Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Arınç, “Cenazeler gelmiyor, şehitlerimize ağlamıyoruz ama bu yol kesmek, heykel, bu adam kaçırıp fidye istemek neyin nesi. Bu son günlerde inşaatlarda kullanılan araç ve gereçlerin yakılması neyin nesi. Şimdi bunların hiç birisi olmayacak. Yani kamu düzenini ve güvenliğini ilgilendiren tüm asayiş konularında bölgede tamamen okul yakmalar gibi şeylerin sonlandırılmasıyla ilgili çalışmalarımız var. Onlara bağlı olmakla silahlı unsurlar çıkacaklar, diğerleri olacak” dedi.

Arınç, çözüm sürecinde yasal düzenlemeye ihtiyaç duymadıkları noktada olduklarını, yürütmenin alacağı idari tedbirlerle sürecin işleyeceğini söyledi.

Bursa Olay TV’de katıldığı programda açıklamalarda bulunan Arınç, çözüm sürecinin 2012’in Aralık ayından başladığını söyledi. Arınç, şunları kaydetti: "Çözüm sürecinin temeli şudur; kavga silah kullanmak bitsin, düşüncelerin siyasetin konuşulacağı günler gelsin. Silahlar terk edilsin, eylem yapılmasın ve Türkiye’deki silahlı unsurlar yurt dışına çıksın, yurt dışındaki suç işlememiş olanlar Türkiye’ye gelsinler, dağı besleyen unsurlardan çıkışlar özendirilmesin, dağdan inişler özendirilsin ve böylece bu durumu durdurarak Türkiye’de huzur ve güvenliğin sağlandığını hep beraber görelim. Binlerce şehit verdik, binlerce sivil halktan ölenler oldu. Her karakol baskını ya 15 askerimizi, ya 25 askerimizin, mayın patladığı zaman insanlarımızın feryatlarını şehir merkezlerinde canlı bombaların meydana getirdiği bir takım olaylarda hamile annelerin bile hayatlarını kaybettiğini biliyoruz. 30-35 senedir bir terörün ateşi var ve bu ateşi söndürmek hepimizin boynunun borcu."

"SİYASİ ÇÖZÜMÜ İMRALI'DA BULDUK"

Terör örgütü PKK şiddetinin silahla bitirilmesinin mümkün görünmediğini öne süren Arınç, şunları söyledi; "Silahla, karşı karşıya müsademeyle, ölmek veya öldürmekle bu örgütün son bulması, bu şiddetin son bulması mümkün görünmüyor. Mümkün olsaydı 1990’lı yıllarda biterdi, olmamış. Halbuki askerimiz ve polisimiz çok gayretli ve fedakar, mücadele yapıyorlar. Bazen bir yıl içinde binden fazla terörist ölüyor. İyi ama bitmiyor. Dağa çıkanlar var. Kadınlar var, 15 yaşından itibaren çocuklar var, dağa çıkma fazlalaşıyor, özendiriliyor ve bu bir kahramanlık haline geliyor. Kendi devletine ve insanına düşman hale geliyor. O zaman siyasi bir çözüme ihtiyaç var. Siyasi çözümün yolunu da ancak böyle bulduk. Kim etkili olabilir bu konuda? Abdullah Öcalan; İmralı’daki insan. Halen onu lider olarak, onların tabiriyle ‘önder’ olarak görenler var. Demek ki onunla bunlar arasında bir irtibat olabilirse ve Türkiye’de çözüm sürecine ikna edilebilirlerse bu iş tutabilir diye düşündük ve kendi istihbarat örgütümüzü bu iş için kullandık. Hükümet olarak işin içine girmedik. Çünkü bir siyasi karar organının, bir terör örgütü veya elebaşısı, hükümlü bir kişiyle doğrudan temas kurmasını başka ülkelerdeki örneklerinin aksine biz doğru bulmadık. Ama istihbarat örgütlerinin esasen görevi budur. Terörü sona erdirmek onun asli görevidir. Bunun için her şeyi kullanabilir. Ona yetki ve izin verildi. Arkadan eylemsizlik hali oldu. Öcalan nevruzdaki mesajında ‘Artık bu iş bitti. Herkes dışarıya çıksın’ dedi. Biz onları takip etmeye başladık. Sonra başka olaylar yaşandı. Geri çekilmeler durdu. Şehir içinde veya kırsal kesimde bazı olaylar devam etmeye başladı."

"YENİ ÇALIŞMA VAR"

Geçmişte yaşanılan karakol baskınları, helikopter düşürmeler, asker ve polislere, öğretmenlere yönelik terör eylemlerinin bittiğine dikkat çeken Arınç, "Şehit cenazeleri gelmemeye başladı ve ülkede huzur iklimi oluştu. Halk bunu çok iyi benimsedi. Önce ilk inanılmayacak şekilde karşı çıkılacaklarını düşünmüşlerdi. Bakıldı ki artık terör biterse güzel şeyler olacak, millet bu çözüm sürecinin arkasında durdu. 2011 seçimleri, 2010 referandumumu ile durdu. Muhalefetin bize en çok eleştirisi çözüm süreci üzerinden oldu. Ama çözüm süreci üzerinden bizi vatan haini ilan eden muhalefet yok oldu, AK Parti oylarını yüzde 52’lere çekmeyi başardı. 2015 seçimlerine giderken bu süreç böyle giderse, çok iyi yerlere geleceğiz. Çözüm sürecinde şimdi yeni çalışma programımızın içerisinde silahlı unsurların kısa sürede tamamen dışarıya çıkartılması var. Eylemsizlik, belli zaman süreleri içinde yapılacak başka şeyler var. Çıkışlar, dönüşler, gelişler, bunlarla ilgili sosyal tedbirler, rehabilitasyon unsurları, hepsini halkla ilişkiler, kamu diplomasisi olarak hepimizin görev alanları belli. İnşallah önümüzdeki yasama döneminde belki yasal çalışmaları da meclise getireceğiz. Ama şimdilik idari tedbirlerle, yürütmenin alacağı kararlarla yasaya henüz ihtiyaç duyulmayan noktadayız. Yaptığımız, henüz farkında olunmayan çok şey var. İleride herkes farkında olacak çünkü olumlu sonuçlarını herkes alacak. Halkımızın şikayet ettiği bir konu vardı, ondan biz de şikayet ediyorduk. Cenazeler gelmiyor, şehitlerimize ağlamıyoruz ama bu yol kesmek neyin nesi?. Bu heykel neyin nesi? Bu adam kaçırıp fidye istemek neyin nesi? Bu son günlerde inşaatlarda kullanılan araç ve gereçlerin yakılması neyin nesi. Şimdi bunların hiç birisi olmayacak. Yani kamu düzenini ve güvenliğini ilgilendiren tüm asayiş konularında bölgede tamamen okul yakmalar gibi şeylerin sonlandırılmasıyla ilgili çalışmalarımız var. Ona bağlı olmakla silahlı unsurlar çıkacaklar, diğerleri olacak. Halkın güvenliği, huzur ve asayişi esas olmak üzere silah kullanılmaması, şiddet kullanılmaması ve buna bağlı bir takım tedbirlerin alınması. Artık bu şikayetlerin gündeme gelmesini kesinlikle istemiyoruz." diye konuştu.