CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, ülkenin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonları olarak tarihe geçen 17 ve 25 Aralık operasyonlarından sonra açılan soruşturmalara savcı tarafından verilen takipsizlik kararının, hükümetin yargıya baskısını gözler önüne serdiğini söyledi.

Ören, yaptığı açıklamada şunları kaydetti: "Ne yaparlarsa yapsınlar ayakkabı kutularındaki euroları, yatak odasındaki para kasalarını, para sayma makinelerini vatandaşın hafızasından silmek mümkün değil. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, o günlerde ne diyordu, '12 günde 120 milyar dolar kayıp var, Dolarları kim aldı açıklayacağım.' Erdoğan, Gezi eylemleri sırasında da, 'Camide içki içtiler, bütün görüntüler elimizde.', 'Kabataş'ta başı örtülü hanım arkadaşımıza saldırdılar, yerlerde sürüklediler, kamera görüntülerini yayınlayacağım.' diyordu fakat bugüne kadar ne görüntüleri gördük ne de dolarları kimlerin aldığını bir türlü öğrenemedik. Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sözü de tıpkı diğerleri gibi yanlış bilgi ve yalan olarak tarihe geçmiştir.”

Dönemin başbakanının 120 milyar doların kayıp olduğunu açıklaması üzerine Meclis'te bir soru önergesi verdiğini hatırlatan Milletvekili Ören, “Önergeme Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın verdiği yanıtla operasyonun öncesinde ve sonrasında Merkez Bankası’ndan yüklü miktarda döviz satışı yapıldığı ve siyasi çalkantı içerisinde döviz kuru artışından birilerine para kazandırıldığı ortaya çıkmıştır. Merkez Bankası’ndan operasyondan önce 1-17 Aralık 2013 tarihleri arasında 850 milyon dolar döviz satışı yapılmıştır. Operasyondan sonra 17-31 Aralık 2013 tarihleri arasında 4 milyar dolar döviz satışı yapılmıştır.” diye konuştu. Operasyondan önce 2,020 olan dolar satış kurunun, yolsuzluk operasyonundan sonra 2,283'e kadar çıktığını aktaran Ören, “Bu yüzden Merkez Bankası’nın 1,2 milyar lira kaybı olmuştur. Burada dikkat çeken bir başka konu ise 2012 yılının aynı döneminde (ekim, kasım, aralık) Merkez Bankası tarafından hiç döviz satışı yapılmamış olmasıdır. Görüldüğü üzere ülkenin en büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, AK Parti tarafından aynı zamanda birilerine çıkar sağlamak için kullanılmıştır. Bu bilgilere rağmen döviz satışının kimlere yapıldığı açıklanmamıştır. Merkez Bankası’ndan döviz alanların mutlaka açıklanması gerekmektedir.” şeklinde konuştu.

AK Parti'li bakanların, çocuklarının, bürokratların, evde para saklayan Başbakan’ın yolsuzluk batağında debelendiğini, bugün için yargılanmaktan kurtulabileceklerini söyleyen Hasan Ören, “Bazı yargıçlar, savcılar AK Parti’ye bağımlı olabilir fakat bu ülkede yargı bağımsızdır ve her zaman bağımsız kalacaktır. Unutulmasın ki bağımsız yargı herkese lazım olacaktır. 12 Eylül darbesi nasıl yargılanabiliyorsa ki yargılanmalıdır, günü geldiğinde yolsuzluk yapanlar, hırsızlar ve rüşvetçiler de yargılanacak ve mutlaka hesap vereceklerdir.” dedi.