O zaman da yazmış ve paylaşmıştım. Bunlar birer oyun ve oyuna gelmeyin. Bunun adı "keriz silkeleme operasyonu" demiştim.

Geçen hafta 17 Türk Bankasının kredi notunu düşüren Moody's, bir ay kadar önce de Türkiye'nin büyüme beklentisini 4,4'ten 3'lere çekmişti. Yanlış mı hesap yapmıştı, hayır... Sadece böyle açıklaması gerekiyordu.

TÜİK uluslararası ölçüm ve hesaplama standartlarınca kabul görmüş büyüme verilerini açıkladı. 
Türkiye GSYH'sı 2018 ilk çeyrekte %7,4 büyüdü.

Alt kalemlerde ayrıntılı durum
İnşaat % 6,9
Tarım % 4,6
Sanayi % 8,8

Bunlar kısaca açıklama isteyen rakamlar... Büyüme, yurt içinde üretilen mal ve hizmeti ifade eder. Geçen yıl aynı dönemde bu oran %5,4 ve bir önceki ayda ise %7,3 idi. Büyüme şimdi de artarak devam ediyor... Yüzde 7,4...

Daha ilginç olan durumlar var.

Hani büyüme inşaat ileydi. İnşaat ile kalkınma olmazdı.

Öncelikle şunda anlaşalım... Ev, yol, baraj, köprü, havaalanı, liman, demiryolu... Bunlar altyapıdır. Normal bir dünyanın ekonomiden hiç anlamayan bir geri zekalısı bile bu altyapı hizmetlerinde kar amacı olmayacağını bilir. Ve yine dünyanın en geri zekalı ekonomisti bile, altyapı hizmetleri tamamlanmadan kalkınma olmayacağını, reel üretim ve ağır sanayi olmayacağını bilir. Bizde rakamlar ne? Sanayi 8,8 ve inşaat 6,9... Yeter mi? Yetmez elbet ve daha da büyümeye devam.

Şimdi mesele terörün arındırılmasından sonra tarım atağında... Dünyada İsrail dahil 80 ülkeye tohum ihraç ettiğimizi biliyor muydunuz? Lütfen dedikodu ekonomisine değil, gerçek verilere bakın. 950 bin ton tohum ihtacatımız var.

Moody's, basit bir kurum değil. Bunları bizden iyi biliyor. Peki neden böyle yapıyor?

En büyük ortağı yüzde 12 civarında bir hisse ile trilyon dolarlık fon yöneticisi bir borsacı... Diğer ortakların hemen hepsi yüzde 2 civarında hissedar. Aralarında Bil Gates, Roy Rothscild gibi tanıdık isimler de var. Dolaylı olarak yüzde bir civarındaki bazı kurumsal ortakları var ki, sahip oldukları fonların en ufağı 200 milyar dolar civarında... Kısaca, eğer ki uluslararası piyasalarda var olmak istiyorsak, verdiği notun asla önemi yok diyemeyiz.

Bankaların notunun kırılmasının başka sebepleri de var. Bu durum ülkeyi enflasyonist bir kaosa sürükleyemedikleri için bir ceza anlamını taşımaktadır. Dış borçlanma, sendikasyon maliyetleri artacak ve faizleri biraz daha yükseltmek zorunda kalacaklardır.

Bankacılık sektörü karlılıkta zaten rekor kırmaktaydı.

Kredi notlarının asıl amacı aba altından sopa göstermektir. Yanlış anlaşılmasın, küreselcilerin Türkiye'den vaz geçmeleri filan söz konusu değildir. Amaçları, hareketin yönünü, ekonominin istikametini kendileri belirleyerek manipülasyon yapmak, kaostan rant kazanmaktır.

Doğrusunu bilmek, yanlıştan korur. Böyle bilinsin.