Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, “15 Temmuz’da el ele, gönül gönüle, eşi ve benzeri görülmemiş büyük bir kardeşlik ve dayanışma ruhu içinde topraklarımızı küresel çıkar çetelerine ve onların beyinsiz yerli işbirlikçilerine teslim etmedik” dedi.

Muş Alparslan Üniversitesinde (MŞÜ) gerçekleştirilen ‘15 Temmuz Darbe Girişimi ve Türkiye’ sempozyumu; Türkiye ve farklı ülkelerden 200 bilim adamının katılımıyla başladı. 2 gün boyunca devam edecek olan sempozyumun açılış töreninde bir konuşma yapan Başkan Feyat Asya, 15 Temmuz akşamı, bu topraklarda yaşayanlar olarak el ele, gönül gönüle verdiklerini ve hep beraber bir tarih yazdıklarını söyledi. Başkan Asya, "Bizleri muvaffak eden Allah’a binlerce şükürler olsun, 15 Temmuz akşamı bu toprakların tarihini, bu toprakların yiğit ve yürekli halkı yeniden yazdı. Her on yılda bir ruhunu şeytana satmış uğursuz ve onursuz darbecilerin hakaretlerine, işkencelerine, cinayetlerine ve zulümlerine maruz kalan halkımızın onurlu ve yürekli evlatları olarak imansız ve izansız cuntacılara geçit vermedik. Milletimiz, korkusuzca zorbalara, alçaklara, kalleşlere karşı dimdik durarak direndi. Onların o kirli emellerine ulaşmalarına imkan ve fırsat vermedi. 15 Temmuz’da el ele, gönül gönüle, eşi ve benzeri görülmemiş büyük bir kardeşlik ve dayanışma ruhu içinde topraklarımızı küresel çıkar çetelerine ve onların beyinsiz yerli işbirlikçilerine teslim etmedik. Darbelerden epeyce canı yanmış bir halkın çocukları olarak haklarımıza, irademize, tercihlerimize, geleceğimize ve onurumuza sahip çıktık. İşbirlikçi, paralelci, cuntacı zalimleri birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhuyla bozguna uğrattık. Adil ve aydınlık bir gelecek adına umutlarımızı tazeledik. Kardeşliğimiz daim olur inşallah" dedi.

"Gözü dönmüş bir çetenin tanklarına, tüfeklerine, hain saldırılarına ve baskınlarına boyun eğmeyerek ülkemiz üzerinde, bölgemiz üzerinde yürütülen şeytani hesapları ve kirli planları yerle bir ettik" diyen Başkan Asya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Topraklarımız üzerinden alçakça uçuşlar yaparak bize gözdağı vermek isteyen alçaklara bu millet haddini bildirdi. Kendi yerelimizde de vatandaşlarımız Cumhurbaşkanımızın çağrısından önce milli iradesine sahip çıkmak için sokaklara çıkarak tepkisini ortaya koymuştur. Aynı şekilde bu yürekli halk 27 gün boyunca ülke genelinde olduğu gibi Muş’ta da sokakları boş bırakmayarak adeta dünyaya meydan okumuştur. 15 Temmuz sürecinde bütün dünyanın gözü bizdeydi. İnanın dünyanın bütün mazlum halkları bize gıpta ile baktı, bize özendi ve bize imrendi. Bu azmimiz, bu kararlılığımız, bu fedakarlığımız, bu vefakarlığımız bütün bir insanlık alemine örnek oldu. Bütün dünya mazlumlarına ilham kaynağı oldu. Şairler bu milletin 15 Temmuz’daki destansı kahramanlığından ilham alarak şiir yazıyorlar. Ozanlar halkımızın yiğitliğinden ilham alarak türküler yakıyorlar. Ve elbette ki tarih bu onurlu direnişi asla unutmayacak. Milletimiz sayesinde bütün ihanet çetelerinin ve şer şebekelerinin hevesleri kursağında kaldı. Artık bütün dünya biliyor ki, bu can bu tenden çıkmadıkça, bu topraklar küresel efendilerin işgal coğrafyası olmayacak."

15 Temmuz’un sadece devlete, devletin kolluk kuvvetlerine, onun anayasal düzenine yönelik bir saldırı olmadığına dikkat çeken Başkan Asya, "15 Temmuz aynı zamanda ülke olarak sahip olduğumuz tüm maddi ve manevi değerlerimize, imkânlarımıza, hayallerimize, geleceğimize yönelik çok amaçlı, çok planlı, çok yönlü sinsi bir saldırıydı. Bizi üzen, bizi candan vuran, bizi yürekten yaralayan şey, bu bozguncuların, bu hainlerin, bu küresel işgal senaryosunun taşeronlarının dindar görünümlü olması, din kisvesine bürünmüş olmasıydı. Bu nasıl bir acımasızlık, bu nasıl bir vahşet, bu nasıl bir kin ve ihtiras, bu nasıl bir gözü dönmüşlüktü. Bütün bir coğrafyayı üzülmeden, çekinmeden ateşe atmayı planlayan bu şebeke dindarlıkla uzaktan yakından ilgisi olmadı. Siyasetin, askeriyenin, güvenliğin, yargının en küçük birimlerine kadar sızmış, devleti ve toplumu tepeden tırnağa çepeçevre kuşatmış yalancı ve yabancı bir yapıyla karşı karşıya kaldık. Bu yapıyla başa çıkabilmek için cesaretli, kararlı ve iradeli olduk, olmaya devam edeceğiz. Bu tür yapılara karşı asla zaafa düşmemeliyiz. Onları hafife almamalıyız. Aksi takdirde çok pahalı bedeller ödemek zorunda kalabiliriz. Yeniden kurulan bir dünyada Ortadoğu’nun kadim halkları olarak irademizin emperyalizmin, Siyonizm’in güdümüne girmesine izin vermemeliyiz. Yeniden varoluş öykümüzü bu kirli ve kanlı kalemlerin yazmasına rıza göstermemeliyiz. Bu sürecin ardından yaygınlaşan karalamalara fırsat vermemeliyiz. Nasıl ki 15 Temmuz’da irademize sahip çıktıysak, bundan böyle de gerektiğinde bedel ödeyerek irademize sahip çıkalım. Adil ve özgür bir dünyanın kurulması adına her zaman, her yerde ve her şekilde hazır olalım. Zalimler için, caniler için, cuntacı ve darbeciler için yaşasın cehennem. Allah bir daha bize 15 Temmuzları yaşatmasın. Allah bu millete zeval vermesin. Allah, irademizi ve topraklarımızı darbecilere karşı korurken şehit olan vatandaşlarımıza ve güvenlik görevlilerimize rahmet eylesin. Yaralananlara acil şifalar versin. Bir daha milletimize ve milli iradeye namluları doğrultmak isteyen, tankla, topla, mermiyle, bombayla, uçakla saldırmak isteyen bedbahtlara, güdümlü hainlere, alçaklara asla fırsat vermesin" şeklinde konuştu.