ABD, 2018 itibariyle Türkiye'yi;

- Haydut devlet,
- Hukuksuz devlet,
- Radikal İslamı/cıları destekleyen devlet, başlıkları altında suçlama ve buna bağlı çeşitli yaptırımlar uygulama kararı aldı.

Lâkin, her ne kadar bu karar doğrultusunda tüm hazırlıklar tamamlanmış olsa da, masa da bulunan birkaç ekip, Türkiye'yi kazanmanın (daha doğrusu geçmişte olduğu gibi güzellikle kullanmanın) daha iyi bir yol olacağı konusunda ısrarcı.

Bunun yanında tüm tarafların hemfikir olduğu ana başlık; Türkiye'nin gün geçtikçe yayılan/büyüyen gücü, etki alanları ve hızla yükselen popüleritesi her ne şartla olursa olsun kesinlikle budanmalı/kısıtlanmalı.

Şunu net olarak bilmekte fayda var;

ABD, 'etki alanındaki ülkeler dahilinde' bir süper güçtür. Fakat Türkiye'nin de artık bölgesel değil, küresel bir güç olduğunu, kendilerinin tüm dünyaya 'yeter artık' dedirten emperyalizm projelerine karşı Türkiye merkezli büyük bir savaşın başlatıldığını çok iyi biliyorlar.

Dolayısıyla Türkiye-ABD ilişkileri bundan sonraki süreçte, yıllardır ABD-Rusya arasında sahnelendiği üzere 'soğuk savaş' şeklinde olacaktır -ki- bizim savaşımızın farkı, tamamen 'GERÇEK' olmasıdır.

Önümüzdeki çetin ve sancılı süreç içerisinde Türkiye'nin elinde bilinen/bilinmeyen bir çok kozun bulunduğunu zamanla görecek, yeni dünya düzeninde yeni dengelerin Türkiye üzerinden şekillendiğine hepberaber tanık olacağız. Bu nedenle, şimdi, her zaman olduğundan çok daha dik durmalı, hissiyatımızı çok daha diri tutmalıyız.

***

Amerika'nın idrak edemediği kritik şudur;

Türkiye gibi köklü devlet yapısına sahip ülkeler (ki esasen bir benzeri de yoktur) tarihinin enginliğinden dolayı birçok hadiseye tanık olmuş, birçok badireler atlatmış ve birçok ölümcül eşikten defalarca geçe-gelmiştir.

Bugün mevcut ülkelerin %90'ı yapay kriz masaları oluşturup 'şu olsa ne yaparız, bu olsa hangi önlemleri alırız' gibi similasyonlar yaparken, Türkiye, söz konusunu ihtimallerin bir çoğunu belki de defalarca yaşamıştır, halâ da yaşamaktadır.

Bu nedenle 250 yıl öncesinden başlayarak özellikle son 80 yıldır en hassas noktalara sızmalarına (ve buna çok güvenmiş olmalarına) rağmen, söz konusu beka meselesi olduğunda, devlet -emsalde görüldüğü üzere- tüm dünyayı karşısına almaktan çekinmez, çekinmeyecektir.

Dolayısıyla Türkiye'nin bu geleneksel yapısını geç de olsa görenler ve eşi benzeri olmayan sabrının sona erdiğinin farkına varanlar, artık masaya eşit bir şekilde oturmanın kendilerine 'kazanç' getireceğini anlamaya/sindirmeye başlamıştır.

Amerika'ya dönecek olursak (eğer akıllılarsa) ya bu realite ile yüzleşerek mevcut/usulsüz girişimlerini gözden geçirecekler, ya da verebilecekleri tüm zararı verip, son sahne de -çok ağır şekilde- kendileri KAYBEDECEKLERDİR.