanyar kültür ve edebiyatın iki ülkeyi bir birine yakınlaştırdığını, 500 yıllık ortak bir tarihe sahip olduklarını söyledi. Vatanyar, “Bu 500 yıllık süre içinde 23 savaş yapıldı. Bu savaşlar yaklaşık 40 sene sürdü. Kalan zamanlarda, kültür, eğitim ve uluslararası işbirliği içinde geçti.” şeklinde konuştu.

Şehirde faaliyet gösteren St. Petersburg Rus-Türk Kültür Merkezi'nin çalışmalarından övgüyle bahseden Vatanyar, bu kapsamda İstanbul’da düzenlenen Rus edebiyatı gecelerinde Dostoyevski, Tolstoy ve Gogol gibi Rus yazar ve şairlerin anlatıldığına dikkat çekti.

TÜRK DEVLETİ EN FAKİR ZAMANLARINDA RUS YAZARIN ARŞİVİNİ SATIN ALDI

“Masalcı Dede” olarak bilinen Yücel Feyzioğlu da konuşmasında, 1922 yılında hayatını kaybeden Rus Türkolog Nikolay Katanov hakkında bilgi verdi. Katanov’un çalışmalarından oluşan arşivin 1920’li yıllarda Türk devleti tarafından satın alındığı ve İstanbul Şarkiyat Fakültesine konduğu bilgisini veren Feyzioğlu, “Ama bunun üzerinde çalışılmamıştır. Ölümünden 90 yıl sonra onun çalışmalarından bir kitap yapmak bana nasip oldu. ‘Öksüz Oğul’ gerçekten çok hoş bir masaldır.” dedi. Feyzioğlu daha sonra kitaptan bir bölümü izleyicilerle paylaştı.

Sempozyumda Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) konuşan KİBATEK Türkiye Başkanı Metin Turan, “Kültürel ilişkiler özellikle edebiyat düzleminde çok derin bir dünya oluşturuyor ve biz bunun üzerinde askeri, iktisadi, ekonomik bütün ilişkileri şekillendirme konusunda da daha rahat zemin bulma şansına sahip oluyoruz. Dolayısıyla bu etkinliğin böyle bir ayağı oluştu. Hem St. Petersburg Üniversitesi Şarkiyat Enstitüsü hem yazarlar birliği özellikle burada bizim organizasyonlarımızda destekleri olan Rus-Türk Kültür Derneği’nin katkıları oldu.” dedi.

RUSYA’DAN ÇEVİRİLER TÜRK EDEBİYAT HAREKETLERİNİ ETKİLEMEDE ROL OYNADI

Turan şu tespitlerde bulundu: “Sovyetler dönemi biliyorsunuz edebiyatı büyük bir kültür ihracı olarak görüyordu ve ideolojik yaygınlaşmanın arkasında bu edebiyat hareketleri yatıyordu. 1900’lü yılların ilk çeyreğinden itibaren Türkiye’de Rus edebiyatından çok yoğun bir çeviri görüyoruz. Dünyaların yakınlığı da buna çok büyük bir etki yapıyor çünkü, her iki halk da büyük acılar karşısında direnç gösterebilen özelliklere sahip. Aslında kendi iç dünyalarında birbirlerine kardeşliği soydaşlığı da bulabiliyorlar. Bu iki edebiyattaki ürünlerin o dünyaları tanıma ve anlama çabasını da yaygınlaştırıyor. Dolayısıyla biz bugün Türk ve Rus edebiyatları arasındaki ilişkiyi belki istenen noktaya getiremedik. Bunda bizde daha çok batıdan tercümelerinde rolü var. Biliyorsunuz biz yüzümüzü batıya dönmekle birlikte tırnak içerisinde modernleşmeyle birlikte çok yakın komşularımız olan diyarları, ortak kültürdeki buluşmaların bir kısmını ertelemiş olduk. Ama yakın dönemde bu çabalar bir ihtiyaç haline geldi. Zannediyorum, bu türden işbirlikleri ve bu tür buluşmalar, edebiyat sempozyumları özellikle de edebiyatçıların birbirleriyle tanışmaları bu köprülerin daha da yoğunlaşmasına ve ilişkilerin zirveye çıkasına katkıda bulunacak.”

EDEBİYATI KONUŞMAK, SAVAŞTAN GAZDAN KONUŞMAKTAN DAHA İYİ

Dr. Ataol Behramoğlu ve Orhan Pamuk'un eserlerini Rusçaya kazandıran ünlü Türkolog Apollinarya Avrutina, “Edebiyatı konuşmak savaştan gazdan konuşmaktan daha iyi. Bu program tam vaktinde yapılıyor. Program amacına ulaştı, yeni akademisyenlerle tanıştık, dost olduk. Türk edebiyatı Rusya’da 10 üzerinden 4 puan olarak tanınıyor. Yapılacak çok şey var. Meslektaşlarımız ve hocalarımızdan tarafından da yapılmış çok şey var. Bizim kuşak ve bizim öğrencilerimiz bu işe devam ediyorlar.” dedi.