Günün önemine ithafen duyulmak istenen söylenebilir tabi..

Ah bu duyulmak istenenler! Kalemlere, dillere hakim düşünce gardiyanları...

Akılları, mahallelere ayıran ve her mahalleyi kendi içinde izole ederek sesin, aklın, kalemin dışarı taşmasını, etki etmesini engelleyen zorbalar.
Kulaklara tıkaç, gözlere mil, zihinlere ket vuran "duyulmak istenen" putu(!)

Ve yüzeysel (sığ) doğrulara inat söylenen üzeri sütreli, görüntüsü filtreli söz zorunluluğu...

Ya aşikâre olanı kırk dereden su getirerek anlatma hamallığı, ya da seksen sayfa düşünceyi konsantre ederek zerk etme güçlüğü...

Ve deneyelim madem...
Kırmadan dökmeden anlatmayı başarabilir belki bu Adem, her dem.

Her şey önce oluşur, sonra gelişir ve sonra tanınır, bilinir, kabul edilir.

Ve tam tersi durumda, önce yozlaşır, sonra zayıflar en son birileri darbeyi vurur..
Bakın en sonuncu kişiyi saymıyorum bile, biz çok öncesi kaybetmişiz o işi!
Milyonlarca kilometre içinde, milyonlarca batı hayranı çakalın arasında yalnız bırakmışız.. Sonra hayıflanıyoruz.

Paşalar avrupalarda geziyor, biri balelerde diğeri pornografik tablo biriktiriyor, hem de öyle böyle değil dünyanın en zengin, en cüretkar koleksiyonunun sahibi olacak kadar..

Bakınız: "L'Origine du Monde" (dünyanın merkezi) tablosuna!

Osmanlıyı Osmanlı yapan dünyaya ÖNERDİĞİ idi.. Bu adalet önerisi zihinlerde dünyanın merkeziydi, bu ne silah, ne ordu gücüdür. Ne zaman ki bunu unuttuk, adam geldi sana yeni bir merkez tarifi yaptı. (...)

Paşalar paşa olmaktan çıkmış ya darbeci olmuş, ya da avrupa jet sosyetesinin tanınmış siması..

Dünyaya ırkçılık virüsü zerk edilmiş, ortalık gürül gürül yanıyor, bizimkiler bir ihtimal ya aklını yemiş, ya da satılmış "bundan sonra Al-i Osman olmazda, Al-i Mithat olur noolcak" deme cürretine erişmiş!

Ne olmasını bekliyordunuz arkadaşlar?

Bakın küçücük bir örnek vereyim. Öyle örnek mi olur demeyin zira mevzunun kalbi bana göre..

Bakın, bırakın üst kademeleri, burada bile hasbel kader insanlar, arkadaşlar tanıyoruz, hemen size bir çırpıda adam/kadın sayarım.. MaşaAllah!

Bu adamlar şu an ki ruhlarıyla! O devirde Paşa olsun, sıkıyorsa gelsin yıksınlar, bakalım kim becerebiliyormuş bi görelim..

İşte bu kadarı bile yoktu o devirde elimizde.. O zaman öyle gerekiyordu, layık olan kalmamıştı öyle oldu. Şimdi varsa layık olan yerini bulur, diğeri de zaten mündemiç!