Balkan Araştırmaları Uzmanı ve Gediz Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zülfikar Bayraktar, "Balkanlar'da Türk edebiyatının tasavvuftan halk edebiyatına kadar her türünde önemli eserler verilmiş, bu edebi anlayış bölgede kök salmış ve yerel halkların kültürüyle kaynaşmıştır. Mesela Bosna Hersek’teki Nasreddin Hoca fıkralarının büyük kısmı, Anadolu’daki Nasreddin Hoca fıkralarıyla paralellik göstermektedir. Bunun temel nedenlerinden biri, Bosna Hersek’in bir zamanlar Osmanlı toprağı olmasıdır." dedi.

Ege Balkan Sosyal İktisadi ve Akademik İşbirliği Derneği (EBSİAD) tarafından düzenlenen "Balkanlar'ın Gülen ve Güldüren Yüzü Nasreddin Hoca" konulu programa katılan Bayraktar, Balkan ve Türk grupları arasındaki kültür alışverişinin ortak bir kültürün temelini oluşturduğunu, bölgede konuşulan Slav ve Türk dilleriyle alışverişe girmiş sayısız Türkçe kökenli kelime, çok sayıda atasözü, deyim ve fıkranın Balkan kültüründe yerini aldığını belirtti. Bunun en güzel örneklerinden biri Nasreddin Hoca olduğunun vurgulayarak, Anadolu’dan göç eden Türkmenlerle Balkanlar’a ulaşan Nasreddin Hoca fıkralarının yerel halk tarafından benimsendiğini ve kendi kültürlerine mal edilerek sahiplenildiğini belirtti. Bu dönemde gerek matbu gerekse el yazması eserlerle iki toplum arasında kültür etkileşimlerinin üst düzeyde olduğuna değinen Yrd. Doç. Dr. Bayraktar, "Bunun yanında fıkralar, coğrafyanın ve kültürün de etkisiyle az da olsa değişikliklere uğramışlardır. Bazen fıkralardaki yer isimleri değişmiş, bazen de var olan fıkraların bir benzeri ortaya çıkmıştır. Bu durum gayet normaldir. Bu, halk kültüründeki folklorizasyonun bir sonucudur. Boşnak halkı Nasreddin Hoca’yı benimsemiş ve ona Boşnak millî kahramanı diyecek kadar sahip çıkmıştır. Nasreddin Hoca fıkralarının Bosna Hersek’te yayılması ve bu fıkraların güncellenerek günümüze kadar gelmesi, farklı iki kültürün birbirini anlayıp karşılıklı iletişim kurmasında bir köprü vazifesi görmüştür. Nasreddin Hoca, Türk ve Boşnak halkları arasında bir kültür elçisi olmuş ve bu iki farklı kültüre mensup insanlar, Nasreddin Hoca’nın tebessümünde hayat bulmuştur. Nasreddin Hoca iki toplumda da güldüren, düşündüren, eğiten, sevdiren ve yol gösteren bilge olmuştur." diye konuştu.