Cumhurbaşkanı Ekmelettin İhsanoğlu, Peygamber Efendimiz’in ‘Benim kızım hırsızlık yaparsa, en büyük cezayı ona ben veririm.’ sözünü hatırlatarak, Türkiye’nin bu adalet anlayışını görmek istediğini, bu olmadan sıkıntıların devam edeceğini söyledi. İhsanoğlu, Türkiye’nin artık devletin tepesinde kavga yapan, öfkelenen, başkalarını elinin tersiyle iten, tokatlayan bir insan istemediğini belirtti.

10 Ağustos’ta yapılacak cumhurbaşkanı seçimi kapsamında Türkiye’yi dolaşmaya devam eden Ekmelettin İhsanoğlu, programı çerçevesinde Antalya’ya geldi. Antalya’daki ilk programında The Marmara Otel’inde basın toplantısı düzenleyen İhsanoğlu, soruları cevaplandırdı. Konuşmasına dün Diyarbakır’da yaptığı geziden bahsederek başlayan İhsanoğlu, Türkiye’nin artık devletin tepesinde kavga eden, öfkelenen, başkalarını elinin tersiyle iten, tokatlayan bir insan istemediğini ifade etti. İhsanoğlu, insanların problem çözen, problem yaratmayan bir kişi istediğini dile getirdi. Bir gazetecinin ne kadar bağış toplandığını sormasına üzerine İhsanoğlu, “Bugün yeni bir rakamını alamadım. Bir gün öncesi 2 milyonun üzerine geçmişti. Bizim arkadaşlarla ofisimiz gelen her şeyi ilan ediyorlar. Facebook’ta bulabilirsiniz.” dedi.

“DÖRT YAŞINDAKİ BİR KIZ KUMBARASINI BAĞIŞLADI”

Antalya’da yaşadığı bir olaydan bahseden İhsanoğlu, “Çok enteresan bir şey anlatacağım. Beş dakika önce gecikmemin sebebi bu. Zeynep adında bir evladımız. 5-6 yaşında. Annesinin kendisine verdiği kumbara içinde 10 lira biriktirmiş. Bu kampanya nasıl olduysa annesinden babasından etkilenerek ‘anne ben bu kampanyaya 10 lirayı Ekmel amcaya göndermek istiyorum’ dedi. Zeynep ve annesiyle bir sohbet ettik. 5-6 yaşında bir evladımızın bu bağışı 4 milyon 400 milyondan daha kıymetlidir. Biz gelen her kuruşun hesabını veriyoruz. Çünkü milletin verdiği parayı milletimizin bilmesi lazım. Biz bu yolda millet yolunda hizmet için çıktık. Başka bir hedeflere, maksatlara, ceplere hizmet etmek için çıkmadık. Hakkın bildiğini kuldan saklamak bir Müslüman’ın yapmaması lazım. Hakkın bildiğini halkın bilmesi lazım.” ifadelerini kullandı.

“GERÇEKLER TER YÜZ YAPILARAK MİLLET ALDATILMAYA ÇALIŞILIYOR”

Yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminin dünyanın en tuhaf seçimi olduğunu belirten İhsanoğlu, hiçbir ülkede böyle bir şey olmayacağını söyledi. Bütün seçimin 30 güne sığdırıldığını belirten İhsanoğlu, “Özel ölçümler alınarak kanun yapıldı. 11 Temmuz’da başlayıp 10 Ağustos’ta bitireceksiniz. Sanki sokağın başındaki evden sokağın sonundaki eve taşınacağı hesaplanmış. Bağış en fazla 9 bin lira. 10 bin lira verirseniz alan da veren de cezalanır. Devlet hiçbir kuruş vermiyor. İki adaya vermiyor. Bir aday devletin bütün imkanlarını kullanıyor. Helikopterlerini kullanıyor. Binlerce kişiyle hareket ediyor. Ona destek veriyorlar. Bizler gaddar, öbür taraf mağdur. Mağduriyet vesayeti devam ediyor. Çok güzel dimi? Türkiye’nin kaderi bu. Gerçekler ters yüz yapılarak millet aldatılmaya çalışılıyor. 12 senedir iktidardasınız mağduriyetten bahsediyorsunuz.” şeklinde konuştu.

“MAHKEMELERİN VERDİĞİ KARARLAR SİYASİ ETKİ ALTINDA”

Ekmelettin İhsanoğlu, Türkiye’de en büyük sorunun adaletsizlik olduğunu söyledi. “Adalet Mülkün Temelidir’ sözünü hatırlatan İhsnaoğlu, bunun temelinin çürük olması durumdan çökeceğini açıkladı. Şu anda Türkiye’nin böyle bir noktaya geldiğini anlatan İhsanoğlu, “Bu temel, politika suyu aldı. Politika suyuyla bu temel çürümeye başladı. Mahkemenin verdiği kararlar siyasi etki altında kaldı. Bir mahkemenin ‘ak’ dediğine diğeri ‘kara’ diyor. Burada taraf, mağdur olanlar, hapislerde çürüyenler, yıllarca haksız yere hapis yatanların uğradıkları gerçek mağduriyetin yanısıra bu konularda ilgisi olmayan sade vatandaşın adalete olan güveni sarsılıyor. Bir ülkede adalete olan güven sarsıldığı taktirde o ülkede huzurdan istikrardan güvenden bahsetmek mümkün değil. Yapılması gereken en başında hukukun üstünlüğünü temin etmek, kanun hakimiyetin temin etmek ve insanların adalet karşısında eşit muamele görmesini sağlamak.” dedi.

İhsanoğlu, siyasetin yargı üzerinde etkisinin olmaması gerektiğini ifade etti. Yargının da siyaset üzerinde etkisi olmaması gerektiğini belirten İhsanoğlu, “Siyasetin yargıya müdahale etmemesi lazım. Siyasetin kanunları her gün değiştirmemesi lazım. Her gelişmede yeni yasama şekliyle o gelişmelere uygun bir siyasi hukuki düzenlemeler yapılmaktadır ki bu gerçekten Türk siyasi, adalet hayatının, huzurunu illetin toplumun dirliğini birliğini bozacak.” ifadelerini kullandı.

‘KIZIM HIRSIZLIK YAPARSA CEZASINI BEN VERİRİM”

İslamiyeti referans aldıklarını belirten İhsanoğlu, “Dinden, imandan bahsediyoruz. Dinde Peygamber Efendimiz diyor ki; ‘Benim kızım hırsızlık yaparsa en büyük cezayı ona ben veririm.‘ Ve sahabesi de diyor ki; ‘Bizden önceki kavimler niye çöktü?’ ‘Çünkü onlarda nüfuz sahibi, zenginler, eşraf tarifesi bir yanlış yaptıkları zaman üstü örtülmüştü. Zavallı, gariban, fakir, fukara yaptığı zaman onlara ceza verilmişti. Bizim dinimizde böyle bir şey yoktur. Türkiye bu adalet anlayışını görmek istiyor. Bu temel anlayışı görmediği için Türkiye’de büyük sıkıntı var.” dedi.

“EKMEĞİMİZİ PAYLAŞIRIZ AMA VATANIMIZ BÜTÜNLÜĞÜNÜ PAYLAŞMAYIZ”

Seçimlerde kendisinin bol vaatlerle vatandaşa gitmediğini belirten İhsanoğlu, Türkiye’de mutabakat adına ve birlik adına gittiğini söyledi. Türkiye olarak ekmeği büyütmek gerektiğini belirten İhsanoğlu, “Bu ekmeği büyütelim, bu emeği beraber paylaşalım. O zaman herkes daha iyi bir noktaya gelir. Bu büyütmemiz gereken bu ekmeği paylaşabiliriz. Sonuna kadar paylaşırız. Yurtdışından gelen bize sığınan kardeşlerimizle paylaşırız. Bu ekmeği büyüterek paylaşalım, bölüşelim ama vatanı bölüşmek yok. Bizim noktamız budur. Vatanın birliğini bütünlüğünü paylaşamayız. Hatalarımız var. Devletin hataları var. Ama devlet buruya sadece hata yapılmadı. Türklere da hata yapıldı. Barıştan yana olmamız lazım.” dedi. İhsanoğlu, konuşmasının ardından Antalya Ticaret Sanayi Odası’nda kanaat önderleriyle buluşmak için salondan ayrıldı.