CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na soru önergesi verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurul görüşmelerine katılmak üzere New York’a hareket etmeden önce gerçekleştirdiği basın toplantısında, 20 Eylül’de IŞİD terör örgütü tarafından serbest bırakılan 49 rehine için söz konusu örgütle pazarlık yapıldığını itiraf ettiğini dile getiren Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı'nın, rehineler için takas yapılıp yapılmadığına yönelik soruya "Velev ki olsa dahi, böyle bir takas olmuş olsa bile ben şuna bakarım: Benim 49 vatandaşımızın karşılığı hiçbir şeyle değişmez, hamdolsun ailelerine kavuştu diye düşünürüm." cevabını verdiğini aktardı.

Tanrıkulu, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanı'nın devamla, 'Ama siyasi noktada diplomatik bir pazarlıktan bahsediyorlarsa siyasi bir diplomasi pazarlık söz konusudur. Bu zaten diplomasi zaferidir. Çok zor şartlar içerisinde sabırla bu işi sürdürdük. Ama çok açık ve net. Maddi pazarlık asla mümkün değildir, olmamıştır. Siyasi, diplomatik oldu. Neticesinde bu ana ulaştık.' Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin IŞİD’e karşı oluşturulan koalisyonda yer almamasını da şu sözlerle açıklamıştır: 'Bundan sonra ki sürece yönelik Cidde’deki koalisyonda neden böyle bir tavır takındınız derlerse o tavırlar dünü yaşamak içindi."

Bu bağlamda Tanrıkulu, şu soruları yöneltti:
"Rehinelerin serbest bırakılması için IŞİD’le gerçekleştirilen 'diplomatik pazarlığın' içeriği nedir?

Rehinelerin serbest bırakılması karşılığında IŞİD’e ne vaat edilmiştir?

Rehineler karşılığında Türkiye’nin elinde bulunan IŞİD üyelerinin serbest bırakıldığı iddia edilmekte, Cumhurbaşkanı’nın 'velev ki olsa dahi böyle bir takas olmuş olsa bile' cümlesi de bu iddiayı kanıtlamaktadır. Kaç IŞİD üyesi rehineler karşılığında serbest bırakılmıştır?

Takas edilen IŞİD üyeleri hangi suçlara bulaşmışlardır?

Rehinelerin serbest bırakılması ile IŞİD’in Kobani’ye saldırısının aynı günlere denk gelmesi, Türkiye’den trenlerle IŞİD’e lojistik desteği gittiğine dair iddialar, IŞİD’le yapılan 'diplomatik pazarlığın' sonucu mudur?

Suruç’un Suriye sınırında iki gündür sığınmacılara yönelik müdahale de IŞİD’le yapılan diplomatik pazarlığın bir sonucu mudur?

New York’a seyahatinden önce açıklama yapan cumhurbaşkanı, IŞİD’e yönelik uluslararası koalisyona Türkiye’nin girmemesini rehinelere bağlamıştır. Rehineler serbest kaldığına göre Türkiye’nin IŞİD’e karşı politikası değişecek midir? Uluslararası koalisyonda Türkiye yer alacak mıdır? Almayacaksa, gerekçesi nedir?

Hemen her gün Türkiye vatandaşı olmasa bile, Türkiye vatandaşlarının akrabaları Suriye veya Irak’ta IŞİD tarafından katledilmektedir. Bu katliamlara neden sesinizi çıkarmıyorsunuz?

Esad’ın gerçekleştirdiği iddia edilen katliamlara yönelik gösterdiğiniz tepkiyi neden IŞİD’e göstermemektesiniz?

IŞİD’le, 49 personel rehin alınmadan önce de herhangi bir 'diplomatik pazarlık' yapılmış mıdır?"