Bir gazetenin köşe yazarlarından tanınmış oyuncu, senarist (ismini vermek istemiyorum) bir hanımın yazısını okudum... Hanımefendi yazısında kendince seçimleri değerlenirmiş... Neden Akp‘nin bu kadar oy aldığını ve neden bazı kesimlerde fark attığına da yer vermiş... Tespitlerinde evet bazı bölgelerde yol yok yollar yapılmış, havaalanı olmayan illerde havaalanı yapılmış, hastane olmayan iller de hastaneler açılmış, suyu olmayan köyler suya kavuşmuş, işte Akp'nin oy almasında en büyük etkenler yapılan bu hizmetlermiş..

Artı zaten bu hizmetleri hangi siyasi parti getirirse getirsin kimse Akp'ye oy vermeyi geçin nanik bile yapar diye yazısında belirtmiş. Şimdi bunlar evet bir hizmet gibi görülüyormuş(?) Ancak insanların göz ardı ettiği çok önemli bir etken varmış o da özgürlüklerinin kısıtlanmasıymış, bu iktidar sürekli halkın iradesine aldırmayıp kendi istediği doğrultuda yasaklar getiryor ve halkın iradesine karşı koyuyormuş. Bu yazıyı okuyunca şaşkınlığımı ifade edecek sözcük bulamadım..

Hanımefendinin oturduğu yerden bakarsanız bunlar hizmet sayılmıyor çünkü hiç suyu kesilmemiş hiç aylarca karda kışta ölecek duruma gelene kadar hastaneye gitmeyi göze alamayan insanlardan bi haber, uçaktan bakıp aşağıda gördüğü manzarayı değerlendiren yolcu gibi yorumlar yapıyor.. Yolum, suyum olmadığı zaman ben ne kadar özgürüm? Gideceğim bir sağlık hizmeti bulamıyorsam ne kadar özgürüm? İnsan yerine konulmayıp tepeden bakarak inançlı isen kapıcı veya hademe olabilirsin okumak senin neyine otur oturduğun yerde diyerek üniversitelere alınmamak mı özgürlük? Yolum, suyum, elektriğim olmayacak, okuma hakkım elimden alınacak ama bana ya ne kadar özgürsün bak köyünde istediğin gibi yaşıyorsun işte asıl özgürlük bu denilecek..!!!!

Daha ne olacak özgürlük ne istiyorlar özgürlük ne desem kendi bile bilmez ne istediğini, Türkiy'yi Nişantaşı sanıyor, özgürlükten söz ediyorlar ama kendileri oryantalist resmen oryantalist.. Halk bunları kendi içinde eritiyor.. Bu dönmede bu düşünce yapısına sahip insanlar para kazandıkça da kendilerine ait bir bujuvazi oluşuyor. 19 sene yeterli bir süre bunun için bu seferde başlıyorlar etki alanlarını kayıp ettiklerini görünce delirmeye daha faşist yaklaşımlar akla hayale gelmedik söylemler bu saatten sonra diyor bu sefer söylemler sertleşiyor geriliyor tabii bizde normalden farklı, malum kesim sürekli edepisiz ne olduğunu bilmeden konuşur kendi yobazlıklarını gerçek halkın çocuklarına yansıtmaya çalışırdı, bir zaman yobaz denildi bize ama yıkamadılar çünkü gerçekte yobaz olan bizler değil onlardı. Eee bağnazsan sonunda yok olmaya mahkumsun işte. Gün gelecek çok çok azalacak sesleri çıkamaz olacak, baskıdan değil bu; yanlış anlamayın millet dikkate almayacak bunları... O sebepten dikkatleri üzerine çekmek bazı marjinal grupları harekete geçirmek kültüründe sokak eylemleri bol bulunan solcuları gaza getirmek için söylemler sert oluyor tabii...

Her doğum sancılı oluyor bu da belkide yeni bir doğum sancısıdır... İşte bu tabii malum kesim sürekli etki alanını kayıp etmemek için dikkatleri üstünde toplamak için edepsizliğini yanına alıyor, eee olmazsa rant gidiyor çünkü ama –Erdoğan’ın özgürlükçü tavrı işte aslında tavrı son derece özgürlükçü bunu örtmek için sürekli özgürlükten bahis ediyorlar, özgürlükçü tavrı bunları bitiriyor rant ellerinden gidiyor deli oluyorlar yavaş yavaş ölmek bu olsa gerek adeta bir eroin bağımlısı gibiler.. Öldükçe de sertleşiyorlar işte hırçınlaşıyorlar ama bilmedikleri belki de çok iyi bildikleri bir şey var özgürlük her yapmak istediğini yapmak demek değildir. Özgürlük yapmak istemediklerini yapmamaktır, eğer solcular ve sosyal demokratlar önce kendilerine sonra da çevrelerine samimi olmayı beceremezlerse ve gerçekten bu vatan için çarpan yürekler olmazsa asla iktidar olamayacaklardır ki bu kendi şahsi görüşüm olsalar bile Allah fırsat vermesin...