CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Eğer gerçekten Filistinlilerin kanı akmasın, çocuklar ölmesin istiyorsanız yapacağınız birinci şey, Kürecik Radar Üssü’nü devre dışı bırakmaktır. NATO malı falan da değildir. Sayın Erdoğan bu konuda açıkça yalan söylüyor. Gereğini yaparsa biz de destek veririz. Ama onda yürek yok yürek." dedi. Kılıçdaroğlu, polislerin, polis müdürlerinin ellerine kelepçe vurularak gözaltına alınmasını da asla doğru bulmadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, operasyonların intikam amacıyla yapıldığını belirtti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Giresun Belediyesi’ni ziyaretinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanlığı için destekledikleri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun anketlerdeki durumunun çok iyi olduğunu ve yukarıya doğru gittiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine, Gazze konusunda kendilerine göre yapılacak 2 -3 şeyin olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Eğer gerçekten Filistinlilerin kanı akmasın, çocuklar ölmesin istiyorsanız yapacağınız birinci şey, Kürecik Radar Üssü’nü devre dışı bırakmaktır. NATO malı falan da değildir. Sayın Erdoğan bu konuda açıkça yalan söylüyor. Zaten kendisi bir yalan abidesi. Söylediği her şey yalan. NATO bile burası bana ait değil diyor, o hayır diyor size ait. 2014’ün sonunda devredilecek NATO’ya. İkinci konu ticari ilişkilerimizi dondurmak durumundayız. Bu konuda hükümetin ciddi adımlar atması lazım.’ Lafla peynir gemisi yürümez’ diye çok güzel bir laf var. Bağırıp çağırmakla bu iş olmaz. Dış politika bağırıp çağırmakla olmaz, dış politikada önleminizi alırsınız. Şimdi orada insanlar, çocuklar ölüyor, burada habire konuşuyor. Konuşmakla çözülseydi, çoktan çözülürdü. Çünkü onun kadar konuşan yok. Öfkelenmekle çözülseydi, çoktan çözülürdü. Çünkü onun kadar öfkelenen yok. İş yapmak lazım iş. Başbakanlık makamı şikayet makamı değildir. Orada iş yapacaksınız. Önlemini alıp, gereğini yapacaksınız. Önlemini alır gereğini yaparsa biz de destek veririz. Hükümet, Kürecik Üssü’nü kapatsın biz de doğru yapmıştır deriz. Ama onda yürek yok yürek."

Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Gazze’ye insanı yardımın Mısır üzerinden götürülmesi gerektiğine dair değerlendirmelerinin olduğunun, buna katılıp katılmadığının sorulması üzerine; "Mısır ateşkesin sağlanması konusunda önemli adımlar attı. Sayın Mahmut Abbas, ‘biz Mısır’dan böyle bir talepte bulunduk, sağolsun karşıladı’ dedi. Bakın Türkiye’den böyle bir talepte bulunmuyorlar, Mısır’dan bulunuyorlar. Ve Mısır dışişleri bakanı da şu açıklamayı yaptı: ‘Filistin tarafın İsrail’e önerdiği ateşkes anlaşmasının kabul edildiğini ama Türkiye ve Katar’ın buna engel olduğunu’ söyledi. Daha bunun cevabını almadık Erdoğan’dan. Mısır dışişleri bakanı ve Mahmut Abbas herhalde yalan söylemiyor. O zaman yalan söyleyen kim? Bölgede Mısır çok önemli bir devlet. Ortadoğu’nun kilit taşıdır. Dolayısıyla Gazze’ye gidecek yardımların Mısır üzerinden gitmesi en sağlık yol, yöntemdir. Ama maalesef Kahire’de bizim büyükelçiliğimiz yok. Ortadoğu’da Türkiye çok büyük bir açmaz içerisindedir. Üç büyük başkentte Türkiye’nin büyükelçisi yoktur." cevabını verdi.

'POLİSLERE KELEPÇE VURULMASINI DOĞRU BULMAYIZ'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İstanbul’da polislere yönelik yapılan operasyonlarla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine de şunları söyledi: "Bugün bir gazetede bir haber vardı, ‘Vardiya Bizde değişti’ diye. Düne kadar Ergenekoncu, Balyozcu diye suçladığımız kişilerin eşleri dışarıda 'Sessiz Çığlık' eylemi yapıyorlardı, 'Vardiya Bizde' yapıyorlardı. Şimdi gözaltına alınan polislerin eşleri benzer bir tepkiyi gösteriyorlar. Hukuk ve adalet herkese lazımdır. Bir polis müdürünün ellerinin arkadan kelepçelenmesi doğru değildir. Eğer adalet istiyorsak, herkes için isteyeceğiz. Benim için adalet, onun için adaletsizlik demeyeceğiz. Biz adaletin herkes için olmasını isteriz. Polislerin, polis müdürlerinin ellerine kelepçe vurularak gözaltına alınmasını asla doğru bulmayız. Daha da önemlisi biz Balyoz ve Ergenekon davaları sırasında sabahın köründe evlere baskın yapılıp insanların gözaltına alınmasını da doğru bulmadık. Bu polisler için de aynı şeyi düşünüyoruz. Düşünün sabahın köründe evine baskın yapıyorsunuz. Ellerine kelepçe vuruyorsunuz, çoluk çocuğu, eşi orada, onlar devlete kin beslerler sonra. Oysa onların kaçacak yeri yok. Davet edersiniz gelirler. Kaçan adam suçludur, onu da baştan söyleyelim."

Gözaltına alınan polislerin ailelerin ‘bizim evimizden kutusu ve içinde dolarlar çıkmadı’ dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Karşılıklı intikam alma operasyonudur bu. İntikamla adalet sağlanmaz. Adaletin kavramı farklıdır. Ben yapılan bu tür operasyonların doğru olmadığını düşünüyorum. Bir devlete yakışan operasyonlar değil." dedi.

'TERÖRÜN BİTMESİNİ BİZ DE İSTİYORUZ'

Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa’da 3 askerin şehit olması ve sınırlardaki IŞİD tehdidiyle ilgili soru üzerine ise şu değerlendirmeyi yaptı: "İŞID bir terör örgütü. Vahşeti sergileyen bütün dünya terör örgütü der. Ama bir kişi diyemiyor: Recep Tayyip Erdoğan. Neden terör örgütüdür diyemiyor? Çünkü onların kullandığı silahı TIR’larla o gönderdi. Belgelerini bizim arkadaşlarımız yayınladı. Ortadoğu’da eğer kan akıyorsa, Müslüman Müslüman’ı öldürüyorsa, Erdoğan’ın eli kanlıdır. O silahları o gönderdi. Şimdi inkar edemez duruma geldi."

Terörün bitmesini kendilerinin de istediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "17 madde halinde öneririmizi de yaptık. Ama Erdoğan ve arkadaşlarının kapılar arkasında ne yaptığını biz de bilmiyoruz. Karadeniz halkına sesleniyorum; Türk bayrağı kimin zamanında indi; Recep Tayyip zamanında. Türk askerinin başına kimin çuval geçirildi; Recep Tayyip zamanında. Çuval geçirildiği zaman Amerika’yı proteste etti mi; hayır. Musul’da Türk bayrağı kimin zamanında indirildi; Recep Tayyip zamanındı. ‘Ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alırım’ diyen kimdi; Recep Tayyip Erdoğan’dı. Kendi bayrağını indirten, başbakanlık yaptığı dönemde konsolosluktaki görevlileri rehin alınan, İŞID’e terör örgütü diyemeyen birisine Karadenizli nasıl ‘cumhurbaşkanı bu olur’ diyebilir. Bayrakla sorunu var, milletle sorunu var. Milliyetçilik nedir; vatanseverliktir. ‘Ben her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alırım’ diyen birisinden bu ülkeye hayır gelir mi; gelmez. Biz cumhurbaşkanı makamına oturacak birisin temiz olmasını istiyoruz. Bayrakla sorunu olmaması lazım. Ben de milliyetçiyim. Kendi ülkemi, bayrağımı, milletimi seviyorum. Benim milliyetçilik anlayışım budur. Ben her türlü milliyetçiği ayağımın altına alamam. Kafatası milliyetçiliğini redderim. Ama vatansevgisi olarak tanımladığımız bir milliyetçiği ben ayaklarımın altına almam. Alın kişiye de, kusura bakma sen bu ülkede cumhurbaşkanlığı yapamazsın derim."

Açıklamalarının ardından Kılıçdaroğlu'na, Giresun Belediye Başkanı Kerim Aksu, vazo ve sepet içerisinde fındık hediye etti.