Balıkesir Valisi Ahmet Turhan'ın, önceki gün basın toplantısında gazetecilerden paralel yapı yalanıyla ilgili bilgi ve belge getirmelerini istemesine sivil toplum örgütleri ve siyasilerden tepki geldi. CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, bu davranışı hukuk devleti adına bir yetki gaspı olarak gördüğünü belirterek, "Burada hükümet için paralel yapı, üçgen yapı söz konusu değil. Hükümetin talimatı, Başbakan'ın talimatı, 'Bizim üzerimize kim gelirse yanar.' mesajı veriyor." dedi. CHP İl Başkanı Muzaffer Mavuk ise Vali Turhan'ın resmen suç işlediğini aktardı.

17 Aralık yolsuzluk operasyonlarından sonra hükümetin sarıldığı "paralel yapı" yalanını gündeme taşıyan Vali Turhan'ın gazetecilerden muhbirlik yapmalarını istemesine siyasiler ve hukukçulardan sert tepki geldi. Balıkesir Valisi Ahmet Turhan'ın emniyette ve kamu kurumlarındaki cadı avına ilişkin skandal açıklamalarının hukuksuz olduğu belirtilerek, bu konuda mağdur olanların bunu dava dilekçelerine delil olarak eklemeleri istendi. Konuyu değerlendiren CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça, suç ve suçlulukla mücadelede Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Anayasa, TCK, Terörle Mücadele Kanunu, Uyuşturucu ile Mücadele Kanunu ve Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Kanunu'nda kimlerin nasıl suçlu ve suçluluğu takip edeceği konusunda düzenlemeler mevcut olduğunu hatırlattı. Valilerin Türkiye idari sistemi içerisindeki görevinin, devletin kanunlarına, hukuk devletine uygun bir şekilde devlet idare erkini yönetmek olduğunu belirterek, "Suçlulukla mücadelede savcıların, cumhuriyet başsavcılarının, emniyet teşkilatının ve jandarma teşkilatının görevidir ama anlaşılıyor ki sayın vali ve AKP hükümeti, valilerimizin ve devleti yönetenler üzerinde öylesine hukukdışı baskılar oluşturuyor ki geçmişte bunu Ergenekon davasında hukukdışı insan hakları ihlalleriyle Türkiye çok yakından tanıdı. Balyoz davasında hukukdışı ihlalleri ve baskıları, hakimlerin, savcıların üzerindeki baskıları bütün Türkiye tanıdı. AKP hükümeti 12 yıldan beri icraatlarını denetleyen, hükümette yolsuzluk ve rüşvete karışan kişileri takip eden, onların işlerini, ihalelerini takip ve açıkça suç teşkil eden icraatlarını tespit eden devlet görevlilerinin, başta valilerin, daha sonra yargıçların, savcıların, polislerin başın gelmeyenin kalmadığını biliyoruz." dedi.

Hükümet için paralel yapı, üçgen yapının söz konusu olmadığına dikkat çeken Havutça, "Hükümetin talimatı, Başbakan'ın talimatı, 'Bizim üzerimize kim gelirse yanar.' mesajı veriyor. Anlaşılıyor ki Balıkesir Valisi'nin bu davranışını, hukuk devleti adına bir yetki gaspı olarak görüyorum ama sayın valinin ve bütün valilerin hükümet tarafından ne kadar büyük bir baskı altına alındığının, gazetecilere, 'Bununla ilgili elinizde bilgi ve belge varsa paralel yapıyla ilgili muhbirlik yapın.' demesiyle daha somutlaştığını görüyoruz. Oysa sayın valinin şunu demesi gerekirdi: 'Sadece paralel yapı değil, tüm Türkiye'de uyuşturucu, yolsuzluk ve suça ilişkin herhangi bir eylemi ve suç teşkil eden tüm konularla ilgili ellerinde bilgi ve belge varsa tabii ki doğal olarak bunu cumhuriyet savcılarına ihbar gerekir.' Bu çağrıyı yapması gerekir. Kaldı ki bu açıklamalarda şunu görüyorum: İnsanları, devlet yetkililerini peşinen suçlu gibi, bir paralel yapı, bir örgüt yarat, bunların hepsi örgüttür, suçludur, bunların hepsi suça karışmıştır şekliyle peşin bir mahkûmiyetle hareket etmek hiçbir hukuk devletiyle, yargı bağımsızlığıyla bağdaşacak bir durum olamaz. O zaman siz kafanızda 'paralel devlet' dediğiniz bir suç örgütü yaratmışsınız ve bu insanların hepsini suçlu ilan ediyorsunuz. Bu hükümetin bakışı, bu AKP'nin bakışı ve bu bakışı baskıyla bütün savcıların, bütün valilerin bu konuda tavır almasını istiyor hükümet. Sayın valinin bu konuda üzerindeki baskı çok net görülüyor burada." diye konuştu.

MHP İl Başkanı Argun Atıcı ise konuyu, "Devletin böyle bir şeye ihtiyacı yok." şeklinde değerlendirdi. Devletin belli kaynakları olduğunu ifade eden Atıcı, "Bu kaynaklarını eğer varsa hukuka, kanuna uygun olmayan insanların davranışları varsa devlet ne yapar? Bunu tespit eder, daha sonra delillendirir. Bunu yaptıktan sonra da hukuki yolları kullanır. Usul budur, yani oradan buradan bilgi toplamak, şudur budur bunlar pek hoş şeyler değil. Yani görüntü olarak acziyet ifade eder. Temel devlet kendi kaynaklarını kullanıp delillendirir. Delili varsa bu herkes için geçerli. Ben A, B, C şeklinde ayırmıyorum. Herhangi bir vatandaş eğer bir suç işlediyse bu suçunun delillendirilmesi devlete aittir. Bu konuda araştırmasını yapar, belgelendirir ve, 'Kardeşim sen suçlusun.' der. Yani hukuki yolların kullanılması anlamında söylüyorum, çünkü hukuk herkese lazım olacak. Kim suç işlediyse, kim olursa olsun bunun hukuk karşısında yeri vardır. Hukukta oradan buradan bilgi toplamakla bunlar olacak şeyler değil. Ciddi olması lazım. Bir insana bir suç isnat ediliyorsa bununla ilgili mutlaka elinde belge, bilgi olması lazım. Ayrıca hak yemeyeceksin, ona söz hakkı tanıyacaksın. Devletin kendi imkanları var, onları kullanmasında fayda var." dedi.

'VALİ RESMEN SUÇ İŞLEMİŞTİR'

Balıkesir Barosu eski Başkanı ve CHP İl Başkanı Muzaffer Mavuk, valilin devletin valilik görevini yapmasını isteyerek, üzerine düşen görevlerin belli olduğuna dikkat çekti. Valinin verdiği demeçlere ve konuşmalara dikkat etmesini isteyen Mavuk, "Balıkesir Valimiz, bir AKP temsilcisi ve hükümetin temsilcisi gibi konuşma yapmıştır. Gerçekten yakıştıramadım kendisine. Bundan sonra daha dikkatli davranması gerekir. Balıkesir Valisi, resmen suç işlemiştir. Daha insanlar masum olarak değerlendirilir. Hukukta buna masumiyet karinesi deriz biz. Daha hiçbir işlem ve sonuç çıkmadan kişileri suçlamak yanlıştır." değerlendirmesinde bulundu.

'SAVCILAR SORUŞTURMALARLA İLGİLİ VALİYE TALİMAT VERMEZ'

Balıkesir Hukukçular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Mehmet Ali Yıldız, Balıkesir Valisi'nin ulusal ve yerel basın ile sosyal medyada genişçe yer alan, halkı ve gazetecileri muhbirlik yapmaya yönelik çağrı içerir beyanını demokrasi, hukuk ve bulunduğu makam adına tam bir talihsizlik olarak yorumladı. "Hukuk devletinde cezai ve idari soruşturmaların kim tarafından ve hangi usul ve esaslara göre yapılacağı yasalarla açıkça belirtilmiştir." diyen Yıldız, şöyle devam etti: "Ülkemizde CMK ve İYUK'ta bu yönde düzenlemeler mevcuttur. Bu yasal düzenlemeler arasında, 'muhbirlik' diye bir usul bulunmamaktadır. Muhbirlik, demokrasinin ve hukukun hiç işlemediği, soğuk savaş ülkelerinin kullandığı bir yöntemdir. Cumhuriyet savcılarının, yürütmekte olduğu soruşturmaları kimler eliyle yürüteceği CMK 164 ve devamı maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Bu kişiler arasında valiye talimat verme yolu bulunmamaktadır. Valinin beyanında geçtiği üzere savcıdan bir talimat almış ve bu talimat doğrultusunda bir kısım idari amir ve memurların görevlerine son vermişse verdiği bu kararın tamamen hukuki temelden yoksun olduğu ve her halükarda idari yargıdan döneceği kesindir. Bu şekilde mağduriyete uğramış memurların, valinin bu beyanatını dava dilekçelerine delil olarak eklemelerini tavsiye ediyoruz."

Vali Ahmet Turhan, Balıkesir Polisevi'nde düzenlediği basın toplantısında skandal açıklamalara imza atmıştı. Bir soru üzerine paralel yapı yalanını gündeme taşıyan Vali Turhan, gazetecilere ispiyonculuk çağrısı yaparak, elinde bilgi ve belgesi olanların emniyet ve başsavcılığa vermesini istemiş, bunun vatandaşlık görevi olduğu iddiasında bulunmuştu.