Dünya piyasalarında ABD'nin tüm zenginliğinin 10 katı daha fazla tutarda dolar geziniyor.

Yani ABD dolarının %90'ının karşılığı yok. Bu garabetin bekası, doların rezerv para koltuğundaki iktidarını muhafazasına bağlı.

Yani dünya ticareti kapsamında, dolar tekel olmaktan çıktığı gün, yavaş yavaş evine dönmeye başlayacak ve karşılığı olmadığı için de peçeteye dönüşecektir.

Bu akıbet yakın!...ABD'nin çöküşünde yeni Türkiye'nin izinin olacağını görenler, istikametini çevirmeye çalışıyorlar.

Bu kadar basit!

***

Elimizde laiklik kılıcı, karşımızda evanjelizm! İğdiş edildiğimizi idrak etmemiz, koca bir asır sürdü.

Bize laiklik telkini yapan Batı, Vestfalya antlaşmasından bu yana tam 400 yıldır Haçlı-Siyon ittikanın şekillendirdiği küresel statüko tarafından yönetiliyor.

İronik bir paradoks bu!

1. dünya savaşıyla başlayan İslam coğrafyasını paylaşım süreci, Arz-ı Mevud idealinin hayata geçirileceği aşamaya kadar geldi dayandı.

Hilafeti kaldırmadan ve İslam toplumlarının lideri durumundaki ülkemize seküler bir rejim dayatmadan, bunca kazanımı kotaramazlardı.

Kotarılan ahvalin devamlılığına yönelik alınan tedbirin önemi "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" sloganında saklıydı. Esaretin ve ezikliğin manifestosu niteliğindeki bu direktifi delerek ilk adımı attık.

Batı emperyalizmi, başta ülkemiz olmak üzere atalarımızın mirası tüm vatan bakiyesinden ebediyen kovulana kadar, bu kutsal mücadele artarak devam edecektir.

***

Hayvanlar içgüdüleriyle hareket ederler. İnsanları hayvanlardan ayıran özellik salt akılları değil, aynı zamanda miras kabul ettikleri ulvi değerleridir.

Değerlerden azade şahıslar, diğerlerini anlamakta zorlandıkları için onlara da kendi pencerelerinden bakarlar ve bu minvalde tartarlar.

Bazen güvenlik içgüdüsünün esaretine boyun eğmiş maddi çıkar beklentisi, bazen cinsel dürtüleri kışkırtan şehvet, bazen şöhret tutkusu, zaman zaman haset ve ekseriyetle kibir tuzağına düşmüş insan görünümündeki organizmalar...

Umumiyetle herkesi kendileri gibi sanır ve ahirete yatırım yapan, vatan millet ve bayrak sevgisiyle beslenen yiğitlerin duruşunu belirleyen düsturu kavramakta bocalarlar.

Hoş görmek lazım, bunların dedeleri de böyleydi; lakin bu hoşgörü eğilimi, lüzumu halinde hadlelerini bildirmeye mani değildir.