Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, KOBİ kredilerinde hiçbir sıkıntı olmadığını, işletmelerin güvenlik soruşturmalarından geçtiğini belirterek, 20 bin 78 işletmenin kredisi işlemde olduğunu söyledi.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, İzmir’deki temaslarının üçüncü gününe Urla ilçesine ziyaretle başladı. Urla’da muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelen Özlü, Urla’nın bir teknoloji üssü olması için geçtiğimiz günlerde ziyarete geldiğini ve bununla ilgili çalışma yürüttüklerini belirtti.

"KOBİ kredilerinde hiçbir sıkıntı yok"

Geçen yıldan bu zamana kadar 50 bin liralık KOBİ kredilerine başvuru sayısının 770 bin olduğunu belirten Bakan Özlü, "Bunları değerlendirdik. İçlerinde mükerrer başvurular vardı. Bunların içinde güvenlik soruşturmasına takılan işletmelerimiz vardı. Ve bu değerlendirmeler sonucu 460 bin 167 işletmemize kredi verebileceğimiz bildirdik. İşletme sahiplerine 50 bin liraya kadar kredi kullanabileceklerini bildirdik. 460 bin 167 KOBİ’den199 bin 745 işletme bize müracatta bulundu, işlem başlattı. 45 bin 620’si kredisini aldı, parası cebinde. İşlemi biten ama bankada parasını çekmeyen 79 bin 759 işletmemiz var. Bunları toplandığımız zaman yani bankada parası hazır ancak çekmemiş, 125 bin 379 işletme dün akşam saat 17.00 itibariyle bankada parası hazır durumda. Yine bu işlemleri de 54 bin 288 adet işletmenin de ön onayı verilmiş durumda. Halen şu anda bize müracatta bulunan 195 bin 745 işletmeden işlemde olanların sayısı 20 bin 78’dir" dedi.

"Sıkıntı varsa KOSGEB müdürleri talimatlandırıldı"

KOSGEB kredilerinde sıkıntı olduğuna dair muhtelif yerlerden telefonlar aldığını belirten Bakan Özlü, "Hiçbir sıkıntı yok. Şu anda 20 bin 78 işletmenin kredisi işlemde. Sıkıntısı olan varsa bizzat beni arasın. Kimin sıkıntısı varsa KOSGEB iş müdürlerimiz talimatlandırıldı, problemlerini çözecekler. Piyasaya bugünlerde sıcak para taze para giriyor. İnşallah ekonomi durgunluk dediğimiz konuyu aşacağız. 250 milyarlık büyük işletmeler için karar verdiğimiz işletmelerin kredi kullanım işlemleri devam ediyor. Önümüzdeki günlerde bu aldığımız kararları ekonomiye yansıma yanı gün olmayacaktır. Bu yılın ikinci ayrısında piyasanın rahatlayacağını, ekonomideki sirkülasyonun daha da hızlanacağı umut ediyorum. Aldığımız tedbirlerle mevcut durgunluğun aşılacak" diye konuştu.

"Masalar kuruldu, masalar dağıldı"

16 Nisan halk oylaması sürecine de değinen Bakan Özlü, "Bütün siyasi partiler ‘yeni bir anayasa öneriyoruz’ dediler. Bunu bizim partimiz de CHP de MHP de söyledi. Hatırlarsınız geçen dönemlerde bu konuda mecliste komisyonlar kuruldu, masalar kuruldu, masalar dağıldı. Esasen arz ederdik ki bütün partilerimiz uzlaşsınlar, yeni bir anayasa yapıp halk oyuna sunsunlar. Ve biz de 16 Nisan’da uzlaşarak yapılmış bir halk oylaması yapsaydık. Bu konuda uzlaşılamadı" dedi.

"İki anayasa hazırlayalım dedik ama olmadı"

Meclisteki partilerle iki anayasa hazırlanarak halk oylamasına sunulması teklifinde bile bulunduklarını hatırlatan Özlü, sözlerine şöyle devam etti:

"İki anayasa hazırlayalım, biri parlementer sistem, diğeri başkanlığı esas alsın ve milletimize bu şekilde gidelim. 16 Nisan’da bu olabilirdi, iki taslak oylanabilirdi. Ama bu da gerçekleşmedi. En son Eylül ayında geçen sene, Sayın Bahçeli’nin teklifi ile bu günlere geldik. ‘Madem çok arzu ediyorsunuz, getirin millete soralım’ demişti. Görüşmeler oldu ve neticede bugün 18 maddelik paketle milletin huzurundayız. Gönlümüz ‘evet’den yana. Hayır diyenler de var. Bu bir seçim değil. Partilerin milletvekili adaylarını ya da belediye başkanlarını seçmeyeceğiz. Ya evet ya hayır oyu kullanacağız. Evet oyları kadar hayır oyları da itibarlıdır. Neticede millete soruyoruz. Biz kurulduğumuzdan bu yana milli irade vurgusu yaptık."

"İşler tıkır tıkır işlesin diye bu sistem gerekli"

14 yıldır Türkiye’de her alanda büyük gelişmeler olduğuna işaret eden Bakan Özlü, şunları söyledi:

"Kilometre yaşlarında önemli krizler yaşandı. mevcut sistemin işlenmesinde sıkıntılar yaşıyoruz. Çok uzun süreçler var. İşler uzun sürede yapılabiliyor. Bir konuda karar almak için çok sayıda imzaya ihtiyaç var, bir süreç alıyor. Devlet sistemi tıkır tıkır çalışsın, süreçler kısalsın, işler tıkır tıkır hallolsun. 18 maddenin özeti bu. Biz daha hızlı çalışan bir devlet mekanizması istiyor, süreç, kısaltmak istiyoruz. Yenilenmeden kalkınma, büyüme olmaz. Bu 18 maddelik paket Türkiye’nin, sistemin kendisini yenilemesidir. Biz AK Parti olarak Türkiye’nin yenilenmesini istiyoruz. Toplumun ihtiyaçları, talepleri daha hızlı değişiyor, devlet sistemi buna ayak uyduramıyor. Yasalar düzenlemeler ihtiyaçtan doğar. Biz halk oylaması olarak sunduğumuz paketin Türkiye’nin ihtiyacından doğduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin yenilenmesine, yenilenerek güçlenmesine büyük katkılar sunacağına inanıyoruz."

"Bu bölge sakin değil, güçlü olmamız gerekiyor"

Türkiye’nin içinde bulduğu coğrafyanın sakin bir coğrafya olmadığını dile getiren Faruk Özlü, "Burası bir Fransa değil burası bir Almanya değil. Tarihsel olarak da baktığımızda çok sayıda medeniyetin gelip zamanla yok olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Bazı şehirlerde sorunlu bazı mahalleler vardır. Problemlidir, olay olur, birlileri birilerine saldırı. Bizim coğrafya aslında biraz buna benziyor. İçinde bulunduğumuz bölgede güçlü olmazsanız hem askeri hem ekonomik olarak güçlü olmazsanız bu bölgede yaşamanız zor. Bir cumhuriyet kurduk 1923’te Atatürk önderliğinde, bir sürü badire atlattık. Yunanistan’ın kurulduğu 1923’e kadar 10 milyon Türk ya öldürülmüş veya sürgün edilmiş. Selanik şehri elden çıktığında İstanbul kadar Türktü Selanik. Çok ciddi bir badire atlatarak cumhuriyeti kurmuşuz. Bugüne kadar 90 yıl içinde bölgede gelişen hadiseler, Türkiye’nin maruz kaldıklarını değerlendirildiğinde hem askeri hem de ekonomik güce büyük ihtiyaç olduğunu söyleyebiliriz. Bu bölge sakin değil güçlü olmamız gerekiyor. Bu bakımdan Türkiye’yi dışarıdan gelebilecek tehditlere karşı daha rahat koruyabilecek bir sistemdir" diye konuştu.

"Nerede AGİT, nerede Birleşmiş Milletler, nerede NATO?"

Dünyanın saygın örgütlerinin yapılan zulümlere karşı sessiz kaldığına işaret eden Özlü, şöyle devam etti:

"Arap Baharını biz başlatmadık. Tunus’ta başladı, devam etti. Arap Baharı denen hadise aslında kışa döndü. Suriye’de Irak’ta olan hadiseler. Dünyanın saygın örgütleri var. AGİT, Birleşmiş Milletler, NATO gibi örgütler var. Bu kadar hadise oldu, 600 milyonda fazla insan öldü. 700 milyon vatandaş sınır dışına çıktı. Bu örgütlerde,dünyanın güvenliğini sağlamakla güvenli olan örgütlerden tek ses çıkmıyor. Nerede AGİT, nerede Birleşmiş Milletler, nerede NATO? Hiç ses çıkmıyor. Suriye ve Irak’taki son gelişmelerden sonra terör örgütlerin beslendiği bir yer oldu. maalesef Türkiye kendi göbeğini kendi kesmek zorunda kaldı. Operasyonlar yürütüyoruz. Türkiye’nin güvenliği Şam’da, Erbil’de, Bağdat’ta başlıyor. Artık güvenliğimiz sınırların içinde değil sınırların dışında başlıyor. Bunu da kendi gücümüzle yapıyoruz."

"Türkiye bölgesel bir güç ve küresel bir oyuncu olsun istiyoruz"

Savunma sanayinde önemli aşamalar kaydedildiğine dikkat çeken Bakan Faruk Özlü, "Operasyon yapıyoruz, hiçbir ülkenin koymakta olduğu ambargolardan menfi etkilenmiyoruz. Kıbrıs Barış Harekatını hatırlayın, bir ambargo olunca kendimize gelemedik, zorlandık. o sayede kendi şirketlerimiz kurmaya başladık. Önemli gelişmeler kaydediyoruz, ama bütün bunları mevcut sistemin zorluklarına rağmen elde ediyoruz. Türkiye bölgesel bir güç ve küresel bir oyuncu olsun istiyoruz. Bütün bu sunulan anayasa değişikliği paketinde esasen bu amaçlar yatıyor" ifadelerini kullandı.