İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Endodonti Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Diş Hekimi Elif Ezgi Kaynak Taşdemir, diş beyazlatma konusunda uyarılarda bulunarak, “Her dişin tamamen beyaz olması mümkün değildir” dedi.

Diş Hekimi Elif Ezgi Kaynak Taşdemir, her insanın kalıtsal özelliklerine göre diş renginin olduğu söyleyerek, diş beyazlatma konusunda uyarılarda bulundu. Taşdemir, “Diş rengi yaşa göre değişiklik göstermektedir. Çocuklarda diş rengi mavimsi-beyaz iken yetişkinlerde sarımsı-beyaz ya da grimsi-beyaz olabilmektedir. Yaşlı bireylerde diş sarı ya da koyu sarı renk almaktadır” ifadelerini kullandı.

Dişlerde iki tip renklenme olduğunu aktaran Araştırma Görevlisi Taşdemir, “Dişlerde iç ve dış kaynaklı renklenmeler olabilmektedir. Dış kaynaklı renklenmelere tütün, kahve, çay, vişne, karadut ve gıda boyası içeren yiyecek ve içecekler neden olmaktadır. Aynı zamanda ağır metal sanayisinde çalışanlar ile demir ilacı kullananlarda ve havuzdaki klorlu suya bağlı olarak yüzücülerde dişlerin ön bölgesinde renklenmeler olabilmektedir. Bireyler, alışkanlıklarına dikkat edip uygun ağız bakımı yaparlarsa, dişlerdeki renklenmeler engellenebilir. Ayrıca dış renklenmelerin çözümü daha kolaydır” şeklinde konuştu.

Taşdemir iç kaynaklı renklenmelerin dişlerin gelişimi sırasında olanlar ve dişlerin gelişiminden sonra oluşan renklenmeler diye ikiye ayrıldığını aktaran Taşdemir, “Gelişim sırasında oluşan renklenmelerde metabolizma bozuklukları, fizyolojik bozukluklar, genetik hastalıklar, anne ve bebek arasındaki kan uyuşmazlığı, küçük yaşta geçirilen ateşli hastalıklar, aşırı flor kullanımı, tetrasiklin grubu antibiyotiklerin kullanımı ve sarılık neden olmaktadır. Travmalar ile kanal tedavisinde ve dolgu işlemlerinde kullanılan bazı malzemeler renklenmeye sebep olabilmektedir. Travmaya bağlı renklenmelerde diş başta pembe-kırmızı iken zamanla koyu sarı, kahverengi ve gri bir renge sahip olabilir. İç kaynaklı renklenmelerin tedavisi daha zordur” dedi.

Diş beyazlatma yöntemleri

Diş Hekimi Tadşdemir, diş beyazlatma yönteminin herkese uygulanamayacağını belirterek, “Hastanın beklentisi normalin üstündeyse, hastanın diş etlerinde iltihap ve çekilme varsa, bireyin ağız bakımı iyi değilse, dişlerde çürük ya da çatlak varsa, dişlerde çok yoğun, düzensiz ve farklı tonlarda renklenme varsa, diş minesinde kayıp ve dişlerde hassasiyet varsa ve kişinin beyazlatma işleminde kullanılan maddelere alerjisi varsa beyazlatma işlemi yapılmaz. Ayrıca hamile, emziren annelere ve 14 yaş altı çocuklarda beyazlatma işlemi yapılmasını önermiyoruz” ifadelerine yer verdi.

Taşdemir, diş beyazlatma için doktor kontrolünü önererek, beyazlatma işleminin hem evde hem de kliniklerde yapılabildiğini dile getirdi. Taşdemir; “Bireyler, dişlerin tümünde genel bir renklenme varsa ‘vital bleaching’; tek bir dişte belirgin bir renklenme varsa ‘devital bleaching’ olarak adlandırılan beyazlatma işlemini, klinikte hekim kontrolünde yaptırmayı tercih etmelidir. Bireylerin satın aldıkları beyazlatma kitleri evde yapıldığı zaman bazı sorunlara neden olabilmektedir. Uygulanan yönteme ve kimyasal maddeye göre değişen sürelerde, 1-3 hafta aralıklarla yapılan işlem tekrarlanmaktadır. Hasta memnuniyeti sağlanana kadar işleme devam edilir ancak; 4-5 seanstan fazlası dişe ve çevre dokulara zarar verme riski olduğundan önerilmez. Yapılan işlem genellikle ağrısızdır. Beyazlatma işlemi sonrasında kahve, çay, sigara kullanımı; boyalı gıda tüketimi olmadığı ve kişi ağız bakımına dikkat ettiği sürece bu beyazlık 2-3 yıl kalıcı olabilmektedir" şeklinde konuştu.

Ağız ve diş sağlığı uyarısı

Taşdemir, son olarak ağız ve diş sağlığının önemini vurgu yaparak, önerilerde bulundu. Taşdemir, “Günlük diş temizliğine dikkat edilmesi gerekmektedir. Günde en az iki kez, iki dakika boyunca diş fırçalama ve ara yüz bakımı için diş ipi kullanımını önermekteyiz. Dişler, çok sert ve hatalı fırçalanmamalıdır. Boyalı ve yapışkan yiyecek ve içecekler tüketildikten sonra, en azından ağız çalkalanmalı ya da su içilmelidir” diyerek sözlerini noktaladı.