Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Necla Songür, "40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH görülüyor. Hastalık; gelişmekte olan ülkelerde erkekleri, gelişmiş ülkelerde ise her iki cinsiyeti de eşit oranda hatta kadınları daha fazla etkiliyor" dedi.

Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Necla Songür, 19 Kasım Dünya KOAH Günü öncesi hastalık ve korunma yöntemleri hakkında bilgi verdi. KOAH’ın yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu kaydeden Songür, "KOAH’ın görülme sıklığı 40 yaş üstü yetişkinlerde yüzde bin 520’dir. KOAH teşhisi alanların büyük çoğunluğu sigara içen veya çok uzun süre sigara içmiş ve bırakmış kişilerdir. Hastalık sinsi ilerlediği için ve sigara bağımlıları öksürük, balgam çıkarma gibi şikayetleri önemsemediklerinden hastalık teşhisi konulduğunda, hastalar akciğer kapasitelerinin önemli kısmını kaybetmiş olmaktadır" dedi.

"Gebelik durumunda sigara içmek bebek için risk oluşturuyor"

Sigara içiminin en çok karşılaşılan risk faktörü olduğunu ifade eden Prof. Dr. Songür, "Pasif sigara içimi de akciğerin toplam teneffüs edilen partikül ve gaz yükünü arttırarak, solunum sorunlarına ve KOAH gelişimine katkıda bulunur. Gebelik döneminde annenin sigara içmesi, anne karnındaki bebeğin akciğer büyüme ve gelişmesini etkiler ve bebek için de risk oluşturabilir. Ayrıca, organik ve inorganik tozlar, kimyasal maddeler ve buharları içeren maddelere maruz kalmak, maden ve metal işçiliği, ulaşım sektörü ve odun/kağıt üretiminde çalışmak, çimento, tahıl ve tekstil işçiliği gibi meslekler nedeniyle toz, duman ve zararlı gazlara maruz kalmak, açık ateşte veya iyi çalışmayan sobalarda yakılan odun, tezek, bitki kökleri ve kömür, iyi havalanmayan evlerde ısınma veya yemek pişirme amacıyla kullanılan biyomas yakıtların yol açtığı iç ortam hava kirliliği, dış ortam havasının kirliliği ve düşük sosyoekonomik durum KOAH’a neden olabilir" ifadelerini kaydetti.

"Erken belirtiler önemsenmeli"

KOAH’ın en önemli belirtilerinin öksürük, balgam ve nefes darlığı olduğunu belirten Songür, "Öksürük ve balgam çıkarma önceleri sadece sabah görülür. Balgam çok az miktarda çıkar. Hastalar genellikle bu şikayetleri önemsemezler ve sigara içmenin doğal bir sonucu olarak kabul ederler. Gerçekte, şiddetli olmayan öksürük ile birlikte az miktarda balgam çıkarmak KOAH’ın erken habercisi olabilir. Eğer sigara içmeye devam edilirse ve hastalık ilerlerse öksürük şiddetlenir ve balgam miktarı gittikçe artar. Hastalar günün her saatinde balgam çıkarmaya başlar. Bazen boğulacak kadar şiddetle öksürükler oluşabilir. Nefes darlığı, hastalığın erken döneminde koşma, hızlı yürüme veya merdiven çıkma gibi eforlarda ortaya çıkarken, ileri seviyede ise dinlenirken bile oluşabilir. Genellikle öksürük, balgam ve nefes darlığı şikayetleri 50 yaşına doğru ciddi şekilde artış gösterir. Bütün bu şikayetler kış aylarında özellikle hava kirliliğinin yoğun olduğu dönemlerde ve gribal enfeksiyonlar sonrasında artmaktadır" açıklamasında bulundu.

"40 yaş üstü sigara içen herkes solunum testi yaptırmalı"

Prof. Dr. Necla Songür açıklamasında şu ifadeleri kaydetti:

"KOAH hastalığının kesin teşhisinde solunum testi yapılır. Bu çok kolay uygulanan bir testtir. KOAH erken teşhisi için sigara içen ve 40 yaşını aşmış herkes yılda bir kez solunum testi yaptırmalıdır. Solunum testi ile hem KOAH teşhisi konur hem de hastalığın şiddeti belirlenir. Akciğer filmi, kan oksijen seviyesi ölçümü ve bazı kan ve egzersiz testleri diğer yardımcı tetkiklerdir. KOAH’ta temel tedavi sigaranın bırakılması, tozlu ve dumanlı ortamlarda çalışmamak, bulunmamak, ve düzenli ilaç tedavisidir. Sigara bırakıldığı zaman hava yollarında ve hava keseciklerindeki bozulmaların şiddeti yavaşlar. İlaçlar hastalığın ilerlemesini önlemez bu nedenle sadece nefes darlığını azaltmak için kullanılır. İlaçlar düzenli kullanılmazsa hastalık ilerler, sürekli nükseder ve hastane yatışları artarak birçok yan etkiler gelişebilir. KOAH’ta dengesiz ve düzensiz beslenme nedeniyle kilo kaybı yaşanabilir. Kötü beslenmenin ve kilo kaybının temel nedeni yemek yeme sırasında oluşan soluk alıp vermede yaşanan güçlüktür. Kilo kaybı zaman içinde kasların erimesine ve solunum kaslarının da güçsüzleşmesine neden olur. Bu nedenle başka sağlık problemlerinin oluşmaması için dengeli ve düzenli beslenme programına uyulması son derece önemlidir."