TSK'da kadın personelin başörtüsü serbestliğine karşı açılan davada Danıştay savcısının verdiği mütalaa ortada dağ gibi dururken, ülkede kronik hale gelmiş nasıl çözmeye çalışırsan çalış başka şekilde sorunlar çıkartabilecek ıvır zıvır mevzular yüzünden ben küstüm oynamıyorum diyenler ahmak değilse de haindirler.

Şöyle bir mütalaa herhangi bir zamanda ülkenin laik adı altındaki islam düşmanı kesime karşı verilsin şu an danıştay yıkılıyordu.

Ben meslek lisesi mezunuyum. Devlet parasız yatılıda okudum. Tam 28 şubat döneminde mezun oldum ve istediğim üniversiteyi kazanabildim. Ancak benden bir dönem sonra mezun olan arkadaşların hepsi katsayı problemi nedeniyle ilk 1000'e girenler dahi çok daha kötü bölümleri seçmek zorunda kaldılar büyük kısmı da dört yıllık fakülteleri kazanamadılar.

Dönemin hükümetinin aldığı kararla hem üniversite sınavlarında kat sayı mağduruyeti çıkartıldı, hem de liseden mezun olur olmaz devlet memurluğu için kuramız çekilir ertesi gün atamamız yapılırdı, bu hakkı da elimizden aldılar. Tüm bunlar imam hatiplerin orta kısımlarını kapatmak ve onların üniversiteye gitmelerini engellemek için yapılmıştı.

Benden sonraki dönem mezunu arkadaşların bir kaçıyla bu durumu konuştuğumuzda hiç birinin kendi geleceklerini direkt etkileyen bu durumdan şikayetçi olmadıklarını gördüm. Onlara göre yeter ki imam hatiplerin önü bir şekilde tıkansındı. Hiçbiri bırakın dava adamı olmayı adam bile olamayacak tıynette kişilerdi. Ancak şunu söyleyebilecek kadar hak olmayan davalarına sadıktılar.

Şu çok net, insanların bir şeylerin farkına varabilmesi için ellerindeki imkanların gitmesi gerekiyor. Sırf bu nedenle Danıştay savcısını destekliyorum. Özgürlükler ve eşitlik bize fazla. Bizler kızıyoruz falan ama laiklerin bize layık görmediği özgürlükleri kendi kitlemiz kendisine layık görmüyor ki.

Gücü eline aldığı zaman ilk işi seni o şekilde kamu kurumlarında çalıştırmamak olacak adamlarla beraber, kendisine bu imkanları verenlere saldıran başörtülü memurları, korkudan gümüş yüzük takamayan adamları gördükçe yıkılsın be bu devran diyorum.

Üzgünüm anneler sokakta sizi gördüğünde bok görmüş gibi yüzüne tiksinerek bakıp, duysun diye hakaretler eden kokoşlara; sizin evlatlarınız gördükleri her yerde yalakalık yapıyor. Size somurtan o yüzler onlara gülüyor, niye mi çünkü deveye diken insana ...