Gazi Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi Op.Dr. Selim Amato, klinik olarak yeni açmayı planladıkları Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı Tedavisi Bölümü hakkında bilgi verdi. Hali hazırda 4 yataklı kapasite ile psikiyatri kliniğinde Uzm.Dr. İlhan Saygılarlı ile madde bağımlılığı olan hastalara tedavi imkanı sunduklarını belirten Amato, bölümü hastane binasında büyütüp 10 yataklı yapmayı düşündüklerini söyledi. Dr. Amato, İzmir ve Ege Bölgesi’ne AMATEM olarak hizmet vermeyi planladıklarını da sözlerine ekledi.

Bölümün sorumlusu olan Psikiyatri Uzmanı Dr. İlhan Saygılarlı ise uygulanan tedavi yöntemlerinden hasta sağlığına kadar birçok konuda detaylı bilgi verdi. Saygılarlı, “İyileştirilen bir kişi bile önemlidir” yaklaşımıyla hassas bir şekilde tedavi imkanı sunduklarını belirtti.

Öncelikli hedef eroin bağımlıları

Bölümlerine tedavi için gelen madde bağımlısı hastalara uyguladıkları pellet tedavisi hakkında bilgi vererek konuşmasına başlayan Dr. Saygılarlı, “Öncelikli hedefimiz eroin kullanan hastaları tedavi etmek. Uygulanan detokstan sonra hastaya pellet denen ya da halk arasında çip olarak da bilinen tedavi yöntemini uyguluyoruz. Bu yöntemde, Naltrekson etken madde içeren pellet karın bölgesinde cilt altına yerleştirildikten sonra kanda yaklaşık iki aylık bir ilaç düzeyi sağlayan bir tedavi. Naltrekson, beyinde opiat reseptörlerini bloke ederek etkisini gösteriyor. Böylece kişi eroin aldığında hoşa giden etkiyi hissetmiyor. Haz alması için çok yüksek düzeyde alması gerekiyor ki bu da ölüme yol açabilecek dozda olduğu için zaten alamıyor. Tedavi yöntemi bunun üzerine kurulu bir yöntem” diyerek önceliklerinin eroin kullanan hastalar olduğunu ifade etti.

Önce detoks sonra tedavi

Madde bağımlılığının tedavisinin uzun bir süreçten geçtiğine değinen Saygılarlı, henüz dört yatak kapasitesine sahip oldukları için ünitede tüm tedavi basamaklarının uygulanamadığını belirtti. Kronik bir hastalık olan bağımlılıkta uyguladıkları yöntemleri sıralayan Saygılarlı, “Dört yataklı küçük bir klinik olduğumuz için madde bağımlılığının diğer tedavi basamaklarını veya diğer yöntemlerini şimdilik uygulayamıyoruz. Bağımlılık tedavisi sadece ilaç uygulamasından oluşmuyor. Hem aileyi ilgilendiren hem de kişinin psikolojik ve psikiyatrik ilaç tedavisinin de sürdüğü uzunca bir süreç. Bağımlılık kronik bir hastalıktır ve dalgalanmalarla seyreder. Bizim önceliğimiz eroin kullananlar. Pellet uygulaması iki aylık uygulamalarla yapılıyor. Yaklaşık bir yıl boyunca altı defa uygulanıyor. İlk uygulamada hasta, hastaneye yatıyor çünkü hastayı opioidden arındırmadan pelleti uygulayamıyoruz. Detoks safhasından sonra arındırıldığını görüyoruz, test ediyoruz herhangi bir çekilme reaksiyonu olmadığını gördükten sonra uyguluyoruz. Daha sonraki gelişlerde yatışa gerek kalmıyor, işlemler ayakta yapılıyor. Bu işlemlerde de yine madde kontrolü(idrar testi) yapıldıktan sonra pellet uygulaması genel cerrahi uzmanımız tarafından lokal anestezi altında gerçekleştiriliyor. Bu kısa süren bir işlem. Steril ortamda cilt altına özel enjektör yardımıyla yerleştirilip kapatılıyor, bir hafta sonra dikişler alınıyor. Bu işlemi depo enjeksiyonlar gibi düşünebiliriz. Kas içine yapılan aylık ilaç tedavilerine benziyor. Dolayısıyla temel mantığı aynı” dedi.

Hasta eroinden kontrollü arındırılıyor

Saygılarlı, çekilme adı verilen hastanın vücudundan uyuşturucu maddenin temizlenme işlemini de şu şekilde özetledi: “Detoks süresi hastaya göre değişen süreler gösterebilir. Bu süreçte düzenlediğimiz tedaviyle hastayı çekilme belirtilerinin yaşattığı sıkıntıyı en aza indirmeye çalışarak maddeden yani eroinden arındırıyoruz. Arındırma işlemini gerçekleştirdikten sonra pelleti uygulayabiliyoruz. Arınma olmadan pelleti uygulayamıyoruz. Aksi takdirde ani çekilme belirtilerine yol açıp, ciddi reaksiyonlara sebep olabiliyor. Ölüme kadar giden reaksiyonların görülme olasılığı mevcut.”

“Hastalarımız psikolojik sorun yaşamıyor”

Ünitede dış dünyadan bağımsız bir ortam oluşturduklarını, bu sayede hastalarına daha sağlıklı tedavi imkanı sunduklarını da belirten Saygılarlı, buna rağmen hastaların psikolojik açıdan olumsuz yönde etkilenmediklerini dile getirdi. Saygılarlı, “Kapalı ve kontrollü bir servisimiz var. Hastanın yattığı süre içerisinde dışarıyla temasını engelleyebilecek bir servis. Her ne kadar kişiler kendi isteğiyle yatsa ve bundan kurtulmak istese de bağımlılık, kişi iradesini ortadan kaldıran bir durum olduğundan dolayı kişinin madde arama davranışında bulunma olasılığı var. Biz de bu sebeple her türlü elektronik cihazların alındığı, dışarıdan iletişime geçilemeyen bir ortam yaratmaya çalışıyoruz. Sürekli personelimiz ve katta hemşiremiz var. Aileden birisiyle görüşmesine de izin veriyoruz. Dışarıdan herhangi bir temas söz konusu değil. Yiyecek siparişini bile kabul etmiyoruz. Hastalar dışarıya çıkamıyor. Ancak süre kısa olduğu için detoks döneminde hastalar herhangi bir psikolojik sorun yaşamıyor” diye konuştu.

“Bir kişi bir kişidir”

Madde bağımlısı bir kişinin bile topluma kazandırılmasından büyük memnuniyet duyacaklarını ifade eden Dr. Saygılarlı, “Bizim ana hedefimiz buraya gelen tüm hastalarımızı tedavi etmek. Sonuçta ‘Bir kişi bir kişidir’ mantığıyla bakıyoruz. Dünyada yüzde 100 iyileştiren bir tedavi yöntemi yoktur. Kimse böyle bir garanti veremez. Bu tedavi yönteminin de kendine özgü yan etkileri var. Komplikasyon riskleri mevcut. Ancak bir kişi bile topluma kazandırılsa, o insan için o aile için büyük farklılık var demektir” dedi. Saygılarlı uyguladıkları yöntemin alkol bağımlılığı tedavisinde de tercih edildiğini de hatırlatarak, “Bu yöntem alkol bağımlılığında da kullanılan bir tedavi yöntemidir. Diğer uyuşturucu maddelerde ise tedavide rolü bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.