CHP İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Dr. Aytun Çıray, sığınmacı akınının Türkiye’nin sosyal barışını ve huzurunu tehdit eder bir seviyeye geldiğini belirterek "Sığınmacıların sınıra yakın bir bölgede oluşturulacak geniş bir merkezi kampta ağırlanması daha doğru olur." dedi.

    Yazılı bir açıklama yapan Çıray, ülkenin sınırlarının delik-deşik olduğunu giren çıkanın belli olmadığını ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti devletinin zulüm gören ve hayatı tehlikede olan sığınmacılara kapılarını açmakla doğru yaptığını anlatan Çıray, "Ortadoğu’dan gelen sığınmacı akını kontrolsüz bir göç dalgasına dönüşmüştür. Böyle zamanlarda Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardan katkı istenmelidir. Hükümet uyguladığı yanlış politikalar yüzünden Suriyeli ve diğer sığınmacıların büyük bölümünü sınır boylarında tutamamış ve onların kontrolsüz bir biçimde ülkenin çeşitli illerine dağılmasına izin vermiştir. Bu da ülkede iç barışı ve sosyal refahı olumsuz yönde etkilemeye başlamıştır. Gaziantep, Şanlıurfa’dan sonra İstanbul’da da sığınmacılarla vatandaşlarımız arasında gerginlik ve çatışma yaşanmıştır. AKP hükümeti, bir an önce bu yanlışından dönmeli ve bütün sığınmacıları tek bir çatı altında toplayacak merkezi bir kamp oluşturmalıdır." diye konuştu.

    "SIĞINMACI KRİZİNİ YÖNETEMEYEN BECERİKSİZLER"

    Merhum Turgut Özal’ın Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde de Türkiye’nin sığınmacı akınına maruz kaldığını hatırlatan Çıray, Özal'ın bir devlet adamı olarak o yıllarda mülteci meselesini bir kriz haline dönüştürmeden merkezi bir şekilde yönetmesini bildiğini kaydetti.

    Bulgaristan’da Belene Kampları’nda zulüm gören Türk soydaşlara ve 1990’daki Körfez Krizi sırasında da Saddam’ın zulmünden kaçarak topraklarımıza sığınan Kürtlere Türkiye’nin kapılarını açtığını dile getiren Çıray, "Bilgisayar sisteminin, internetin ve dijital teknolojinin olmadığı o dönemlerde bile Türkiye mülteci krizini yönetebilmiştir. Bu beceriksizler, sığınmacı sorununu bir krize dönüştürmüş ve Türkiye’nin iç barışını tehlike altına sokmuşlardır. İnsani yardıma muhtaç insanları bu topraklarda misafir edip onları korumak tabi ki görevimizdir. Ama bunu yaparken siyasi istismardan kaçınıp kendi ülkenizi de düşüneceksiniz. Peki, hükümet ne yapıyor? Delik deşik olan ve adeta yol geçen hanına dönen sınırlarımızdan içeri giren sığınmacılar Türkiye’nin dört bir yanına rahatlıkça seyahat edebiliyor, hatta yerleşebiliyor. Bir bölümü dükkan açıp ticaret yaparken kimisi de dilencilik yapıyor. Bütün bunları bir sisteme bağlamak gerekiyor. Suç işlemeye meyilli problemli kişilikler ne yazık ki ayırt edilmiyor. İşte asıl tehlike burada. Bunun için titiz bir çalışma yapılmalı ve sınıra yakın bölgelerde geniş bir bölge sığınmacılar için merkezi bir şehir kampı haline getirilmelidir. Giriş çıkışlar da merkezi bir bilgisayar sistemi ile kontrol edilmelidir." şeklinde konuştu.