Şah damarı kaynaklı felç geçiren ve bilincini kaybeden hasta ameliyathaneden el sallayarak çıktı.

Şah damarı kaynaklı felç geçiren 55 yaşındaki servis şoförü Yüksel Esen kaldırıldığı hastanenin yoğun bakımında komaya girdi. Hayati riski bulunan hasta için umutlar tükenmek üzere iken küçük kızının internetten okuduğu bir haber üzerine hasta ambulansla Silivri’den İstanbul’a getirildi. Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Yusuf Kalko’nun lokal anestezi ile şah damarından ameliyat ettiği Yüksek Esen’in bilinci ameliyat esnasında açıldı. Ameliyathaneden sevdiklerine el sallayarak çıkan Esen konuşmaya, yemek yemeye, elini, kolunu hareket ettirmeye başladı. Kalko, “Meslek hayatımda buna benzer çok ameliyat yaptım binlerce şah damarı açtım. Ancak hem yüzde yüz tıkalı şah damarı hem de beynin içinde tıkanmış ana damarı tamamen açmak benim için de bir ilk oldu” dedi.

Yüksel Esen’in başına gelenleri anlatan eşi 55 yaşındaki ev hanımı Sevim Esen, ”Felçten bir gün önce hiçbir şikayeti yoktu. Akşam torunu ile oynadı, sohbet ettik. Keyfi yerindeydi. Sabah namaza kalktığımda onu yerde yatarken buldum. Yüz üstü düşmüş hareket edemiyordu. Hemen ambulans çağırdık ve hastaneye gittik. Bilinci kapandı hastanede. 2 gün yoğun bakımda komada yattı. Doktorlar çok umutlu konuşmuyorlardı. Yapacak bir şeyin olmadığını, beklememiz gerektiğini söylüyorlardı. Ancak durumunun da daha kötüye gittiğini söylüyorlardı. En küçük kızım internette şah damarı hastalığını araştırırken Yusuf beyin adına rastlamış. Hemen gidip görüştüler, durumu anlattılar. Ameliyat şansı olabileceğini ama bazı tetkikler gerektiğini söylemiş Yusuf bey. Belki bir umut olur diye apar topar ambulansla İstanbul’a Yusuf beyin bulunduğu hastaneye geldik. Tetkiklerin sonucunda sol şah damarının yüzde 100 tıkandığını sağ şah damarının da yüzde 30 tıkandığını ama asıl önemlisi beyinde ciddi bir hasar olduğunu söyledi. Yüzde 35 riski olduğunu, zor bir ameliyat olacağını söyledi. Çocuklarla düşündük ve çok da seçeneğimiz olmadığına karar verdik. Biz dışarıda onun için dua ederken kızımın telefonuna bir mesaj geldi. Mesajı gönderen Yusuf Kalko’ydu. Eşimin ameliyatta damarını açabilmişler ve bilinci açılmış. Hemen videoya çekmiş hocamız. Bize gönderdi merak etmeyelim diye. O videoda eşim bize el sallıyordu. O anda dünyalar bizim oldu. Biz gözünü açsın bize baksın yeter diye düşünürken o el sallayarak geldi yanımıza. Ameliyattan 2 gün sonra çorbasını içti, suyunu kendi içiyor. Yavaş yavaş konuşmaya başladı” dedi.

Hastanın durumunu değerlendiren ve yaptıkları ameliyatı anlatan Prof. Dr. Yusuf Kalko, ”Hasta bize gelmeden yaklaşık 3 gün önce felç geçirmiş. Sol şah damarı tam tıkanmış ayrıca beyin içi de tamamen tıkalıydı. Büyük bir enfakt vardı beyinde. Sağ tarafı hiç tutmuyordu, konuşamıyordu ve şuuru kapalıydı. Durumu da her dakika kötüye gidiyordu. Ailenin acilen bir karar vermesi gerekiyordu. Ameliyat ihtimali vardı ancak riski çok yüksek bir hastaydı. Fakat kaderine terk edilmesine de gönlüm razı değildi. Biz inme cerrahisi yaparken hastalara hep söylediğimiz bir şey var. Hasta kötüye de gidebilir iyiye de gidebilir. Bu durum bu hasta için de geçerliydi. Hatta risk daha fazlaydı. Gerekçe ise enfakt alanı çok büyük ve şah damarının devamında beyin içerisindeki damarlar tamamen tıkalı. O ekstra bir sorun teşkil ediyordu bizim için. Hasta yakınlarına bunu anlattım. Daha önce de böyle hastalardan tecrübemiz var. Biz sonuçta boynu açarız, boyunda bir sorun yok ancak gider olması lazım. Gider olmazsa ne yaparsak yapalım boş. Aile tüm bunları dinledi ve ameliyat için bize onay verdi. Ameliyatta önce bir aletle beyin içine giriyoruz ama onu da çok fazla ilerletemiyoruz. En fazla 10 santim gidebiliyoruz. Orada daha ben kan akımı gördüğüm zaman mutlu oluyorum. Bunu yaparken beyin içerisindeki o pıhtıları da yerinden oynatıp geriye doğru alabilirim dedim ve aynen dediğim çıktı. Solucan gibi iki tane büyük parça beyin içerisinden aktı. Sonra da biz aşağıdan kanı yukarı verdik ve hastanın ameliyat sonrası hemen gözleri açıldı, şuuru açıldı. Ameliyat lokal anestezi ile olduğu için hastanın şuurunu rahat takip edebiliyoruz. Dolayısı ile hasta şuuru açılınca el salladı bana. Videoya çektim o görüntüyü ve hemen hastanın kızına gönderdim. Çok endişeli ve çaresiz bir şekilde ameliyathaneye yolcu etmişlerdi babalarını. Babalarının iyi olduğunu görüp rahatlasınlar istedim. Ertesi gün hastanın yutması düzeldi. Daha sonra sağ bacak ağrılı uyaranla hareket etmeye başladı. Bu hasta en fazla 20-25 gün içerisinde normale döner. Konuşması iyi kötü düzelecek, kendi ihtiyaçlarını görebilecek. İyi bir fizik tedavi ile tamamen de toparlayabilir. Biz bu ameliyatla ne yaptık? Tam tıkalı şah damarını beyin damarı da dahil açtık. Bir kere bu hasta için büyük bir kazanım. Bu hastada risk ne olabilirdi? Beyinde hasar büyük olduğu için kanama olabilirdi. Onu da dikkatli ve kontrollü yaptık. Ameliyattan sonra radyolog arkadaşımız bile inanamadı. ‘Anjiyodan adını tekrar kontrol ettim aynı hastadan mı bahsediyoruz.’ diyerek şaşırdı. Biz şah damarı tıkalı hastaları zaten açıyoruz yüzlerce de vakamız var ama beyin içinde açmamız bizim için de ilk oldu. Tıkalı ama beyinde hafif tefek açıklıklar olanı açtık ama beyinde tam tıkalı ana damarı olanı biz ilk defa açtık. Aslında biz bu hastanın sadece felcini çevirmedik belki de hayatını kurtardık çünkü şuuru giderek kapanıyordu ve ölebilirdi bu hasta” şeklinde konuştu