Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, seçim çalışmaları için bulunduğu İzmir’de bazı sivil toplum örgütleriyle bir araya geldi. Tepekule Kongre Merkezi'ndeki toplantıda konuşan Demirtaş, “Diğer iki aday gibi halkları kurtarmak için gökten zembille indirilen bir aday değilim. Ben sadece sizin bize emanet etiği ortak mesajı taşımak için, gerilimi ve parçalanmışlık siyasetine son vermek için, alevinin mesajını sünniye, Kürdün mesajını Türke taşımak için görevlendirildim. Çünkü bizler inkar edilen bütün kimliklerimizi ezilen katliamlarla ortadan kaldırılmaya çalışan bütün kimliklerimizi sahipleneceğiz.” dedi.

AK Parti iktidarı döneminde en çok muhafazakar kesimlerin hakarete uğradığını, bütün katliamların onlar adına yapıldığını savunan Demirtaş, “Roboski onlar adına yapıldı hırsızlıklar onlar adına yapıldı. Bütün zulümler onlar adına yapıldı en çok harekete uğrayanlar onlardır. En büyük hareketi yapanda AKP'nin adayıdır. Bu çağrımız demokratik muhafazakar müslümanlaradır. Biz kendi iktidarımızı kuruduk devleti ele geçirdik gerisi bizi ilgilendirmez Ermeni kadının özgürlüğü bizi ilgilendirmez derseniz 80 yıldır eleştirdiğiniz devletle aynı pozisyondasınız demektir. Bu seçimde muhafazakar kesimlerin önünde de sınav var. AKP'ye oy vermiş kesimler de orada perdenin arkasında kabinde vicdanlarıyla üç fotoğraf karşı karşıya olacak. Onlara son bir kez bakıp vicdanlarının süzgecinden geçirip oy kullanacaklar. Hangi fotoğrafa bakım nerelere oy vereceksiniz hepimiz için vicdan testi olacak. Bütçeden hırsızlık yapmaya evet mi diyorsunuz. 301 işçiyi katleden ardından da fıtratında vara diyen anlayışa evet mi diyorsunuz. Gezide ölenleri yuhalatanlara evet basacak mısınız. İslamiyet'te bu var mıdır. Bu seçimde bunu ölçmüş olacağız" diye konuştu.

Demokratik özerklik talepleriyle ilgili de Demirtaş, “Bizim demokratik özerklik dediğimiz yeni bir modele geçmemiz lazım. İzmir'in büyük bir kısmı Aziz Kocaoğlu'na oyunu verdi ama İzmir'i Kocaoğlu ve ekibi yönetemiyor. AKP Ankara'dan yönetiyor. İzmir'de hükümet istediği düzenlemeyi yapabiliyor. İzmirlilere bu anlayıştan memnunlar mı? Biri partiye oy veriyorsunuz yüksek de oy alsanız merkezi hükümet sizi tek başına yönetebiliyor. Bu cendereden çıkış olmayacak mı? Rahatlamak için İzmir'de istediğimiz gibi yaşamak için ille Türkiye'nin yüzde 50'sinin oyunu mu almamız lazım. O günlere ulaşmayana kadar İzmir tehdit altında mı yaşayacak. Hayır bizim dönemimizde yetki burada olacak. Başbakan Cumhurbaşkanı İzmir'le ilgili istediği kararı alamayacak. Nereye yol restoran yapılacaksa ne satacak ne içecekse bu başbakanın işi değildir. Yerel parlamentonun işidir. Yani halk kimi seçmişse o karar verecek. Seçilirsem ilk yapacağımız cunta anayasasını kaldırmak olacak. Bu merkezi cunta olacak. Bizim çizgimiz ortak payda haline getirdik. İki adayın asla savunmaya değil, düşünmeye cesaret edemeyeceği ilkelerdir." İfadelerini kullandı.

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin'in yaptığı yazılı açıklamayı da sert sözlerle eleştiren Demirtaş, TRT'de en az şans verilen kişinin kendisi olduğunu söyledi. TRT Genel Müdürünün kendisini eleştirerek, ‘Yyaptığımız canlı yayını da keseriz' dediğini belirten Demirtaş, “11 Temmuz'dan bu yana 224 dakika seni canlı verdik, demiş daha ne istiyorsun demiş. Tayyip Erdoğan'ı kaç saat canlı verdiğini yazmamış. Tayip Erdoğan'ı kaç dakika çıkardığını açıklamasını istiyoruz. Benden 10 saat fazla olabilir hiç itirazım olmayacak beni yayınladığının toplam saatten 50 katı daha fazla vermemişse senden özür dileyeceğim. TRT Şeş ve Avaz dahil olmak üzere. TRT'nin bütün kanallarından Recep Tayyip Erdoğan propagandası yapıyor. Ben buradan açık söylüyorum Cumhurbaşkanı seçilirsem yetkimde değil ama ilk iş, bununla ilgili hakkında soruşturma açtıracağım. Halkın parasını adaletsiz kullandığın için üç aday arasında ayrım yaptığın için, TRT kanunu sana bu yetkiyi vermiyor. Bundan sonra yayın yapmayacaksan hiç sana karşı, patronuna karşı boyun büktüğümüzü gördün mü? Tayyip Erdoğan sizi teslim almış olabilir, ödünüz kopuyor da olabilir. Yapmıyorsan yapma ama bunun da hesabını sana sormayan kendi adıma namerttir. Beyefendi beni tehdit edecek eleştirilerimizi susturacak, yayını kesecek benim vergilerimle bana şantaj yapacak. Bakın bu devlet anlayışını değiştirmemiz lazım." diyerek tepkisini ifade eti.