Bir zamanlar teröründe bir raconu, teröristinde her şeye rağmen bir ahlakı vardı.

En eski terör örgütü
olarak bilinen (mö 66-73) SİCARİİLER para için bu işi yapsalar bile kadınlara ve çocuklara dokunmazlardı.

13. Yüzyılda ortaya İran'da çıkan Haşişiler, haçlı kralını öldürecek güçleri olmasına rağmen çocuklara, ihtiyarlara, kadınlara, dokunmadılar.

Uzak olmayan dünlerde, Michael Bakunin isimli anarşist "Floransa Biraderleri" örgütünü kurmuş, şiddeti savunmuş ama masum insanlara hiç bir zaman dokunmamıştır.

Dünyanın meşru terör örgütleri olan ABD, Rusya, İran, Fransa, İngiltere'ye bakıyorsun ne çocuk dinliyor bunlar, ne kadın dinliyor, ne masum insan dinliyor.

Mavi balina ırkının telaşına düştükleri kadar
insan onurunun davasını gütmüyorlar.

Kanlı elleri ile ne zaman birbirleri ile tokalaşsalar, ellerinden sızan kan mazlumların suratına damlıyor.

Adı bazen Şaron oluyor, bazen Esed, bazen Saddam, bazen Obama...

Bir şey değişmiyor bu coğrafyada, onların ölüleri tek tek bizim ölülerimiz onar onar sayılmaya devam ediyor.

Orada ölen çocuk için heykel dikilir bizde ölen çocuğun mezarı zor bilinir.

Rüzgarı tersine çevirmiş olsak bile ısırdığımız yumrukları yerleri kangren olmaya başladı.

Ya Rab!


Mekke'ye, İstanbul'a, Kudüs'e
girmeyi nasip ettiğin o günlerin hatırına yeniden fetihler nasip et bize.

Şu yerde duran İslam sancağının kaldırıldığını biz fakirlere de göster.