Berlin’in Kreuzberg semtinde bulunan Mevlana Camii’ndeki yangının kundaklama olup olmadığından bağımsız olarak Alman siyasileri ile toplumun kayıtsız kalması okunan bir bildiriyle kınandı. Bildiride “Almanya da bu olayların son olmasını diliyoruz. Birbirimize saygılı, anlayışlı olarak huzur ve sükûnet içinde yaşayabileceğimiz bir ortamın oluşturulmasını arzu ve talep ediyoruz.” denildi.

Başkent Berlin’in en eski camilerinden 40 yıllık geçmişe sahip Mevlana Camii’nde çıkan yangına teknik bir hatanın mı sebebiyet verdiği yoksa yangının kundaklama mı olduğu sorusu henüz netlik kazanmadı ancak cami cemaatinin Alman siyaseti ile kamuoyunun ilgisizliğine yönelik tepkileri devam ediyor. İslam Federasyonu’na bağlı Mevlana Camii dün de düzenlenen bir protesto etkinliğine sahne oldu.

Federasyona bağlı camilerin dernek başkanları ile imamlar yakılan caminin önünde toplanarak bir bildiri okudular.Basın bildirisi Almanca ve Türkçe olarak okundu. Türkçe bildiriyi Berlin’in Buckow semtinde bulunan Aziziye Camii’nin imamı İdris Kahraman okudu. İbadethanelere yönelik kundaklamaların kınandığı bildiride camilerin toplum için taşıdığı öneme değinildi ve “Camiler insanları sadece bedenen birleştiren yerler değildir. Aynı şekilde ruhları birleştiren, maneviyatı sağlamlaştıran, birlik ve beraberliğe katkı sağlayan mekanlardır. Camilerde ırk, mezhep, dil,renk ayrılığı yoktur. Zengin fakir ayrımı, amir memur, işçi işveren ayrımı olmadığı gibi coğrafya ve kültür ayrımı yoktur.” denildi.

Camilerin müminlerin bilmediklerini bildikleri, bildiklerini ise yeniden kavradıkları birer eğitim yuvaları olduğu belirtilen bildiride şunlara yer verildi: “Daha ilk dönemde başlayan bu eğitim ve öğretim günümüzde de her hafta gerçekleştirilen Cuma vaazlarıyla, Cuma gününde okunan hutbeler ile ve burada sayamayacağımız birçok sosyal, kültürel ve içtimâî hizmetlerle,toplum ve fert hayatını ilgilendiren konulara yer verilmektedir.

Müminlere her türlü kötülüklerden uzak durmalarının yanında; her türlü iyilik ve güzellikler, insan sevgisi, vatan, bayrak, ezan, Kur'an sevgisi, ana-babaya saygı, büyüklere hürmet, küçüklere sevgi,insanlar arası ilişkilerimizin, İslam ahlâkı ve zarafeti doğrultusunda olması gerektiği, vaaz ve hutbelerde olduğu gibi her fırsatta dile getirilmektedir.”

İslam Federasyonuna bağlı camilerin ortak açıklaması olarak okunan bildiri şu satırlarla son buldu: "Yaşamış olduğumuz bu menfur olayın ilk olmadığını çok iyi biliyoruz. Ama demokrasinin beşiği,insan haklarının gözetildiğine inanmak istediğimiz Almanya da bu olayların son olmasını ve hepimizin Adem ve Havva'nın R.a çocukları olduğumuzun bilincinde olarak birbirimize saygılı ve anlayışlı olarak huzur ve sükûnet içinde yaşayabileceğimiz bir ortamın oluşturulmasını arzu ve talep ediyoruz.”

Öte yandan ATİB Genel Başkanı İhsan Öner, Berlin ve Bielefeld’de camilerin kundaklanması karşısında kamuoyunun duyarsız tavrını eleştirdi. Öner “Son günlerde Almanya’da camilere saldırılan peş peşe gelmesinden duyduğumuz endişe ve üzüntüden daha çok, devlet ve hükümet yetkililerin, siyasilerin ve medyanın duyarsızlığı veya görmemezlikten gelmesidir. Kundaklama sonucu çıkan yangınlara rağmen, siyasiler sessiz kalmasını anlamak mümkün değil!” dedi.

‘BİRBİRİMİZİN ARAMIZIN AÇILMASINA İZİN VERMEMELİYİZ’

Federal Hükümetin Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz, Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı AimanMazyek’in cami yangınlarına yönelik açıklamasını onayladığını belirten yazılı bir açıklama yaparak “Birbirimizin aramızın açılmasına izin vermemeliyiz.” dedi. Özoğuz Mazyek’indinlerarası diyalog çağrısını çok olumlu bulduğunu ifade ettiği açıklamasında “Irak’ta olduğu gibi din adına zulüm işleyen aşırı uçlara karşı birlikte mücadele etmeliyiz. Almanya’daki huzur içinde birlikte yaşamı birlikte korumalıyız.

Bu nedenle İslam toplumunun son yıllarda yaptığı açıklamalarda sık sık dile getirdiği diyalog çağrılarını çok önemli buluyorum. Aynı şekilde Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Mazyek’in antisemitizmi ve İslam’a duyulan nefreti de çok açık ve net bir şekilde kınamış olmasını da çok önemli buluyorum.

Birbirimizle dayanışma ve diyalog içinde olmamızın önemini son aktüel gelişmelerde de görüyoruz: Alman Müslümanların birçoğu ile Museviler endişe içinde, zira bu yılbaşından bu yana camiler ile sinagoglara yönelik saldırılar düzenleniyor. En son Bielefeld, Mannheim ve Wuppertal’da meydana geldi.” diyerek Müslümanların büyük çoğunluğunun barış içinde yaşadığına dikkat çekti.