"Dondurmam Gaymak" filmiyle yurtiçi ve yurtdışında birçok ödül alan yönetmen ve senarist Yüksel Aksu, Yaşar Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. Toplumun her kesimini kucaklayan filmle Muğla’nın, film ve dizi sektörünün aranan mekanı haline geldiğini anlatan Aksu, İzmir’in de aynı şansı yakalayabileceğini söyledi. Ege Bölgesi'ni kucaklayacak bir sinema okulu projesi olduğunu da dile getiren Muğla doğumlu yönetmen, geleceğin sinemacılarına önemli ipuçları verdi.

'SEKTÖRE İZMİRLİLER HAKİM'

Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü ile Sanat ve Tasarım Fakültesi Film Tasarımı Bölümü’nün ortaklaşa düzenlediği CONTACT: Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivali’nin misafiri olan yönetmen Aksu, öğrencilerle söyleşti. İstanbul dizi ve sinema piyasasının neredeyse çoğunluğunu İzmirlilerin oluşturduğuna dikkat çeken Aksu, bunun tesadüf olmadığını söyledi. Gençlerin İzmir’de iyi bir üniversite eğitiminden geçtiğini belirterek, “İzmir’den İstanbul’a geldiğimde, cebimde yol param bile yoktu. Yalnızca bir sırt çantasıyla geldim ancak kuramsal olarak çok donanımlı gittim. İzmir, çeşitli kültürel değerlere sahip bir kent. Geleceğin sinemacı adayları olarak bunun avantajlarını mutlaka kullanın. Bu sektörde 24 saat okuyup 24 saat gözlemleyip 24 saat de çalışmak var ama tüm bunlara sabır gösterdiğinizde de başarıya ulaşmak var.” dedi.

'EGE’DEN KOPAMIYORUM'

“Hep aynı kente varacaksın.” diyen şair Constantino Kavafis’in şiirlerinde aktardığı gibi yaşadığı coğrafyadan kopamadığını ve buradan beslendiğini belirten Yüksel Aksu, sinemaya bakış açısını ve projelerini şöyle dile getirdi: “Doğduğunuz coğrafya, ana rahmine benzer. Buradan kopmanız çok zordur. İzmir’den çıkacak bir yönetmenin Söke ovasının tarihini okuması, Aydın’dan geçerken Dido Sotiriyu’nun romanlarını düşünmesi, İyonya kültürünü bilmesi çok önemli. Ben de Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın edebiyatta yaptığını, Nail Çakırhan’ın mimaride yaptığı yerel hareketi sinemada yapmak istiyorum. Ege Bölgesi için bir sinema okulu projem var. Burada yetişecek olan sinemacı adayları bir çoban eşliğinde keçi gütme dersi de, keçinin nasıl kameraya alındığını anlatan teorik dersler de alacak. Derslikler de bir yörük obası şeklinde dizayn edilecek. İlki Akyaka’da kurulacak. Bölge için bir sinema ekolü yaratılacak. Böylece sinema için İstanbul dışında da bir üretim merkezinin temelleri atılabilecek. İzmir de bu işte öncü olabilir ancak İzmir’de bir organizasyon eksikliği var. Üretken insanlar genellikle İstanbul’a kaçıyor.”

'KENDİLERİ OLDULAR, BAŞARDILAR'

Dondurmam Gaymak filminin başarısını da değerlendiren yönetmen Aksu, “Bu film, bir fantazi müziğinden ziyade bir türkü oldu. Bu yüzden toplumun her kesiminden beğeni aldı. Filmde oyun yönetimi anlamında bir dahilik yoktu aslında, çünkü oyuncular ne Hamlet’i ne de Othello’yu oynadılar. Onlar yalnızca kendileri oldular; ben de karakterleri uygun karelere yerleştirdim. Bu filmden sonra Muğla’ya bir hücum olacağını biliyordum ve öyle de oldu. Şu anda sinema sektörü açısından Muğla’nın şansı İzmir’den daha yüksek görünüyor, çünkü Bodrum, Muğla’nın arka bahçesi. İzmir’de de bu iş bir yerel politika haline dönüşürse, İzmir doğal plato olarak görünürse şansı daha da artacaktır.” dedi.