GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin K. Büyüközer, çocukların dikkatini çeken renkli kutularıyla daha fazla albenisi olan sakızların zararları konusunda ailelerin yeterince bilinçli olmadığını söyledi.

Günümüzde sakızın birçok insan için vazgeçilmez bir hal aldığını belirten Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin K. Büyüközer, bakkallarda, süpermarketlerde, benzin istasyonlarında yani her yerde satılan sakızların içine katkı maddeleri sığdırıldığını ve zararlı olduğunu açıkladı. Bugün, dünya sakız piyasasında yıllık üretimin 560 bin tonu bulduğunu ve endüstriyel sakız üretimine 55 yıl önce başlanan Türkiye’de ise yıllık 500 milyon TL’lik (140 milyon dolarlık) dev bir pazarın söz konusu olduğunu belirten Büyüközer, bu dev pazarın hedef kitlesinin gençler ve çocuklar olduğunu bildirerek, "Günlük hayatımızda elimizin altından, arabamızın torpido gözünden, çantamızdan, çocuklarımızın beslenme çantasından eksik etmediğimiz bu sakızlar masum değil. Eğer devamlı sakız çiğneyici iseniz ve bu olmadan kendinizi daha iyi hissetmiyorsanız bu bir alışkanlık olduğunu kanıtlar. Şüpheli katkı maddeli bu ürünlerin diş ve sindirim üzerindeki kötü etkisi de göz önüne alındığında, bu sakızlar ağzınıza değil çöpe layık olmalıdır" dedi.

Sakızı ağzınıza almadan önce, sakız çiğnemenin oldukça rahatsız edici yan etkilerini göz önüne alınması gerektiğinin altını çizen GİMDES Başkanı, "Birçok kişi teorik olarak, gıda isteğini azaltmak ve sakızla meşgul ederek sağlıksız gıdalar yemekten kendini önlemek maksadı için sakız kullanıyor. Ancak araştırmalar aksine sakız, açlık hissini artırarak yemek için motivasyon sağlamaktadır. Sakız, alt çene eklem bozukluğunu tetikler. Acı veren kronik bir durum olabilir, çene ve hatta eklem bozukluğu (eğer bir tarafı diğerinden daha fazla çiğnemede kullanıyorsak) sakız çene kas dengesizliğine neden olabilir. Ne zaman kas belirli bir dizi aşırı derecede kullanıldığında, zamanla baş ağrısı, ve diş ağrısı dahil kas ağrılarına yol açabilir" şeklinde konuştu.

"Aslında şekerle dişlerinize ’banyo’ yaptırıyorsunuz"

Sakızın karın ağrısına da katkıda bulunabileceğini açıklayan Büyüközer, "Sinirsel bağırsak sendromu (IBS) ile görülen şişkinlik ve fazla hava yutmaya neden olur. Bundan başka sakız çiğnemekle, vücudunuza bir gıdanın girmek üzere olduğunu beyninize fiziksel sinyalleri göndermiş oluyor. Bu zaman enzimler ve asitler devreye girer, dolayısıyla serbest bırakılırlar, ancak gıda olmadan onlar sindirim için tasarlanmış oluyorlar. Bu da şişkinliğe, mide asidinin aşırı çıkışına neden olabilir ve neticede yemek yemek istediği zaman yeterli sindirim salgıları üretme yeteneğini bozabilir. Piyasada yaygın olan çoğu sakızlarda bulunan yapay tatlandırıcılar bazı insanlarda ishal gibi olumsuz gastrointestinal semptomlar, oluşturabilmektedir.

Sakız şeker içeriyorsa, çiğnemekle, aslında şekerle dişlerinize ’banyo’ yaptırıyorsunuz. Bu ise diş çürümesine katkıda bulunabilir. Eğer şekersiz sakız çiğniyorsanız bile, şekersiz sakız ksilitol içerir, aslında bu da diş erozyonuna yol açabilir. Asidik tatlandırıcılar ve koruyucu içerdiğinden hala dişlerinize riskler vardır. Diş erozyonu zamanla tam anlamıyla dişlerinizi eritir, bu bir süreçtir. Sakızlar genellikle yumuşak kalmasına yardımcı olmak için, koyun yününden elde edilen, lanolin denilen, bir mumsu madde içerir. Sağlık için mutlaka tehlikeli olmasa da, lanolin çiğneme tam iştah açıcı bir şey değildir" ifadelerini kullandı.

Büyüközer, eğer sakız çiğneyen kişide cıva dolguları varsa, bilinen nörotoksinlerin vücudun içine yayılmasına dolguların neden olabileceğini bilinmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: "Sakız çiğneme ve uyuşturucu için kötü üne sahip. Çocuğunuz sık sakız çiğneyici ise ve baş ağrısından muzdarip ise her iki konu ile de yakın bir bağlantı olabileceği bilinmeli. Araştırmacılar sakız çiğneme baş ağrılarına neden olabilir. Geçmişteki araştırmalarda sakızdaki yapay tatlandırıcı aspartamın baş ağrılarına neden olabileceği bildirilmişti. Sakızda en yaygın olarak kullanılan yapay tatlandırıcılarından biri aspartamdır. Aspartam, odun alkolü ve formaldehiti vücudunuzun içinde metabolize eder. Bu, doğum kusurları, kanser, beyin tümörleri, ve kilo alma olaylarına sebep olur. Aspartam bugün maalesef sadece sakızlarda değil birçok gıdanın içerisinde kullanılmaktadır. Meyveli içecekler, meyveli yoğurtlar, dondurulmuş tatlılar, sofralık tatlandırıcılar, ilaçlar, çocuk şurupları ve antibiyotikler, düşük kalorili gıdalar, sporcu içecekleri, çikolatalar, nane şekerleri, dondurmalar, kahvaltılık gevrekler, konserve meyveler bunlara örnektir. Yapay tatlandırıcılar sakızdan kaçmak için tek bir neden olarak yeterlidir. Çoğu markalar da vücudunuzda size ait olmayan ek kimyasal maddeler içerir. İşte bu şüpheli maddeler içermeyen piyasada doğal sakız markalar varsa, onları çiğneyebilirsiniz. Ancak, doğal sakızları da aşırı çiğneme, çene kemik ve kas rahatsızlıkları ile sindirim sorunları riskini teşkil edeceğini unutmayın".

Çocukların ne kadar doğal gıdalarla beslenirse sağlıklı gelişimleri için o kadar faydalı olduğunun altını çizen Büyüközer, "Daha sonradan beslenme kültürümüze empoze edilen kola, ciklet, cips vs. gibi ürünler çocuklarımızın sağlığını ciddi olarak tehdit etmektedir. Sakız, cips, kola yerine taze sebze ve meyveleri ne kadar çiğ ve direkt doğadan yerlerse o kadar iyi. Bize emanet olarak verilen ve her anne babanın iyi bakmakla yükümlü olduğu yavrularımıza doğal, sağlıklı ve helalinden beslenme alışkanlığı kazandırmak bizlerin en önemli görevidir" dedi.

GİMDES Başkanı Büyüközer sakıza konulan katkı maddelerini de şöyle sıraladı:

"BHT: zaten birçok ülkede yasaklandı. ABD’de, genellikle sakız ve diğer işlenmiş gıdalarda koruyucu olarak kullanılır. BHT çocuklarda böbrek ve karaciğer hasarı, hiperaktivite dahil organ sistem toksisitesi, bağlantılı ve kanserojen olabilir.

Kalsiyum Kazein (Kalsiyum Fosfat): Temel olarak Trident sakız bulunan, madde, bir beyazlatma maddesi ya da texturizer olarak kullanılabildiği düşünülmektedir. Kazein, daha önce Çin’de bebek maması zehirlenmelerle bağlantılı ve otoimmünite iyi tanınan tetikleyicisi rağmen işlenmiş süt türevi olarak, küçük, uzun vadeli alımından hakkında bilinmektedir.

Sakız mayası: Bu sakız mayası çok kere bir sır olarak saklanır, ancak araştırmalarda elastomerler, reçine, plastikleştirici ve dolgu maddelerinin bir karışımından oluştuğu anlaşılmaktadır. Sonuçta, neden onlar potansiyel petrol türevli parafin, kansere bağlı bütün bunlar polivinil asetat (marangoz tutkalı) ve talk, çiğneme olduğunuzu bilmek isterim.

Titanyum Dioksit: Genellikle sakız bir beyazlatma maddesi olarak kullanılır, ancak bu oto-bağışıklık hastalıklar, astım, Crohn hastalığı ile bağlantılı potansiyel kanserojen tehlikesi, özellikle nanopartikül formunda.

Sorbitol: Pek çok şekersiz sakızda sorbitol isimli tatlandırıcı bulunur. Sorbitol, ince bağırsak tarafından çok zor absorbe edilir. Aşırı sorbitol tüketimi diyareye (ishal), aşırı kilo kaybına, karın ağrısı, mide krampları, rektal kanama, vücutta ve yüzde şişkinlik, alerjik deri döküntüleri, baş dönmesi, bağırsak sendromları ve nöbetlere sebep olduğu kanıtlanmıştır.

Ksilitol: Suni tatlandırıcı olarak kullanılır. farelerle yapılan testlerde böbrek taşı, idraryolu etkileri ve psikolojik huzursuzluklara neden olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca düşük enerjili gıdalar, tatlılar, dondurma ve reçellerde de kullanılır.

E422 Gliserol (gliserin):

Kıvam arttırıcı, tatlandırıcı ve nem tutucu özelliğinden dolayı sakızlara katılır.Yüksek miktarda alımı baş ağrısı, susuzluk, bulantı ve yüksek kan şekerine sebep olabilir. Ayrıca müslüman tüketiciler olarak hayvan kökenli olması ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır.

E 471-E477 Mono- ve digliseridler ve modifiye edilmiş formları: Bitkisel ve hayvani kökenli olabilir.Bitkisel kökenden olması halinde tüketilmesinde bir sakınca yoktur. Hayvani unsurlardan türetilirse, helallik açısından sakıncalıdır. Eğer, eti helâl ve kesimi İslâmi usulle yapılmış hayvani yağlardan türetilmiş ise helal kabul edilir. Aksi halde haram olur.

Aromalar: Sakızlara meyve tadı ve kokusu verebilmek amacıyla, meyve yerine o tadı ve kokuyu verecek kimyasallar kullanılmaktadır. Bu katkı maddesinin adı doğala özdeş aromadır. Doğala özdeş aromalar laboratuarlarda yapay olarak üretilir.

Renklendiriciler: Aromalar dışında, sakızlarda çok sık kullanılan diğer katkı madde grubu ise renklendiricilerdir. İngiltere’deki Southampton Üniversitesi tarafından 6 tane yapay renklendirici (tartrazine-E102, quinoline yellow-E104, sunsetyellow -E110, carmoisine- E122, ponceau 4R-E124, allurared AC-E129 ) üzerinde yapılan bazı araştırmalar sonucunda kansere sebebiyet verdiği kanıtlanmıştır. Ayrıca bu renklendiricileri içeren gıdaları tüketen çocuklarda davranış bozukluğu ve hiperaktivitenin arttığı gözlenmiştir. Bu renklendiricilerin çocukların diyetinden çıkarıldıklarında çocuklardaki davranış bozuklukları ve hiperaktivitenin düzeldiği gözlenmiştir.

Diğer kullanılan katkı maddeleri: Maltitol, Mannitol , Acacia, Acesulfame potassium , Aspartame, Candelilla wax, Sodium stearate"