Bediüzzaman Platformu, İttihad Eğitim ve Kültür Derneği ile Bursa Kültür Vakfı tarafından Tayyare Kültür Merkezi'nde organize edilen panelin sunuculuğunu Adem Karabaş yaptı. Mehmet Erdoğan Hocanın Kur’an tilavetinin ardından Bursa Bediüzzaman Platformu adına Prof. Dr. Abdulvahap Yiğit açış konuşması gerçekleştirdi.

İTTİHAD-I İSLAM KONUSUNU HER TARAFA YAYALIM, KONUŞALIM

Bediüzzaman Hazretlerinin içinde yaşadığımız asra damgasını vurduğuna dikkat çeken Yiğit, “İttihad-ı İslam’a İslam dünyasının da bizim de çok ihtiyacımız var” dedi.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin taleberinden Mehmet Fırıncı ağabey ise, “Cuma günü ve Miraç kandili gibi mübarek bir günde bu konunun konuşulması her türlü takdirin fevkinde. İttihad-ı İslam konusunu her tarafa yayalım, konuşalım. Alem-i İslam’a çekirdek olsun” şeklinde konuştu.

BİZ BİR ŞAHSIN PEŞİNDE DEĞİLİZ YAZDIKLARININ VE FİKİRLERİNİN PEŞİNDEYİZ

Panelin moderatörlüğünü yapan Avukat Safa Mürsel, dünyanın bir cinnet halini yaşadığını söyledi. Mürsel, “Okullar, hastaneler, çocuklar, yaşlılar bombalanıyor. Hem de kimyasal silahlarla. Dünyanın içinde olduğu bu cinnet hali nasıl tedavi edilecek? Bu soru herkesin gündeminde olmalı” dedi.

Bediüzzaman Hazretlerinin “vefatım hayatımdan fazla hizmet edecek” sözlerini hatırlatan Mürsel, “58. Vefat yıldönümünü yad ediyoruz. Vefat ettiği zaman kaç yerde ders yapılıyordu şimdi kaç yerde yapılıyor. Gün geçtikçe Kur’an ve iman hizmeti yayılıyor. Bediüzzaman’ın methedilmeye ihtiyacı yok. Öyle bir beklentisi de yok. Fani şahıslar üzerinden hizmet bina etmenin faydası olmadığını gösterdi. Biz bir şahsın peşinde değiliz. Yazdıklarının ve fikirlerinin peşindeyiz” şeklinde konuştu.

HUKUK DEVLETİNİN ÖZÜ PEYGAMBERİMİZİN (asm) HADİSİNDE

Doç. Dr. Ahmet Yıldız, Bediüzzaman Hazretlerinin üç temel fonksiyon ve ölçü ortaya koyduğunu hatırlatarak bunları adalet, meşveret ve hukuk devleti olarak sıraladı. Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Adalette emanet ve ehliyet vardır. Liyakatin olmadığı yerde adalet olmaz. Bir toplumda adalet yoksa insanlar oraya aidiyet hissetmez. Adaletin olmadığı yerde medeniyetten de bahsedemeyiz. Meşveret, rızayı barındırıyor. Müslüman toplumların en fazla uzak olduğu şey istişaredir. Ama istibdat çok yaygın. Ve bu Müslüman toplumların ittihadını engeller. İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin çoğu ittihad ruhundan uzak. İslam tamamen söylemde. İslam dünyasının meşverete ihtiyacı var. Hukuk devleti de olmazsa olmazlardandır. Bunun özünü de Peygamber Efendimizin (asm) ‘kendisi için istediğini başkası için de istemeyen tam iman etmiş olamaz’ hadisinde görüyoruz. Beraber yaşamanın temeli de bu hadisin manasında yer alıyor.”

MÜSLÜMANLAR OLMASA BİLE İSRAİL YIKILACAK

Gazeteci-yazar Mustafa Özcan
, daha önce iki defa yıkılan İsrail’in üçüncü defa yıkılacağını söyledi. Özcan, şöyle konuştu:

“Müslümanlar olmasa bile İsrail yıkılacak. Bu 2 kere 2 dört eder gibi kesindir. Çünkü İsrail kendisiyle barışık bir toplum değil. Kendini imha edecek mikrop içinde gizli. Müslümanlar bunların ömrünü uzatıyor. İslam dünyası gece yürüyüşünde. Kendi kendimizle boğuşuyoruz ama Kudüs bunun sonu olacak. Sonra miracımız olacak. Bediüzzaman şahs-ı manevi diyor. Bu Müslüman kamuoyu demek. Batı ülkelerinde de doğu ülkelerinde de istibdat var. Cenab-ı Hak bütün yanlışlarımıza rağmen bizi doğru bir yere götürecek. Bu devran dönüyor. Belki olumsuz gibi görünüyor ama iyiye gidiyoruz. İttihad-ı İslam’ın birliği Türkiye ve Suriye’nin birliğinden geçer. Afrin de bu birliğin çekirdeğidir.” 

ASR-I SAADETİ SADECE MÜSLÜMANLAR YAŞAMADI

Avukat Ahmet Özkılınç, ittihad-ı İslam’a dair ayetleri hatırlattı. “Müslümanlar kardeştir” ayetini sağlayanın iman olduğuna vurgu yapan Özkılınç, şunları söyledi:

“Asr-ı Saadeti sadece Müslümanlar yaşamadı. Yahudisi, Hıristiyanı, müşriği de bu havayı teneffüs etti. İttihad-ı İslam sadece Müslümanların değil sulh-u umumi ile dünyanın da saadetine yol açacak. Öncelikle bunu hayatımızda yaşamalıyız. Bunun sadece siyasi bir konu olduğunu zannetmek büyük bir yanlış. Biz gayret edeceğiz. Esas olan süreçtir sonuç değil. Allah’ın maksadından başka hiçbir maksat olamaz. İttihad-ı İslam Kur’ani bir kavramdır. Farz-ı ayndır. Her mümin sorumludur.”

Kaynak:
Risale Haber