MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına destek verenlerin ortaya çıkmaya başladığını belirterek "Apo'ya gül uzatan, kader arkadaşlığı yapan İşçi Partisi destekliyor." dedi. Bülent Arınç'a da tepki gösteren Vural, "Ne demek özür dilesinler affedelim; demek ki ortada ne suç teşkil eden bir delil ne de suçlu var. Ortada bir suç yoksa özürle geçiştirilecek bir durum varsa operasyonları siz niye yapıyorsunuz? Milleti korkutmak için yapıyorsunuz. Pislikleriniz ortaya çıkmasın diye yapıyorsunuz." dedi.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Vural, akordu bozuk şekilde, gittiği yerlerde nabza göre şerbet veren, bir Başbakan iki Erdoğan'ın tekrar piyasaya sürüldüğünü ifade etti. Başbakan'ın Mersin'de yalan ve iftiralarına devam ettiğini belirten Vural, Mersin'de milliyetçi kesilivermiş, MHP'yi milliyetçi olmamakla suçlama hadsizliğini dahi gösterdiğini kaydetti. Erdoğan ile Ekmeleddin İhsanoğlu arasında seviye bakımından da fark olduğuna dikkat çeken Vural, "Zurnada peşrev olmaz, Erdoğan'dan cumhurbaşkanı olmaz." ifadesini kullandı.

Musul'da IŞİD'in elinde alıkonanları hatırlatan Vural, tereyağındaki kılı cumhurbaşkanlığı seçiminden önce mi çekip çekmeyeceğini sordu. Erdoğan'ın meydanlarda yalan dizilerine devam ettiğini dile getiren Vural, Erdoğan'a Ekmeleddin İhsanoğlu ile televizyon programına çıkmasını istedi: "Çıkamazsın. Sen sadece meydanlara dedikodu ve yalan üretmeyi bilirsin." diye konuştu.

Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına destek verenlerin ortaya çıkmaya başladığını belirten Vural, şöyle devam etti: "Apo'ya gül uzatan, kader arkadaşlığı yapan İşçi Partisi destekliyor. 2010 referandumunda da BDP boykot ederek destekleyeceğini ifade etmişti. Emeğin Sosyalist Partisi de 'evet' oyu vereceğini söylemişti. İslam düşmanı, bebek katili desteklediğini, Kıbrıs Rum liderinin desteklediğini, sonuçta da her köşeye yardıma koşan İsrail'in desteklediğini görüyoruz. Tablo bu."

"İSRAİL, KÖŞEYE SIKIŞAN ERDOĞAN'I KURTARMAK İÇİN YENİ BİR KURGU OLUŞTURDU"

Erdoğan'dan Yahudi Cesaret Madalyasını iade etmesini istediklerini söyleyen Vural, İsrail'in köşeye sıkışan Erdoğan'ı kurtarmak için yeni bir kurgu oluşturduğunu ve Yahudi cesaret madalyasını geri istendiğini belirtti. "İsrail yine imdadına yetişti. Erdoğan ne zaman sıkışsa İsrail can simidini uzatıyor." diyen Vural, Erdoğan'ın İsrail'e özür dilettik açıklamasının da yalan olduğunu ifade etti. Aslında İsrail'den özür dileyenin Erdoğan olduğunu ileri süren Vural, İsrail'in her ortamda korunup kollandığını kaydetti.

Başbakan'ın "Başbakan'ı dinleyenler ortaya çıkmaya başladığını" söylediğini aktaran Vural, "Hani bunlar montajdı, TÜBİTAK'tan rapor vardı?" diye sordu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in Yargıtay imamı konusundaki açıklamalarını hatırlatan Vural, "Adalet Bakanı'nın oğlu hakim alıyor. Adalet, ya AK abiler, ya paralel abiler. Şu zihniyete bakın. Bugünkü yargı mahtumların hakimleri ve savcıların atadığı bir yargı haline gelmiştir. Mehmet Ali Şahin'in itiraf ettiği gibi paralel dedikleri de paravan dedikleri de kendileridir. Türkiye'de adalet, AKP yöneticilerinin, çoluk çocuğun oyuncağı haline gelmiştir. Bu bir itiraftır. Demek ki hakimler çoluk çocuklarla atanıyor." diye konuştu.

"NE DEMEK ÖZÜR DİLESİNLER AFFEDELİM; DEMEK Kİ ORTADA NE SUÇ TEŞKİL EDEN BİR DELİL NE DE SUÇLU VAR"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, emniyetteki operasyonlarla ilgili "Özür dilesinler, nedamet getirsinler affedelim" dediğini hatırlatan Vural, "Ne demek özür dilesinler affedelim; demek ki ortada ne suç teşkil eden bir delil ne de suçlu var. Ortada bir suç yoksa özürle geçiştirilecek bir durum varsa operasyonları siz niye yapıyorsunuz? Milleti korkutmak için yapıyorsunuz. Pislikleriniz ortaya çıkmasın diye yapıyorsunuz. 17-25 Aralık sürecinde battığınız rüşvet ve yolsuzlukla KCK ile yaptığınız dansın ortaya çıkmasını engellemek için, terör örgütlerine bu ülkeyi teslim ettiğiniz delilleri ortaya çıkmasın diye şimdi bunu yargı sürecini bir araç olarak kullanıyorsunuz. Görünen o ki bu ülkede yargı siyasi operasyonlar ve intikam duygularının aracı olarak bir silah gibi kullanılmaktadır." dedi.

    Selam ve Tevhit örgütüne hükümetin neden bu kadar sahip çıktığını soran Vural, bu ülkenin bilgilerini alıp yabancı ülkelere veren kim varsa hesap vermesi gerektiğini vurguladı.

     Hızlı tren projesinin 57. hükümet döneminde ihalesinin yapıldığını kaydeden Vural, "Başbakan umarım treni bindiği zaman bu projeye katkı sağlayanlara teşekkür etmeyi unutmaz. Proje hayırlı olsun, katkı sağlayanlara teşekkür ediyorum." diye konuştu.

    Emniyetteki operasyonlarla ilgili polislerin tutuklanması konusunda da Vural, "Haram paracı Rıza çalışıyor. Bir Türkiye düşünün ki rüşvet ve yolsuzluk iddialarını soruşturan polisler sorgulanıyorsa, artık tuz kokmuş demektir. Bunu yapanlar aslında korkuyorlar. Demek ki bu olay rüşvet ve yolsuzluk bunların ruhlarına kadar işlemiş. Dolayısıyla en iyi taktik hücumdur demek suretiyle rüşvet ve yolsuzluğa bulaşanlar, bunları bulanlara operasyon düzenliyorlar. Artık Türkiye'de rüşvet ve yolsuzluk yapanlar operasyon düzenliyor. Allah bizi bunlardan korusun." şeklinde konuştu.

    Bir başka soru üzerine her tarafın yalan olduğunu dile getiren Vural, "Maksat, Selam ve Tevhid örgütünün yaptıklarını, bu örgütle ilişkili olanların üzerini örtmek midir? Böyle bir örgüt var mı, kimler ilişkilidir? Bu millet bunu öğrenmek istiyor. Başkalarının menfaatlerine çalışanlar kimlerdir, kimler ilişkilidir, hangi siyasi partiyle ilişki kurmuşlardır, hangi sırça köşklerle ilişki kurmuşlardır, bu devletin belge ve bilgilerini yabancı ülkelere pazarlayanlar kimlerdir?" ifadelerini kullandı.