Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin uyumu çerçevesinde ayırdığı fonlarda 105 milyon avro kesintiye gittiğini, buna gerekçe olarak da; "Türkiye’nin Avrupa standartlarından sapmasını" gösterdiklerini belirterek, "Biz 3 milyon mülteciye kucak açarken, üç maymunu oynayan Avrupa Birliği, bize hangi standartlardan bahsediyor? Standarttan kasıtları; kendilerine geldiği zaman her türlü koruma ve yaptırımı uygun görüp, bize gelince akıllarına gelen önceliklerse, kusura bakmasınlar. Bunun adı standart değil, çifte standarttır. Türkiye’ye, kimse çifte standart dayatamaz" dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi Odaları Konsey Toplantısı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü’nün katılımıyla gerçekleşti. Bakan Özlü, toplantıda yaptığı konuşmada Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin; 1950’den bugüne, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal alandaki gelişimine ve dönüşümüne sunduğu katkıların, her türlü takdirin üzerinde olduğunu belirterek, böylesine büyük ve milli bir vizyonu, layıkıyla taşıyan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na, yönetim kuruluna ve konsey üyelerine teşekkür etti.
Bakanlık olarak, son derece geniş bir alanda, birçok sektörle birlikte çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Özlü, Türk sanayisine hizmet yolunda, en büyük paydaşlardan en önemli partnerlerden birisinin hiç şüphesiz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olduğunu bildirdi. Özlü, milli bir hedef etrafında birleşmenin en son örneği, Türkiye’nin Otomobili projesinin olgunlaşmasında, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun çok büyük ve tarihi gayretleri olduğunu aktardı.
"Türkiye’ye, kimse çifte standart dayatamaz"
Bakan Özlü, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye’nin artık denizde boğulacak zamanı yok. Biz, dereleri de, denizleri de çoktan geçtik. Biz, ülke olarak, millet olarak; okyanuslarda savaşıyor, okyanuslarda yüzüyor, okyanuslarda bayrak gösteriyoruz. NATO, istediği kadar içindeki satılmışlarla liderlerimizi hedef göstererek Türkiye ile uğraşsın, Avrupa Birliği istediği kadar üç kuruşluk fonlarla bizi korkutmaya çalışsın, FETÖ istediği kadar haince kulisler yapsın; bunların artık bizim nazarımızda hiçbir hükmü, hiçbir anlamı, hiçbir değeri yoktur. İstiyorlar ki; Türkiye içe kapansın, kendi coğrafyasının dışına çıkmasın, kendi yağıyla kavrulmaktan öteye geçmesin. Bir kere herkes şunu çok iyi bilmelidir: Türkiye, ayar verilecek, parmak sallanacak bir ülke değildir. O günler çok geride kaldı. Biliyorsunuz, Avrupa Birliği, Türkiye’nin uyumu çerçevesinde ayırdığı fonlarda 105 milyon avro kesintiye gitti. Buna gerekçe olarak da; -Türkiye’nin Avrupa standartlarından sapmasını- gösterdiler. Ortaya sürülen bu gerekçenin, nasıl bir aklın ürünü olduğunu anlamak mümkün değildir. Biz FETÖ ile DAEŞ ile PKK ile PYD ile ve bunların içerideki piyonları ile uğraşırken, yanımızda olmayan Avrupa Birliği; bize şunu yapın, bunu yapın diye ahkam kesiyor. Biz 3 milyon mülteciye kucak açarken, üç maymunu oynayan Avrupa Birliği, bize hangi standartlardan bahsediyor? Standarttan kasıtları; kendilerine geldiği zaman her türlü koruma ve yaptırımı uygun görüp, bize gelince akıllarına gelen önceliklerse, kusura bakmasınlar. Bunun adı standart değil, çifte standarttır. Türkiye’ye, kimse çifte standart dayatamaz."
"İthalata karşı yerli üretim, yerli hamle çalışmasını başlatmış bulunuyoruz"
"Ekmeğimizi büyütmek için, ihracata sarılacağız" diyen Özlü, "İhracatımız içindeki yüksek teknoloji ürünlerin payını, hep birlikte artıracağız. Dış ticaret açığımızı kapatmanın yolunun, yüksek teknolojili ürünler üretmek olduğunun farkındayız. Fakat bir yandan ihracatımızı artırırken, diğer yandan da, ithal ettiğimiz ara malları ve sanayi ürünlerini de yerlileştirmemiz gerekiyor. Bu nedenle, milli hedefler için, rotamız yerliliktir, yerli ürünlerin desteklenmesidir. Dışa bağımlılığı azaltmanın yolu, yerli ve milli üretimdir. Bu kapsamda, ’ithalata karşı yerli üretim, yerli hamle’ çalışmasını başlatmış bulunuyoruz. İthal etmek yerine, üretmemizin mümkün olduğu çok sayıda ürün bulunmaktadır. Türkiye’nin ithal ettiği ara mallar içinden, ilk aşamada 978 adet ürünü tespit ettik. Bu sayı, zamanla 2 bin 600’e kadar çıkacak" açıklamasında bulundu.
"Hep birlikte, omuz omuza vereceğiz, teknolojiye ’Made in Turkey’ damgasını vuracağız"
Bakanlık tarafından hazırlanan ’İthal Sanayi ürünlerinin Yerlileştirilmesi Projenin’ sunumunu, geçtiğimiz günlerde Bakanlar Kuruluna yaptıklarını bildiren Özlü, proje kapsamında; öncelikli olarak kimya, ilaç, elektronik, makine, teçhizat, gıda ve motorlu kara taşıtları sektörlerindeki ürünlerin ülkemizde üretilmesi için, teşvik mekanizması kuracaklarını ifade etti.
Bu projede; Maliye, Ekonomi ve Kalkınma Bakanlıklarıyla birlikte çalışacaklarını söyleyen Özlü, "2018’de ilk ürün sözleşmelerini yapacağız. Gelecek yıl sonunda, inşallah ilk ürünleri görmüş olacağız. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin de, yerli üretim konusunda hassas olduğunu biliyorum. Bu önemli projeye, TOBB üyelerinin ve Sanayi Odalarımızın da destek vereceğine, yürekten inanıyorum. Hep birlikte, omuz omuza vereceğiz, teknolojiye ’Made in Turkey’ damgasını vuracağız" değerlendirmesinde bulundu.
"Kendi markalarımızla, kendi insan kaynağımızla, kendi teknolojimizle birlikte 2023 hedeflerine doğru ilerleyeceğiz"
Türkiye’nin hiçbir zaman içe kapanan, sadece kendi penceresinden dünyaya bakan bir ülke olmadığını ve olmayacağını vurgulayan Bakan Özlü, ileri sanayi ülkesi, teknoloji üssü ve bilim merkezi Türkiye hedeflerinden geri adım atmanın söz konusu olmadığını ve bu hedeflere ulaşmak için; Ar-Ge inovasyon ve tasarıma her zamankinden daha fazla yatırım yapmak durumunda olduklarını söyledi.
Özlü, "Kendi markalarımızla, kendi insan kaynağımızla, kendi teknolojimizle birlikte 2023 hedeflerine doğru ilerleyeceğiz. 2023 hedeflerimiz doğrultusunda, siz değerli iş adamlarına, girişimcilere, sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir. Türkiye’nin önde gelen ‘kamuoyu önderleri’ olarak sizlerin, ülkemize yeni değerler katacağınıza, yeni ufuklar açacağınıza yürekten inanıyorum. Bizler de Hükümet ve Bakanlık olarak, sizlerin yanında olmaya, işlerinizi kolaylaştırmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
