Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Anayasa Komisyonu'nda görüşülen güvenlik paketinin Kenan Evren'in çizdiği çerçeveyle aynı olduğunu savundu.

CHP heyeti, Didim Belediye Başkanlığı'yla Muş'un Kırköy ve Sarıpınar belde belediyelerinin kardeş belediye olma çalışmaları kapsamında Muş'a geldi. CHP Genel Başkan Yardımcıları Aydın Milletvekili Bülent Tezcan ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Aydın'ın Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay, Didim Belediye Meclisi üyeleri ile bazı işadamlarıyla beraber oluşturulan bir heyet 'Kardeş Belediyecilik Projesi' kapsamında Kırköy beldesine geçti. Ziyarette konuşma yapan Kırköy Belediye Başkanı Mehmet Eşref Mendeş, beldenin 22 yıldır sağ partiler tarafından yönetildiğini ve herhangi bir hizmet yapılmadığını söyledi. CHP Muş İl Başkanı İsmail Adanur, parti olarak Muş'ta 2 belediyeyi kazandıklarını ve 'Kardeş Belediyecilik Projesi' kapsamında bu beldelerin örnek olmasını istediklerini söyledi. Kardeşlik görevinin önemine değinen Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay da kardeş belediyeleri kalkındırmak için maddi, manevi tüm güçlerini birleştireceklerini söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise kendi belediyeleri içerisinde kardeşlik projesi geliştirdiklerini ifade ederek "Belediyelerimizi kardeş yapıyoruz. Bugün burada, Türkiye'nin çok önemli bir turizm belediyesiyle, Muş'un 2 belediyesini kardeş yaptık. Bu kardeşlik, sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da olacak. Övünerek söylemek isterim ki, Türkiye'nin en başarılı belediye başkanları, sosyal demokrat belediye başkanlarıdır." dedi. Didim'deki örnek projelerin Muş’un Kırköy ve Sarıpınar beldelerine uygulanacağını kaydeden Ağbaba, tamamen kendi imkanlarını kullandıklarının altını çizerek şunları söyledi: "Didim'de Deniz başkanımızın yaptığı örnek ve başarılı uygulamaları buraya taşıyacağız. Tabi hem araç gereç desteği anlamında, hem proje desteği anlamında yardımlarımız olacak. Ancak bunlarla sınırlı kalmayacağız. Kırköy'de yaşayan çocuğumuz, Sarıpınar'da yaşayan çocuğumuz, deniz görmeyen çocuğumuz, Didim'de denizi görecek, Sayın Başkanımız onları misafir edecek. Daha önce köyünden çıkmamış kadınlarımızın, Türkiye'nin en güzel yerlerinden biri olan Didim'e gitmelerini sağlayacağız. Yine Didim'de bulunan, çocuklarımızın, öğrencilerimizin, doğuyu hiç görmeyen çocuklarımızı Muş'ta ağırlayacağız. Bu sadece maddi anlamda değil, sosyal anlamda etkileşimi olacak. Hem sosyal, hem kültürel anlamda buradaki kardeşlik projesini uygulamaya çalışacağız. Kırköy ve Sarıpınar beldelerimiz, Muş'ta örnek 2 belediye olacak. Bizim arkamızda Cumhuriyet Halk Partisi' var, devlet yok, bizim arkamızda kamu kaynakları yok. Arkamızda, büyük belediye başkanlarımız ve partimiz var."

TEZCA, KOBANİ OLAYLARINI DEĞERLENDİRDİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, güvenlik paketi ve Kobani olayını değerlendirdi. Tezcan, şunları söyledi: "Türkiye'de demokratik hak ve özgürlükler kullanma çerçevesindeki her türlü gösteri yürüyüşüne hiç kimsenin itirazı olmaz. Ancak hiçbir zaman 'demokratik hak ve özgürlükleri kullanıyorum' adı altında vatandaşlarımızın şiddete, teröre maruz kalması, çatışması, öldürülmesi kabul edilebilir bir şey değil. Barışçı gösterilere her zaman iktidarların tahammül göstermesi gerekir ama gösteri yapanların da toplumda barışı zedeleyecek biçimde hareket etmekten sakınması gerekir. Çünkü bu tip çalışmalar, biraz önce söylediğimiz kardeşlik projesini, birlikte yaşama kültürünü çok kolay tahrip edebilecek şeylerdir. Türkiye'de biz yüzlerce yıldan bu yana birlikte, birçok farklı kökenden, vatandaşımız ortak bir arada yaşamak kültürüyle el ele tutuşup geldik. Bunu yok etmeye çalışan anlayışlar, tarihin her döneminde oldu. Buna hiçbir zaman fırsat vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız sıkıntılarını demokratik bir zeminde her zaman söyleyecekler ama hiçbir zaman bunu çatışmaya ve provokasyon yaratabilecek alanları açmayacaklar. Ancak iktidarlar da hiçbir zaman, toplumsal olayları bahane ederek yeni bir hak ve özgürlükleri ortadan kaldıracak, polis devleti uygulamalarını yerleştirecek, devlet terörünü de meşru hale getirecek altyapıları kurmaktan kaçınacak. Bu ciddi ve hassas bir dengedir. Zaten bir rejimin demokratik olup olmadığını gösterecek şey de bu dengedir. Toplum demokratik yorgunlukla, provokasyonlara kapalı olarak itirazlarını ifade edebilecek, devlet bununla ilgili toplumun bu itirazlarına tahammül edecek ama sokaklarda, kamu binaları, kamu malları, vatandaşların işyerlerine zarar verecek her türlü eylemi de kabul etmemiz mümkün değil."

'HUKUKU YOK EDECEK BİR ANLAYIŞI DOĞRU BULMUYORUZ'

TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşülen güvenlik paketi ile ilgili sorulan soruları cevaplayan Tezcan, "Güvenlik paketini panik ve fırsat yasası olarak görüyoruz. İktidarlar şiddetlerini artırmak, özgürlüklerini ortadan kaldırmak, demokrasiyi ortadan kaldırmak, ceberut devlet geleneğini yerleştirmek üzere zaman zaman bu tip dönemleri fırsat bilmiş ve bu dönemlerde bir başka diktatörlük yasalarını çıkarmayı, tarihin her döneminde, her ülkede olmuştur. Bunu fırsat bilerek toplumda güvenlik paketi adı altında demokratik hak ve özgürlükleri, hukuku yok edecek bir anlayışı doğru bulmuyoruz. Bu nedenle şu anda Adalet Komisyonu'nda görüşülen, bir kanun taslağı var. O kanun taslağında özellikle katalog suçlarının arttığını, sınırları belli olmayan devletin güveliğine karşı ve anayasal düzene karşı suçlar başlığı altında çok geniş bir çerçeve çizildi. Bu geniş çerçevenin 12 Eylül 1980'de Kenan Evren'in çizdiği çerçevenin aynısı olduğunu görüyoruz ve itiraz ettiğimiz şey budur. Yoksa toplumda güvenliğe hiçbir vatandaşımız itiraz etmez. Yaşadığı coğrafyada güvenli bir şekilde yaşamak herkesin hakkıdır, aynı zamanda bir temel haktır. Ama iktidarlar güvenlik sağlıyorum bahanesiyle özgürlükleri ortadan kaldıracak bir sistem yaratmaya başladıkları anda orada toplum ciddi biçimde temel hak ve özgürlüklerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalır. Bizim temelde itiraz ettiğimiz şey bu." şeklinde konuştu.