Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Kimin ehliyeti varsa, kimin liyakatı varsa kim de sadece ve sadece millete ve vatana sadakat gösteriyorsa onlara kamudaki bütün görevler açıktır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra basın toplantısı düzenleyen Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, gazetecilerin sorularını cevapladı. Kurtulmuş, "670 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile bazı kamu personelinin görevinden alındığını belirttiniz, büyükelçi, hakim, Yargıtay üyesi, kararname yayınlanınca detayları ortaya çıkacak ama görevden alınan büyükelçi, Yargıtay üyesi veya üst düzey kamu görevlisi var mı?" sorusuna, "Özellikle bunlar liste olarak yayınlanacak. Görevden alınanlar Dışişleri Bakanlığımızdan, İçişleri Bakanlığımızdan, Sahil, Güvenlik Teşkilatımızdan ve TSK bünyesinden ağırlıklı olarak gelen isimlerdir ve bunların meslek unvanlarının kullanması bu kararname ile de yasaklanmıştır. Çünkü bu kararname ile açığa alınan yüksek rütbeli diyelim ki vali, diyelim ki yüksek yargı mensubu sıradan bir suç dolayısıyla devlet memuriyetinden atılmıyorlar. Bu KHK ile açığa alınanlar devlete karşı işlenmiş, devletin, demokratik düzenin, milli iradenin ortadan kaldırılması için yapmış oldukları hain bir tertibin, planın içerisinde yer aldıkları için memuriyetinden atılıyorlar. Bunu örgütleyen, bunu organize eden bir silahlı terör örgütüyle irtibatlı oldukları için atılıyorlar. Dolayısıyla burada devletin en üst kademelerindeki bu unvanlar, bu makamlar diyelim ki valilik, hakimlik makamı, büyükelçilik makamı ya da TSK’nın mensubu olma unvanı bunlara devleti korusunlar, devletin, milletin işlerini yapsınlar diye verilmiş unvanlardır. Bu unvanları millete karşı silahı doğrultarak, milleti yok etmek için harekete geçenlerin ya da devleti yıkmak için bir terör örgütü ile irtibatlı olanların kullanmaya hakları yoktur. Dolayısıyla bu unvanlarını kullanmalarının engellenmesinin arkasındaki amaç budur ve son derece yerindedir, son derece doğru bir amaçtır" diye cevap verdi.
"Güvenlik birimleri zaman zaman Bakanlar Kurulu’na brifing verirler"
Kurtulmuş, bir gazetecinin, "Genelkurmay Başkanımızın da bugün toplantıya katıldığı belirtildi. Sayın Hulusi Akar genel bir bilgilendirme mi yaptı yoksa bakanların olayların detayları ve perde arkasına ilişkin sorularına mı yanıt verdi?" sorusunu şöyle cevapladı:
"Zaman zaman ilgili güvenlik birimlerinin temsilcileri Bakanlar Kurulu’na giderler ve brifing verirler. Dolayısıyla bu kişiler Bakanlar Kurulu’nun bir üyesi değil Bakanlar Kurulu’nu bilgilendirmek için buraya davet edilmiştir. O gün hem Sayın Genelkurmay Başkanı hem Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanımız Bakanlar Kurulu üyesi olmadıkları halde Bakanlar Kurulu’na davet edilerek kendilerinden iç ve dış güvenlikle ilgili konularda bilgi alınmıştır. Kendileri Cumhurbaşkanımızın başkanlığını yaptığı Bakanlar Kurulumuzu brife etmişlerdir, bilgilendirmişlerdir."
"Kim millete ve vatana sadakat gösteriyorsa onlara kamudaki bütün görevler açıktır"
Kurtulmuş, "Kamu personeli alımı ile ilgili açıklamalarınız vardı; ehliyeti, liyakatı ve milleti sadakati olanlar gelsin, devlet kadrolarında yer alsın diye. Bu çerçevede bu konu bugün Bakanlar Kurulu’nda görüşüldü mü? İlerleyen dönemlerde görüşülme olasılığı var mı? Kamu da emeklilik başvurusu ya da istifa edeceklerle ilgili bazı kurumlara şifahi olarak tedbirlerin iletildiği şeklinde haberler var. Bu konuyla ilgili yakın zamana kadar tedbirler vardı bu konu ele alındı mı?" soruları üzerine, "Devletin bütün kadrolarının milletin tamamına açılması, 79 milyonun hepsinin her bir ferdinin kendisini bu ülkenin sahibi olarak görmesi en hayati hususlardan birisidir. Bunun için de herkesin kendi kişisel kariyer planlamasıyla ilgili olarak eğer devlet kapısında bir kariyer beklentisi içerisindeyse bundan istifade edebilmesi lazım. Bunun da şeffaf üç ölçüsü olması gerekir, bunlar ilkelerdir, bunlar prensiplerdir. Ehliyet, liyakat, millete ve vatana sadakat. Bunları esas alarak yeniden kamuda alımları bu şekilde değerlendirirsek doğrusu budur. O zaman zaten herhangi bir paralel yapılanmanın kamunun içine sızma imkanı ve ihtimali yoktur. Böyle bir paralel yapılanmanın kamunun içerisinde örgütlenme şansı yoktur. Dolayısıyla bu bir genel prensiptir, bundan sonra da inşallah Türkiye bu prensipler çerçevesinde kamu alımlarını kimin ehliyeti varsa, kimin liyakatı varsa kim de sadece ve sadece millete ve vatana sadakat gösteriyorsa onlara kamudaki bütün görevler açıktır. Bunun için çalışma yapmaya gerek yok bu bir genel prensiptir" ifadelerini kullandı.
"2010 KPSS ile ilgili bir sayı var mı kaç kişinin görevden alındığına dair? Kuvvet Komutanlıklarının harekat, planlama ve istihbarat yönünden Genelkurmay Başkanlığına personel ve lojistik yönünden de Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasına dair bir çalışma söz konusu mu?" sorusu üzerine ise Kurtulmuş, "TSK’nın yeniden yapılandırılmasıyla ilgili çalışma devam ediyor. Bunlar şekillenecek ve bu anlamda da TSK’nın söylediğiniz şekilde Kuvvet Komutanlıklarının Savunma Bakanlığı’na, Sahil, Güvenlik ve Jandarmanın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması bundan sonraki TSK’nın yeniden yapılanması konusunun ana çerçevelerinden birisidir. Tabii ki bu anlamda askeri mesleğin gerektirdiği nitelik bakımından da bunların bir başka bağlılık içerisinde olması kaçınılmazdır. İdari ve özlük hakları, yönetim anlamında ise Kuvvet Komutanlıklarının Savunmaya, Jandarma ve Sahil, Güvenlik’in İçişleri Bakanlığı’na bağlanması bundan sonraki TSK’daki reform paketimizin önemli adımlarından birisidir. 2010 KPSS ile ilgili şu anda size bir rakam veremiyorum bunların listeleri var. Kimler bu yolsuzluğun içerisinde oldular onlarla ilgili de gerekli düzenlemeler yapılacak" diye konuştu.
Kurtulmuş, Diyarbakır’daki patlamaya ilişkin ise, "4 polis memuru, 2 sivil, o 2 sivilden birisi de bir polisimizin evladıdır. Toplam 6 şehidimiz var" ifadesini kullandı.