KIL DÖNMESİ AĞRI YAPARMI?

 

Kıl dönmesi deri, kıl, tüy elbise tozu veya benzeri diğer yabancı cisimlerin cildi delerek cilt altında birikmesi sonucunda oluşmaktadır. Vücut bu yabancı maddeleri farkettiğinde etrafını zarla kaplayarak kapsül oluşturmaktadır. Bu sayede yabancı maddeleri sınırlayarak kişide şikâyet oluşması engellenmekte ve hastalık fark edilmemektedir.

Fakat bu kapsül sert oturma, seyahat ya da düşme gibi hareketler sonucunda hasar gördüğünden vücut yabancı maddelerle karşı karşıya gelmektedir. Dolayısıyla bu cisimleri eriterek tahrip etmek amacıyla sıvı salgılar. Fakat salgılanan sıvı bu yabancı maddeleri yok edemediğinden dolayı akıntı olmasına neden olmaktadır. Kılların cilt altına girmek için açmış oldukları yollar kapandığından salgı doku içerisinde birikme gösterir ve iltihap oluşmasına sebep olur. Oluşan bu iltihap 2-4 günde ilerleme gösterir ve artar daha sonrasında ise şişlik olmasına sebep olmaktadır. Normal şartlarda şikayet yapmayan kıl dönmesi bu dönemde çok fazla ağrı yapmakla beraber dayanılmaz bir halde alabilmektedir.

Kıl Dönmesi Ağrı ve ateş yapabilir

Kuyruk sokumu kıl dönmesi hastalığı, bu bölgenin cilt ve cilt altı dokularının enfeksiyonu sonucu ortaya çıkar. Bu rahatsızlığın oluşmasında farklı risk faktörleri bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi kişisel hijyendir. Ayrıca; obezite, bölgenin tahriş olması, uzun süre oturarak çalışmak, kalçalar arasındaki oyuğun derinliği ve genetik yatkınlık da diğer tetikleyiciler arasındadır. Kıl dönmesi kendini ilk olarak apse veya akıntıyla gösterir. Apseye erken müdahale edilmemesi, ciddi ağrı ve ateşe neden olabilmektedir. Bu belirtilerle bir uzmana başvurulduğunda fiziki muayene ve hasta öyküsü tanı için yeterli olmaktadır. Genellikle herhangi bir görüntüleme yöntemine ihtiyaç duyulmamaktadır.

Bu belirtilere dikkat!

• Akıntı 
• İç çamaşırda ıslaklık
• Hoş olmayan bir koku
• Kuyruk sokumunda ağrı
• Kaşıntı

Kıl dönmesi tedavisi adına bir çok yöntem geliştirilmiştir. Tüm yöntemler daha kolay uygulanabilir olması için bir yöntem üzerinde yapılan geliştirmeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Amaç en minimal düzeyde ki kesiğin yapılmasıyla yapılan tedavi yönteminin bulunmasıdır.

Günümüzde bu tarife en uygun tedavi yöntemi ise ameliyatsız lazer tedavi tekniğidir.

 

AMELİYATSIZ LAZER TEDAVİNİN HASTAYA SUNDUĞU AVANTAJLAR

  • Lazerle kıl dönmesi tedavisi tanı konduğu gün uygulanabilir; klasik ameliyatlar gibi ön hazırlık gerektirmez, iş gücü kaybına yol açmaz.
  • Genel anestezi altında gerçekleşen kıl dönmesi ameliyatlarından sonra kişinin birkaç gün hastanede yatması gerekir. Oysa, lokal anestezi altında yapılan ve ameliyathane şartları gerektirmeyen kristalize fenol ile kıl dönmesi tedavisi 15-20 dakika sürer ve hastanede yatmayı gerektirmez.
  • Klasik cerrahi tedavi uygulanan kıl dönmesinde 15-30 cm uzunluğunda ameliyat izi kalırken, ameliyatsız tedavide iz kalmaz.
  • Klasik ameliyatlardan sonra ameliyat bölgesinde biriken kan ve sıvıları dışarı boşaltması için dren takılır, ameliyatsız tedavide dren uygulamaya gerek kalmaz.
  • Klasik ameliyatın ardından en az 10-15 gün istirahat gerekirken, ameliyatsız tedavi uygulanan kişiler aynı gün işlerine ve sosyal yaşama dönebilir.
  • Klasik cerrahi tedavi uygulanan kıl dönmesinden sonra genellikle 15 gün süreyle ağrı hissedilir, ameliyatsız tedaviden sonra genellikle ağrı kesici ilaçlara dahi gereksinim duyulmaz.
  • Klasik ameliyattan sonra kişinin 10-15 gün süreyle banyo yapması yasaklanırken; ameliyatsız tedavi uygulanan kişiler tedaviden sonra banyo yapabilir, denize ve havuza girebilir.
  • Klasik cerrahi tedaviden sonra kıl dönmesinin tekrarlama oranı %35’e kadar çıkar, ameliyatsız tedavide ise tekrarlama oranı çok daha düşüktür ve kişisel hijyene verilen önemle hastalığın tekrar etme riski ortadan kaldırılabilir.