CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Torba Kanun ile madenlerde maliyetlerin yükselmesi sebebiyle maden ocağı işleten 22 şirketin kapanması ve 5 bin işçinin işsiz kalmasının söz konusu olduğunu belirterek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın dün yaptığı açıklamaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. İlgili maddenin muhalefet partisinden bir milletvekilinin itirazı üzerine Genel Kurul'da geri çekilmediğini vurgulayan Kuşoğlu, dönemin AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ve arkadaşlarının önergesiyle geri çekildiğini kaydetti.

    Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Kuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın dün konuyla ilgili açıklamasında "İlgili maddenin tasarıda olduğu, Komisyon'dan geçtiği ancak muhalefet partisinden bir milletvekilinin itirazı üzerine Genel Kurul'da geri çekildiği"ni söylediğini hatırlattı. Bu açıklamanın doğru olmadığını vurgulayan Kuşoğlu, Yıldız'ın dolaylı olarak kendisini suçladığına dikkat çekti.

    Komisyon ve Genel Kurul'da kendisinin konuyla ilgili konuştuğunu hatırlatan Kuşoğlu, Yıldız'ın zor durumda kaldığı için böyle bir açıklama yaptığını söyledi. Kuşoğlu, düzenlemenin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu ve Genel Kurul'da maliyet artışını hiçbir zaman ortaya koyamadığını söyledi. TBMM Genel Kurulu'nda maddenin geri çekilme önergesinin iktidara mensup milletvekilleri tarafından verildiğini hatırlatan Kuşoğlu, muhalefetle hiçbir ilgisi olmadığını kaydetti.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na bağlı kömürle bağlantılı iki kurum bulunduğunu, bunların TKİ ve TTK olduğunu anlatan Kuşoğlu, "Komisyon'a TKİ Genel Müdürü ve diğer ilgilileri geldi, konuyla ilgili açıklama yaptılar. TKİ ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinde anormal hakedişler, fiyat garantisi var ve paralar hemen ödeniyor. Torba Kanun ile onlar için maliyet artışı söz konusu değil. TKİ ile sözleşme yapan somadaki firmalar için. 301 cana mal olan firmanın durumu da buna dahildir. Ama TTK ile redevans sözleşmesi yapan firmaların durumu ise farklı. Bize buna ilişkin hiçbir bilgi gelmedi. TKİ'den hiçbir yetkili de gelip bilgi vermedi, bunlar farklıdır demedi. Genel Kurul'da da bu farklılık ortaya konmamıştır. Galiba Sayın Bakan kendisine bağlı kömürle ilgili iki farklı kurum bulunduğu ve bunların maliyetleri arasında da önemli farklar olduğunun farkında değil. Bu farkı görememişler, çok önemli yanlış yapmışlar, 5 binin işsiz kalmasına, 22 firmanın kapanmasına yol açan bir yanlış. Ama kalkıp muhalefeti suçluyorlar. Şimdi sayın Bakan 'önergemi hazırladım, Meclis açılınca gündeme getireceğim' diyor. Bu da durumu kurtarmaya yöneliktir. Çünkü gerekçeleriyle ortaya çıkması, önce Komisyon'da görüşülmesi lazım. Ekim'den önce çıkması da mümkün değil. Devlet ciddiyet ister. Bu işlerin ciddi olarak yapılması lazım. Bir kanun teklifi veya önerge getiriyorsanız ilgili kurumların açıklama yapabilmeleri lazımdır. İlgili STK ve meslek kuruluşlarının görüşlerinin alınması gerekir. Bu şekilde, bu anlayışla kanun yapılırsa sonuç böyle olur. Türkiye'de maalesef devlet adamlığı kıtlığı vardır. Bu olayda da bu ortaya çıkmıştır." diye konuştu.

    Soma'da TKİ ile sözleşme yapan firmalarda 30 kat hasılat ve hakediş artışı olduğunu dile getiren Kuşoğlu, bunlarda hiçbir sorun olmadığını kaydetti. TTK ile ilgili hiçbir şeyin getirilmediğini, 'nasıl olsa geçer' diye düşünüldüğünü belirten Kuşoğlu, yaşanan durumun "devletin iyi yönetilmediğinin göstergesi olduğunu" ifade etti.

    Polise yönelik algı operasyonuyla ilgili bir soruya ise Kuşoğlu, "Türkiye hukukun üstünlüğü diye başladığı iktidar sürecine, hukukun ayaklar altına alınmasıyla devam etmektedir. Birçok yolsuzluğun, usülsüzlüğün kaçırıldığı bir döneme girdik. Dün bu kürsüden en az 4 milyar liralık yolsuzluk olduğunu açıkladım Enerji Bakanlığında. Bugün basında yer almadı. Sayın Bakan'ın tepkisi yok, kimse tepki göstermiyor. Normalde bu 20 yıl önce olsaydı, o zaman bende bürokrattım, hükümet sarsılırdı, bakan istifa ederdi, bürokratlar görevden alınırdı. Böyle bir şey olabilir mi? Bunlar hukuksuzluğun, Türkiye'nin Esad ve Saddam anlayışıyla yönetildiğinin, Türkiye'nin bir Ortadoğu Cumhuriyeti olduğunun göstergesidir." karşılığını verdi.