İnsanı davranışları ele verir. Toplum içindeki davranışları...

Otobüs metro vb toplu taşıma araçlarını sık kullanıyorum. Biliyorsunuz.

Yine...

Gençler bekliyor. Boş olan metro gelecek ona bineceklermiş. Yarım saattir ayakta imişler. Acıdım.

- Ayakta gitse idiniz 7 dakika sonra inmiştiniz, dedim.

İçlerinden biri, biraz anladı beni... Ama biraz.

- Lan şimdi biz 7 dakika ayakta kalmamak için yarım saattir ayakta mıyız?

Diğeri daha acımasızdı.

- 8 dakika daha bekleyeceğiz.

Neyse gülüştüler. Öz eleştiri sahibi insanları severim. Hele ki genç iseler sevilmeyi daha fazla hak ederler.

Sevilmeyen genç tiplemelerim daha fazladır.

Mesela...

Şu köşeye oturmuş yaklaşık 1.90 civarında uzun ve kırmızı suratlı hergele... Bir eli kızın omzunda. Kızı tarif etmeyeceğim. Bacaklar birbiri üstünde. Yine 'Ya Sabır' ama sorun yok...

Ama o ayakta duranların alanını işgal eden uzun ayakları kırmak gerek. İçimden, ne inkar edeyim, bu geçiyor.

Oturuyorum ve tam karşımda. Yer verecek birilerini baktım. Kimse yok.

Yine de, kalktım ayağa.

Gırtlağımı yokladım. Psikoloji... Önce aslan gibi kükremem gerekiyor. Yediğim bütün haşlanmış yumurtaları aklıma getirdim.

Sherlok Holmes filmindeki gibi dövüş sahnesini önce kafamda oynattım. Doğaçlama olmayan kavgalardan hiç hoşlanmazdım ama... Ben 170 ancak, ve o 2 metreye yakın. Orantısız güç durumu var sonuçta... Hayalarına diz vuracak pozisyonumu korudukça sorun yok. Tabii karateci filan çıkmazsa... Çıkarsa da yiyeceğim ilk dayak olmayacak sonuçta. Kabullendim.

Kendimi topladım...

- “Ayaklar!!!” dedim.

O ne ayaklar deyişti öyle. Utandım. Herkes bana bakıyordu. Şu hani bir dizide vardı. Bodur ama olabildiğince gür sesli "çaylar" diyen biri... Ondan bir kademe güçlü çıktı benim sesim.

Sonra ne mi oldu?

Hayallerim kursağımda kaldı.

Aslanlar bile kıskanırdı sanırım benim kükrememi.

Koca deve gibi yayılmış delikanlı, anında, hazır ola geçercesine toparlandı. Yanakları, benzi biraz daha kızardı. Oturduğu yerin köşesine çekildi, elini de çekti kızın omzundan. Küçüldü, ufaldı.

Acıdım, şimdi kıyamazdım ben bunu dövmeye. Dövmedim de zaten.

Bu kadar çabuk teslim oluş, hayallerimi yıkmıştı.

Zaten, şiddeti de hiç sevmem...