Girişimsel Radyolog Prof. Dr. İsmail Oran, bazı beyin damar hastalıklarının kasıktan bir iğne deliği içinden girilerek neştersiz tedavi edilebildiğini söyledi. Bu hastalıklara anevrizmayı (damar baloncuğu) ve beyin krizini (inme) örnek gösteren Prof. Dr. Oran, “Birçok beyin damar hastalığı girişimsel nöroradyolojinin alanına girdi ve damariçi yol kullanılarak tedavi edilir hale geldi. Hayranlıkla takip ettiğimiz, damar içi malzeme teknolojisindeki büyük gelişmelerin ileride daha fazla beyin damar hastalığını bu yöntemle tedavi etmemize imkan sağlayacağına inanıyoruz” dedi.

Toplumun anjiyo, kateter, stent sözcükleriyle yıllar önce tanıştığını ancak bilgilerin ağırlıklı olarak “kalp”le sınırlı kaldığını belirten İzmir Kent Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. İsmail Oran, bu yöntemlerin beyin damar hastalıkları tedavisindeki önemine dikkat çekti.

Son 30 yılda tıp teknolojisinin çok hızlı bir gelişme gösterdiğini belirten Prof. Dr. Oran, “Bu hızlı gelişim hastalıkların daha iyi görüntülenmesine, bu görüntülerin daha iyi yorumlanarak doğru tanılara gidilmesine ve dolayısıyla doğru tedavilerin daha çabuk başlamasına olanak tanımıştır. Girişimsel radyologlar elleri altındaki görüntüleme yöntemlerini kullanarak bazı hastalıkların tedavisine başlamışlardır. Girişimsel Nöroradyoloji beyin damar hastalıkların damar içinden giderek anjografi altında tedavisi üzerine odaklanmıştır. Girişimsel nöroradyolojide teknik altyapının en önemli parçası, dijital subtraksiyon anjiografi (DSA) cihazıdır. Beyin damar hastalıklarının damar içinden tedavisi yüksek teknoloji ürünü çok sayıda malzemenin kullanıldığı bir takım karmaşık manevralardan oluşur. Burada unutulmaması gereken önemli bir nokta birçok girişimsel nöroradyolojik işlemin ancak eksiksiz klinik ve yoğun bakım desteği sağlayabilen tam teşekküllü hastanelerde mümkün olabileceğidir” diye konuştu.

Anevrizmadan beyin krizine

Birçok beyin damar hastalığının girişimsel nöroradyolojinin etkinlik sahası içinde olduğunu, her bir hastalığın damar içi tedavi stratejisi ve şeklinin birbirinden farklılık gösterebileceğini kaydeden Prof. Dr. Oran sözlerini şöyle sürdürdü:

“Beyin anevrizması tıkanması, beyin damar yumağı tıkanması, omurilik damar yumaklaşmalarının tıkanması, ameliyat öncesi kafatası tümörü damarlarının tıkanması, beyin kanaması sonrası gelişen damar büzüşmesinin tedavisi, inmede beyinden pıhtı alma işlemi, şah damarı tıkanıklıklarının stent ile tedavisi, beyin içi damar tıkanıklıklarının stent ile tedavisi; tüm bunlar kasık damarından girilerek yaptığımız işlemlere örneklerdir. Stent ve balon teknolojisi o kadar ilerledi ki artık şah damarlarından çok daha ince olan beyin içi damarların bile stent anjioplasti ile açılması mümkün hale gelmiştir. Hayranlıkla takip ettiğimiz, damar içi malzeme teknolojisindeki büyük gelişmelerin ileride daha fazla beyin damar hastalığını bu yöntemle tedavi etmemize imkan sağlayacağına inanıyoruz.”