Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Engin Altay, “Eğer Türkiye’de bir daha darbe olmaması isteniyorsa, 15 Temmuz darbesinin siyasi ayağını ortaya çıkarılması ve bunlarla çok keskin şekilde hesaplaşılması lazım” dedi.
Altay, TBMM’de gazetecilerin sorularını cevapladı. MİT’in hazırladığı bir raporda 20 bin kişilik Bylock kullanıcısı tespit edildiğine ilişkin olarak değerlendirmede bulunan Altay, 15 Temmuz’da her kesimden insanların deşifre olduğunu belirterek, “Siyasetten kimsenin deşifre olmadığını, edilmediğini görüyoruz. Belki bugün de bir gazetede yer alan, geniş yer bulan fotoğraf işin gerçeğini, tablonun özetini bize yansıtıyor. AKP’nin bu cadı avı işini bırakıp, kendi içinde bir iç muhasebe yapmaya ihtiyacı var. Bunları örtülerek, ‘Allah’ım beni affetsin. Milletimden özür diliyorum’ diyerek bunları geçiştirmeye çalışırsanız ne Allah sizi affeder, ne de millet dilediğiniz özrü kabul eder. Millet, size der ki, ‘Özrün kabahatinden büyük. Benden özür dileyeceğine önce içindeki darbecileri, darbecilerle işbirliği yapanları, terör örgütü liderine biat edenleri, ibadet eden AKP’li siyasetçileri ortaya çıkar, önce onlarla hesaplaş, önce evinin önünü temizle, sonra sokağı ve kenti temizle diye millet sorar. Milletin bir parça da dikkatini çekmeye ihtiyaç var. Başından beri 15 Temmuz darbesine yönelik tavrımız çok açıktır. Parlamenter demokratik sistem, hukukun üstünlüğü, yani milli irade dedik. Milli iradeye, parlamenter sisteme, hukuk devletine yönelik saldırı nereden gelirse gelsin, kime gelirse gelsin, sadece Parlamento’ya değil. Cumhurbaşkanı’na yakınına yönelik bile olsa. Cumhuriyet Halk Partisi olarak göğsümüzü siper edeceğimizi söyledik. Aynı noktadayız” ifadelerini kullandı.
"FETÖ’ye karşı alınması gereken her türlü tedbire Cumhuriyet Halk Partisi ‘evet’ demeye hazır"
Türkiye normalleşmesi gerektiğini hatırlatan Altay, “Etkin hesaplaşma var, öyle olsa bu darbenin siyasi ayağıyla hesaplaşılarak işe başlanırdı. Normalleşme dedik. Olağanüstü hali o kadar kötü kullandılar ki, artık Türkiye’de 15 Temmuz darbecilerine direnen Türkiye, şimdi sivil bir diktayla karşı karşıya. Bu Parlamento çok şükür açık, ayakta. Bu parlamento FETÖ terör örgütüne karşı alınması gereken her türlü tedbire Cumhuriyet Halk Partisi ‘evet’ demeye hazır. Ama Türkiye’de başlatılan cadı avına Cumhuriyet Halk Partisi’nin sessiz kalması kabul edilemez, düşünülemez. Siyasi ayağı nereye kadar gidiyorsa, hangi partiye uzanıyorsa, Cumhuriyet Halk Partisi, MHP, HDP, AKP. Eğer Türkiye’de bir daha darbe olmaması isteniyorsa, 15 Temmuz darbesinin siyasi ayağını ortaya çıkarılması ve bunlarla çok keskin şekilde hesaplaşılması lazım” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rıza Zarrab ile ilgili sözlerine Altay, “Rıza Zarrab masumsa, hepimiz sahip çıkalım. Rıza Zarrab’ın masum olmadığına bizi ikna eden, Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendisidir. Dört Bakanın siyasi hayatına son verirsen, dört bakanı kamu vicdanında mahkum edersen, mahkemede mahkum etmesi önemli değil, dört bakan kamu vicdanında mahkum olmuş mudur? Olmuştur. Dört Bakan suçlu, Rıza Zarrab suçsuz. Belli ki Rıza Zarrab’ın hapishanede canı sıkılmış, Rıza Zarrab Türkiye’ye avukatları aracılığıyla Türkiye’ye selam ve mesaj göndermiş. ‘Beni unuttunuz, beni unutursanız kirli çamaşırları ortaya dökmeye başlarım’ demiş olmalı ki, Sayın Cumhurbaşkanı Rıza Zarrab’a selam gönderme ihtiyacı duymuş gibi görülüyor” şeklinde konuştu.
İkinci darbe uyarısına ilişkin soruya Altay, “Türkiye’de 15 Temmuz bir şeyi gösterdi. En azından asker kaynaklı bir darbe mümkün değil. Biz öyle görüyoruz. Millet demokrasinin, demokrasi kültürünün değerini ve önemini anladı. Bu milletin artık darbelere müsamahası söz konusu değildir. İkinci darbe ne olabilir? Bunun iddia edenlerin meseleyi biraz daha açıklığa kavuşturması lazım” diye cevap verdi.
AK Parti yöneticilerinin kendilerini FETÖ eleştirisi yaptığına dikkat çeken Altay, “İktidar partisi desin ki, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan çıkmak için buna ihtiyaç var, şuna ihtiyaç var desin. Bir memur bir bankaya para yatırmış, ihraç edelim, mantığı FETÖ terör örgütüyle mücadele mantığı değildir. Bilakis FETÖ terör örgütünün beslenmesine, güçlenmesine kenetlenmeye yol açan bir mantıktır” ifadelerini kullandı.