Cumhurbaşkanı adayı ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Hırsızlık, yolsuzluk şaibesi olan birini nasıl halkın başkanı olarak seçeceğiz? Gönlümüz, içimiz nasıl rahat olacak? Çankaya'da orda otururken." dedi. Demirtaş, hırsızlığın normalleştirmeye çalışıldığını iddia ederek çalmanın, gasp etmenin, yolsuzluk yapmanın normalmiş gibi dayatıldığını söyledi.

Selahattin Demirtaş, cumhurbaşkanı adaylığı dolayısıyla Mersin Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki alanda vatandaşlara hitap etti. Hırsızlık ve yolsuzluğun tarihin hiçbir döneminde insanlık var olduğu günden bu yana asla normal karşılanmadığını ifade eden Demirtaş, "İlk çağ insanı bile hırsızlığı normal karşılamadı. İlk çağlarda avcılık yapan insanoğlu kendi avladığı hayvanın başkası tarafından çalınmasını asla normal karşılamadı." diye konuştu.
Yıl 2014 olup insanlık 21. yüzyılda uzayda şehirler kurarken hırsızlığın normalleştirilmeye çalışıldığını iddia eden Demirtaş, şunları söyledi: "Çalmak, gasp etmek, yolsuzluk yapmak normalmiş gibi bizlere dayatıyorlar. Yani biz paranızı çalarız, biz hırsızlık yaparız, sizde bunu hoş görün, sizde bize yeniden oy vererek bunu normalleştirin diyorlar. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? Ahlaki olarak çökmüş bir toplum demektir. Eğer hırsızlık toplumda halkın içinde normal karşılanmaya başlarsa yani ahlaksızlık halkta genel kural haline gelirse o toplum asla ama asla geleceği olan bir toplum olamaz. İnsanlığından çıkar. Bizi insanlığımızdan utanacak hale getirmeye çalışıyorlar. Utanmadan, sıkılmadan."

Para çalmadık diyenlere 'mal varlığınızı açıklayın inanalım' dediklerini hatırlatan Demirtaş şöyle devam etti: "Bakın çalmamış olabilirsiniz fakat sizler bu ülkeyi yöneten yöneticilersiniz. Mal varlıklarınızı açıklamazsanız şaibe altında olursunuz. Senin oğlunun, kızının, damadının, eniştenin dayının, amcanın, eşinin üstünde ne kadar mal var mülk var ve bunlar nereden kazanıldı bunları açıklamak zorundasın. Bir başbakan bunları açıklamıyorsa, ben para çalmadım, iftira attılar diyorlarsa bilin ki orada bir yanlış vardır. Biz nasıl hırsızlık yolsuzluk şaibesi olan birinin nasıl halkın başkanı olarak seçeceğiz. Gönlümüz içimiz nasıl rahat olacak. Çankaya'da orda otururken. İnanın ki dünyanın en zengin en varlıklı liderlerindendir Recep Tayyip Erdoğan. Meydanda işçiden emekçiden yoksuldan bahsetmeden geçemiyor."

'DİYANET, ALLAH'IN DEĞİL, DEVLETİN DİNİNİ ZORLA HALKA KABUL ETTİRMEYE ÇALIŞIYOR'

Allah'ın dininin devletin dini haline getirildiğini öne süren Demirtaş, "Devletin dini haline getirdiler devletin dini. Devletin dini diye bir şey olabilir mi? Allah'ın dini vardır Allah'ın emrettiği din vardır. Diyanet'in dini diye bir şey olur mu ya. Bunu bile bu halka zorla kabul ettirdiler. Şu anda Diyanet İşleri Başkanlığının görevi Allah'ın dinini topluma öğretmek değil devletin dinini, hükümette, iktidarda kim varsa onun çıkarına olanı zorla halka kabul ettirmektir. Onun ne İslamiyetle alakası var ne Allah ve peygamberle alakası var. Cuma günü hutbede ne konuşulacağına bile devlet karar veriyor. Böyle din olur mu? Bunun adı İslamiyet olur mu? Düşünün ki hocanın camide ne konuşacağına Diyanet İşleri Başkanlığı karar veriyor. Böyle özgür bir din anlayışı olur mu? O nedenle bizler özgürlükçü laikliği savunacağız." diye konuştu.

'DEVLET, AKP MEZHEBİNE DÖNÜŞTÜ'

Şu anda devletin bir mezhep üzerine kurulu bir devlete dönüştüğünü öne süren Demirtaş bunun 'AKP Mezhebi' olduğunu iddia etti. AK Parti'nin yanında Tayyip Erdoğan'ın yarattığı yapay dine inanmayanın zaten kafir ve düşman olduğunu ifade eden Demirtaş şunları kaydetti: "Ona oy vermeyen bu ülkenin düşmanıdır. Düşmana ne yapılır. Ya sokakta öldürülür Berkin Elvan gibi ya döve deve katledilir Ali İsmail Korkmaz gibi ya karakolun önünde kafasına kurşun sıkılır Medeni Yıldırım gibi. Düşmana öyle yaklaşılır. Çünkü onun gözünde AKP'li olmayan vatan hainidir. Şimdi bizler AKP'nin politikasını eleştirenler bu ülkenin düşmanı olduğumuzu kabul edip boynumuzu mu bükeceğiz, yoksa 'hayır kusura bakma, bu ülke senin servetin, tapulu malın evin değil, bu ülke hepimizin ortak vatanıdır' deyip hep birlikte sahip mi çıkacağız?"