Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kendisinden önce kurgulanmış olan zulüm anlayışını, zalimliğin devamı noktasında tavır sergileyip sergilemeyeceğinin görüleceğini belirterek, “Ne zaman ki sayın Davutoğlu, haktan yana, hukuktan yana, insan haklarından yana, demokrasiden yana tavır ortaya koyar o zaman başbakan olma hakkını kazanır.” dedi.

Koncuk, Türk Kamu-Sen binasında düzenlenen basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koncuk, Türkiye’nin Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olması ile birlikte esasında yeni bir döneme girmesi gerektiğini belirterek, Yeni başbakanın insan haklarına, hukuka, evrensel değerlere uygun hareket edip, tüm vatandaşları mezhebine, meşrebine, siyasi anlayışına bakmaksızın kucaklayacabilecek bir anlayış ortaya koyması gerektiğini söyledi.

Başbakanı ziyaretinde bu dönemin başarıları ile başarısızlıklarıyla “Ahmet Davutoğlu” dönemi olarak anılacağını, bundan sonra yapılacak işlerle ilgili tüm sorumluluğun ve vebalin de kendisine ait olacağını söylediğini ifade eden Koncuk, şunları söyledi: “Başbakandan Türkiye’yi kucaklayan bir tavır beklediğimizi, ayrımcılığa son verilmesi gerektiğini, bilhassa bu 17 Aralık tarihinden sonra çıkarılan kanunlar ve yönetmeliklerle insanların huzursuz, mutsuz edildiğini, birçok insanın dışlanmışlık hissi içerisine girdiğini ve Türkiye’nin esasında bunları yapmasını gerektirecek bir durum olmadığını da kendisine ifade ettim. Sayın Davutoğlu’nun başbakan olması bir sıfır noktası olarak kabul edilmeli, bundan sonra önceki yapılanları tartışmak yerine, bundan sonra yapılacak olanları tartışmalıyız. Gerçekten insan haklarına uygun bir tavır sergilenecek mi. Türkiye’de yeni başbakanla birlikte bu ayrımcı politikaların olmayacağına dair bir garantiyi Sayın Davutoğlu’ndan görebilecek miyiz. Bunun emareleri bizi olumlu ya da olumsuz değerlendirme içerisine sokacaktır.”

Koncuk, Türkiye’nin başarılı olmak için öncelikle yönetici atama konusunda her alanda, liyakatı, kabiliyeti önceleyen bir sistemi ihdas etmesi gerektiğine dikkat çekti. “Hastaneye başhekim atarken, okula müdür atarken başka saiklerle hareket ediyorsanız siz iyi bir yönetici bulamayacaksınız demektir. Her alanda iyi yöneticiyi bulamayan ülkelerin bir başarı sağlabilmeleri mümkün değildir.” Diyen Koncuk, her şeyin temelinin yönetim olduğunu bildirdi.

İŞİ EHLİNE VERME İRADESİ GÖSTERMELİ

Koncuk, şöyle devam etti: “Türkiye bu treni kaçırdı mı bana göre kaçırmadı. Sayın Davutoğlu, kitaplarda yazdığını uygularsa, başbakan olarak davranırsa, işi ehline verme noktasında bir irade ortaya koyarsa, tüm insanları ayrım yapmadan, şu cemaattir, şu fraksiyondur demeden bir kul olarak değerlendirmeli , saygı duyulması gereken bir insan olarak görmeli. Tüm bunları ortaya koymadan Türkiye’de huzur olmayacağını, insanların mutlu olmayacağını herkesin bilmesi lazım. Umutlu olmak istiyorum. Davutuoğlu’nu göreceğiz, haktan yana mı, hukuktan yana mı bir tavır sergileyecek, yoksa kendisinden önce kurgulanmış olan zulüm anlayışını, zalimliğin devamı noktasında mı tavır sergileyecek. Ne zaman ki sayın Davutoğlu, haktan yana, hukuktan yana, insan haklarından yana, demokrasiden yana tavır ortaya koyar o zaman başbakan olma hakkını kazanır.”

“KİMSE KENDİNİ PADİŞAH OLDUM ZANNETMESİN”

Okul müdürü atanması konusuna da değinen Koncuk, hakkının yendiğine inanan idarecilerin de kendilerince hazırlanan dilekçelerle başvurmasını isteyip, bunu bakanlığa sunacaklarını anlattı. Koncuk, şöyle devam etti: “Kimse bu meydanı boş zannetmesin, ben bu makamı elde ettim, kral oldum, padişah oldum zannetmesin. İstediğimi asarım, istediğimi keserim, istediğimi yaparım, öğle yağma yok. Bu işi hukuk içerisinde halletmek istiyoruz. Eğer o ülkede hukuk bitmişse, inşallah hukuk vardır. Buna inanmak istiyorum. İnşallah adelet vardır . Eğer o ülkede hukuk bitmişse, herkes kendi hukukunu uygular. Bundan sonraki süreci çok yakından takip ediyoruz. Bu süreç devam ettiği sürece adam gibi bir yönetici atama sistemi ihdas edilene kadar mücadelemiz devam edecektir. Gerginlik yaratmaksa gerginlik yaratacağız ancak bunlar masa başında çözümlensin istiyoruz.”

"2 MİLYON TAŞERON İŞÇİ VAR, ÇALIŞMA BARIŞI BOZULMUŞ"

Yeni torba yasada memuru ilgilendiren bir şey olmadığını anlatan Koncuk, ancak çocukların sömürülmesine yol açacak taşeronlaşmanın daha köklü hale getirildiğini bildirdi. Koncuk, “Çocuklar taşeron patronların sömürüsüne teslim ediliyor. 2002’de AKP’den önce 15 bin taşeron çalışıyordu devlet kademelerinde. Bugün 661 bin olmuş. Belediye ve özel sektör dahil edildiğinde 2 milyonu geçen bir taşeronlaşma var. Üç kuruş maaşa çalışıyor. İşsizlik artıyor, gelir dağılımındaki adaletsizlik artıyor. Kamuda huzur yok, çalışma barışı bozulmuş, hizmet üretimdeki kalitede azalmış.” diye konuştu.