Hak ve Özgürlükler Partisi’nden (Hak-Par), Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın ‘Tampon bölge’ açıklamalarından hedeflenenin terörist örgüt IŞİD ile mücadeleden çok, Suriye rejimini değiştirmek ve Kürt bölgesini kontrol etmek olduğunu açıkladı. Hak-Par'ın yayınladığı bildiride Irak’ın üçlü konfederal, Suriye’nin ise federal bir ülke olması gerektiği vurgulandı.

    Ankara’da genel merkezde toplanan ve 26 Ekim’de yapılacak 6. Olağan Büyük Kongre hazırlıkları ile ülke ve bölgedeki gelişmelerin görüşüldüğü Hak-Par’ın Parti Meclisi (PM) bildirisi yayınlandı.Daha önce IŞİD’e karşı sessiz tavrına gerekçe olarak rehineleri gösteren Türk hükümetinin, bu kez IŞİD’e karşı koalisyona destek vermek için Suriye’de, hatta Irak’ta, kendi sınırına bitişik alanlarda uçuşa yasak tampon bölge oluşturulmasını istediğine işaret eden bildiride, “Bundan da öte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun son dönemdeki açıklamalarından, Türkiye’nin sınır ötesine asker göndermeye, bu tür bir tampon bölgeyi bir olup bitti ile yaratmaya yönelik çaba ve hazırlık içinde olduğu anlaşılıyor. Bundan hedeflenen ise IŞİD’le mücadeleden çok, Suriye rejimini değiştirmek ve Kürt bölgesini kontrol etmektir.” denildi.

    Türkiye’nin bir başına sınır ötesine asker göndermeye yönelik böylesi bir eyleminin, ülkeyi bölgede sıcak bir çatışma içine sokabileceği, ama herhangi bir sorunu çözmeye de hizmet etmeyeceği görüşü bildirilerek "Türkiye böylesi bir maceradan uzak durmalıdır.” uyarısı yapıldı.

    Şu anda koalisyonun yapmaya çalıştığının IŞİD’in etkisiz kılınması ve bu örgütün yol açtığı barbarlığın sonlandırılması olduğuna işaret edilen bildiride, "Elbet gerek Irak’ta, gerek Suriye’de yaşananların tek nedeni IŞİD değildir; IŞİD bir neden değil, sonuçtur. IŞİD ve benzeri yapıların ortaya çıkmasına yol açan ortamları yok etmenin yolu, bölge ülkelerinin demokratikleşmesidir.” ifadeleri yer aldı.

    "DEMOKRATİKLEŞMEYE YARDIMCI OLMALIDIRLAR"

    Öte yandan sorunun Türk hükümetinin gösterdiği gibi tek başına, ya da asıl olarak Suriye’de Esed rejiminin sona ermesi olmadığına vurgulanan Hak-Par bildirisi şöyle devam etti: "Esed rejiminin gidip yerine IŞİD, El Nusra ve benzeri radikal İslamcı örgütlerin gelmesi sorun çözmez, onu daha da ağırlaştırır. Bu ülkelerdeki temel sorun da tüm yurttaşların hak ve özgürlüklerini güvenceye alacak bir demokratikleşmedir; tüm etnik grupların, tüm inançların barış içinde bir arada yaşamalarına elverecek federal ve demokratik bir yapılanmadır. Gerek Birleşmiş Milletler Örgütü, ABD, AB ve diğer etkili uluslararası kuruluşlar ve güçler, gerekse, başta Türkiye olmak üzere Irak ve Suriye’nin komşuları, bu iki ülkedeki yangının sönmesini, bu ülkelerin normalleşmesini istiyorlarsa böylesi bir demokratikleşmeye yardımcı olmalıdırlar. Aynı şey bizzat Türkiye’nin kendi sorunlarını çözmesi ve normalleşmesi için de gereklidir."

    Irak’ın; Şii, Sünni Arap bölgeleri ile Güney Kürdistan’ı kapsayan üçlü konfederal bir ülke olması gerektiği savunulan bildiride, Suriye için de, yapılacak demokratik bir anayasa ile, Sünni, Şii (Nusayri) Arap bölgeleri ile Kürt bölgelerini ve Dürzilerin yaşadığı bölgeyi içeren federal bir ülke olması gerektiği açıklandı.