İnsanlar zihinlerindeki bilgiler ile geleceklerini sürdürebilirler. Bu yüzden yeryüzündeki her millet, öğrenmek, öğrendiğini de hatırlamak gibi zorunluluk içerisindedir. İnsanları insan yapan değerlerin başında ise dil ve hafıza gelir.

**

Son dönemde varlığını tekrar hatırladığımız “Osmanlı Türkçesi” dersine binaen naçizane olarak bende bir şeyler ifade etmek istiyorum: Toplumumuzda hayatını idame ettiren insanımız, ecdadının mezar taşını okuyabilmeyi istiyor. Buna ek olarak da eğitim müfredatının yanlışlığını, eksikliğini hatta kasıtlı olarak bu dil ve kültürden uzaklaştırıldığımızı ifade ediyor.

Bu söylemin tamamına, şahsım olarak bende katılıyorum ancak bu durumu sadece bir mezar taşı ile sınırlamanın yanlış olduğunu da eklemek istiyorum. Çünkü Osmanlı Devleti, Güneydoğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın büyük bölümünü egemenliği altında tutmuş, medeniyet zenginliği açısından öncü bir imparatorluktur.

**

Sistematik bir şekilde Türkiye Milleti, et ile tırnak misali bağlı olduğu medeniyet yaşantısından ve dilinden uzaklaştırılmış ve kopartılmıştır. Kısacası bu millet, 1928 yılından önce yazılmış hiçbir eseri okuyamaz hale getirtilmiştir…

**

Takdir ederseniz ki, suçu bir tek eğitim sistemini bu hale getirenlere yüklememek gerekir. Çünkü bizlerde birtakım şeyleri öğrenmek istiyorsak fedakârlık yapmak zorundayız. Tüm suçu sisteme atarak işin içinden kolayca sıyrılamayız.

Evet, 91 yıllık Cumhuriyet dönemimizde birçok şey yasaklandı ve bu kararlara karşı çıkan insanlara ise zulüm reva görüldü. Örneğin; Bediüzzaman Said Nursi...

Dönemin en büyük ilim ve dava adamlarından biri olan Bediüzzaman Said Nursi’nin eserleri o yıllarda yasaklansa da, günümüzde devlet eliyle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılmasına imkân tanındı. Çünkü “Cefa çekmeden sefa olmaz”dı.

**

Osmanlı Türkçesi dersi zorunlu olsun mu olmasın mı konusu gündemde yer etmişken şunu belirtmek isterim ki, Osmanlı Türkçesi dersi seçmeli olarak kalsın. Hali hazırda gençlerimizin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden ve Yabancı Dil/İngilizce’den de ne kadar faydalanabildikleri ortadadır. Bu sebepledir ki, Osmanlı Türkçesi’nin mevcut durumda milletimize sembolik etkisinin dışında hiçbir etkisi olmayacaktır.

Tekrar ifade etmek gerekirse, Osmanlı Türkçesi dersi bu sistem içerisinde heba olacaktır. Bu yüzden kendi isteği ve arzusuyla Osmanlı Türkçesi’ni öğrenecek olan gençler, eminim ki daha başarılı olacaktır.

Ben bu yazıyı kaleme alırken, “Osmanlı Türkçesi dersinin zorunlu bir ders olarak tüm liselerde öğretilmesi önerisi, bütün liseler yerine Anadolu imam hatip liselerinde zorunlu ders olması şeklinde değiştirilerek kabul edilmiş oldu.” (19.Millî Eğitim Şûrası)

Bende, Osmanlı Türkçesi’ni bu duruma kurban etmeyen mevcut yöneticilerimizi can-ı gönülden tebrik ediyorum.

Twitter.com/yusuf_imamoglu