CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzluğun en büyük güvencesinin Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) olduğunu belirterek "Tuzun koktuğu süreçteyiz. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye'de yolsuzluk olaylarını soruşturma gibi bir iradesi yoktur. Dileyen herkes, istediği kadar yolsuzluk yapabilir." dedi.

Parti Meclisi (PM) öncesi açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, geçen toplantıdan bu yana Türkiye'de önemli olayların yaşandığını hatırlattı. Türkiye'nin yolsuzluk olaylarında yeni bir evreye girdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Tuzun koktuğu süreçteyiz. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Türkiye'de yolsuzluk olaylarını soruşturma gibi bir iradesi yoktur. Dileyen herkes istediği kadar yolsuzluk yapabilir. Yolsuzluğun en büyük güvencesi Adalet ve Kalkınma Partisi'dir." Kılıçdaroğlu, başbakan ve cumhurbaşkanı koltuğunun boş olduğunu savundu.

"Spartalılar'da hırsızlık onurlu bir görevdir. Ama suç, hırsızlık yaparken yakalanmasıydı." diyen Kılıçdaroğlu, gelinen sürecin o süreç olduğunu ifade etti. Sadece içerde değil, dışarıda da itibar kaybı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, böyle bir siyasal anlayışı kabul etmelerinin mümkün olmadığını kaydetti.

Eskiden DGM, sıkıyönetim, özel yetkili mahkemeler olduğunu ve bunlardan şikayet edildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, sulh mahkemelerini hatırlatarak özel görevli savcı ve hakimlerin birinin takipsizlik verdiğini, birinin de onayladığını vurguladı. "Onun için tuzun koktuğu yerdeyiz yolsuzlukta." diyen Kılıçdaroğlu, yolsuzluk olaylarını soruşturan savcı ve hakimlerin soruşturulduğunu, yapanların ise ödüllendirildiğini söyledi.

"ADALET VE KALKINMA PARTİSİ BİR PARTİ DEVLETİNE DÖŞTÜ"

Deniz Feneri'nin bunun tipik bir örneği olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık'ın da bunun ikinci örneği olduğunu ifade etti. 12 yılda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin geldiği noktada bir devlet partisine dönüşmüş olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, devleti yöneten değil kendisinin devlet olan bir konuma geldiğini ifade etti.

Bu gerçeği herkesin bilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "AKP devletine karşı mücadele ediyoruz. Bu mücadele hem kutsal, hem zorunlu hem de bizim temel görevimizdir. Türkiye'ye karşı çocuklarımıza karşı görevimizdir. Tek partiden kurtulmak CHP'nin görevidir. Parti ile devletin içiçe geçtiğini görüyoruz. Vali ve savcılar biz hükümetin memuruyuz, partinin görevlileriyiz diyor. Parti ile devletin iç içe geçmesi çok tehlikeli bir süreç." diye konuştu.

Demokratik tepkilere asla izin verilmediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, kendilerinin eleştirilmesine bile tahammül edilmediğini ve tehdit olarak algılandığını vurguladı. Demokratik açıdan bu sürecin tehlikeli süreç olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Yasama, yürütme, yargı erklerinin yok olmasıdır. Anladığımız anlamda güçler ayrılığı, Anayasada yazılı dışında bir işlev yerine getirmiyor. Her şey bir kişinin iki dudağı arasında şekillenmeye başladı. Führer modeli yani." şeklinde konuştu.

"İNANÇ VE KİMLİĞİ KULLANARAK DEVLETİ SOYANLAR SORUN"

İçeride ve dışarıda sorun olan bir AKP devleti ile karşı karşıya olunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Sadece yolsuzluk ve rüşvet yapanlar aklanmıyor; namuslu insanlar cezalandırılıyor. Bu ülkenin insanlarının vicdanlarına seslenmek zorundayız. Namuslu insanlar sürgün ediliyor. Her yurttaşımızın oturup düşünmesi lazım. En çok ihtiyaç duyulan şey, şu aşamada düşünme. Elimizi vicdana koyup düşüneceksiniz. Kim Türkiye'yi bu krizden çıkarır, diye düşüneceksiniz. Bütün bu olaylar kamuoyunun önünde gizlenmeye ve çalınmaya çalışılıyor. Etnik kimlik ve inanç siyaseti kullanılıyor. Yasalarda bu alanda siyaset yapılması yasak. Bütün çağdaş demokrasi ülkelerinde var. Bu iki alan acımasızca kullanılıyor. Senin inancını yolsuzluğa malzeme edene izin verme, haksızlığa hukuksuzluğa ortak olma. Senin inancın, kimliğin başımızın üstündedir. Sorun inanç ve kimlikte değil, senin inanç ve kimliğini kullanarak devleti soyanlar, sorundur."

"DAVUTOĞLU TÜRKİYE'Yİ YÖNETMEKTEN ACİZ"

Davutoğlu'nun Türkiye'yi yönetmekten aciz olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, başbakan ve cumhurbaşkanı koltuğunun boş olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Birileri oturuyor, onu biliyoruz ama görevlerini yapmıyorlar. Anayasada çizilen görevlerini yapmıyorlar. Abisi çizmiş Davutoğlu'nun sınırlarını, onun dışına çıkmıyor. Devleti adam gibi yönet, yoksa o koltuğu bırak. Birilerinin tutsağı başbakan olmaz. İçeride çuvalladınız, dışarıda da çuvalladınız. Başbakanın boynuna davulu asıp tokmağı başkasına verirseniz, iyi yönetilemez. İcranın başında Başbakan var ama Davutoğlu ülkeyi yönetmiyor, başkası yönetiyor. Davutoğlu'nun ağrına gitmeyebilir ama, benim ağrıma gidiyor. Dış politikada tam bir çuvallama var. Kimin ne söylediği belli değil. Yüksek tepede oturan uçağa binerken ayrı, indikten sonra ayrı konuşuyor. Milletin kafası karışıyor, ne olacak bu memleketin hali diye soruluyor. Tam bir kaos yönetimi. İlk defa karşılaşılıyor böyle bir yönetimle."

"Biz samimi olarak hükümeti uyarıyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, "Sizin aklınıza ihtiyaç yok, dediler. Buyurun sizin aklınızla çıkan tabloya bakın. Hangi akıl?" ifadelerini kullandı.